Remember me

Changbin'in sarayı

"Ya hadi hızlı olsanıza! Changbin'ler çoktan yola çıktı."

"Ya tamam geldik kudurma, Jisung sen de dikkat et sevgilim."

Chan arabanın camından evden hâla çıkamamış olan minsung ikilisine seslenmeye devam ediyordu çünkü yaklaşık 15 dakikadır onları bekliyorlardı. Jisung elinde ki çantaları bagaja koyup arka koltuğa oturdu ardından Minho da geri kalan eşyaları yerleştirip sevgilisinin yanına geçti.

Jisung'un krizinin üzerinden 1 hafta geçmişti ve kafa dağıtmak için tatile gitmeye karar vermişlerdi. Changbin'lerin Jeju adasında ki yazlıklarına gidiyorlardı. Jisung yanına oturan sevgilisinin yanağına bir öpücük kondurup kafasını omzuna koydu, Ardından Minho da gülümseyip küçüğünün saçlarına bir buse kondurdu. Her geçen gün kendini daha şanslı hissediyordu Jisung ile sevgili olduğu için.

"Vıcıklığınız bittiyse sürüyorum arabayı?"

Minho kaşlarını çatarak "Boş yapma, seni de göreceğiz." Gözleriyle ön koltukla oturan Seungmin'i işaret etmesiyle Chan aptal aşıklar gibi sırıtıp arabayı çalıştırmıştı.

"Seungmin müzik açsana."

Seungmin Jisung'un seslenmesiyle radyoyu çalıştırıp güzel bir şarkı aramaya başlamıştı. Duyduğu melodiyle gülümsemiş ve sesini açmıştı.

Day6-shoot me

Jisung arkadaşının Day6 aşığı olduğunu bildiği için kıkırdamış ardından da sevgilisine daha da sırnaşmıştı. Yolun yarısına geldiklerinde Jisung esneyip mızmızlanmaya başlamıştı.

"Of yol neden bu kadar uzun sürdü ya?"

"Daha 2 saatlik yolumuz var Jisung."

"Yuh!"

Jisung Chan'ın dediğine hayıflanıp oflamıştı. "Minho, dizlerine yatabilir miyim?"

Minho sevgilisinin şirinliğine gülümseyip dudaklarına kısa bir öpücük kondurmuştu. "Tabiki yatabilirsin bebeğim, soruyor musun bir de?"

"Ay çok tatlı oldunuz siz! Ağlayacağım şimdi."

Jisung arkadaşının dediğine havadan öpücük göndermiş ardından da Minho'nun dizlerine kafasını koymuştu. Çok geçmeden uykuya dalmıştı Minho ise sanki karşısında mükemmel bir manzara varmış gibi sevgilisini izliyordu.

Tabi onun manzarası tüm şehir manzaralarından güzeldi.

••

"Jisung, hadi kalk sevgilim geldik."

Jisung omzunun dürtülmesiyle gözlerini araladı, hangi ara uyumuştu hatırlamıyordu. Arabadaki herkes bagajdan birer eşya alıp oldukça büyük olan eve götürüyorlardı.

"Changbin bu ne amına koyayım saraya mı geldik?"

Hyunjin'in şaşkınca konuşmasına herkes gülmüştü. Aslında bir yandan haklıydı bu ev sekiz kişi olmamıza rağmen büyük kalıyordu.

"Hyunjin bırak taşıyabiliyorum!"

"Ellerin ağrır lixie bırak da taşıyayım."

"Ya üç yaşında bebek miyim ben taşırım, sen git Jeongin'in elindekileri al çocuk güneşin altında bayılacak şimdi."

"Emriniz olur Felix kaptan."

Hyunjin Felix'in konuşması üzerine Jeongin'in yanına gitmiş ama o gidene kadar Changbin çoktan Jeongin'in elindekiler taşımaya başlamıştı. Bütün eşyaları salona getirdikten sonra herkes kendini bir köşeye atıp soluklanmaya başlamıştı.