(2):Yağmurlu Sokaklar💙

85 22 81
                                    

"Dora"
Sesim o kadar kısık çıkmıştı ki ben bile duymamıştım.
"Nefes?"
"Dora abi"
Az öncekinde nazaran sesini daha gür çıkmıştı.
"Sen ne zaman geldin"
Dedim gizlemeye çalıştığım heyecanlı sesimle.
"Dün akşam, geldim Hoş geldin bu arada"
Yanıma gelip kucağımdaki küçük kızın saçlarını okşadı.
Ona şu an o kadar çok sarılmak istiyordum ki Ama tabii ki de yapmadım.
"Tanıştınız mı Siz?"
Yani tanıştık denmez lavaboya gidiyordum bu küçük hanım da ağlıyordu ben de yanına geldim ama kim olduğunu bilmiyorum kimin torunu Bu minik"
Deyip Bu sefer de ben öpücük kondurdum uzun kahverengi saçlara.
"Kimsenin torun değil Işık benim kızım"
"Ne!?"

Bu nasıl olabilirdi evlenmişti ve bir kızı mı vardı?
O an sanki biri kalbimi sıkıştırıyormuş gibi hissettim.
Toprak göz beni unutmuş muydu?
Daha fazla dayanamayacağımı anlayıp isminin daha yeni ışık olduğunu öğrendiğim minik bebeği göğsümden kaldırdığım anda içli içli ağlamaya başlamasına rağmen Dora'nın kucağına verip odadan çıktım.
Arkamdan seslenmesine rağmen cevap vermeden merdivenlerden inmeye başladım kimseye bir şey demeden çantamın ayakkabılarımı alıp evden çıktım. Benden habersiz akan gözyaşlarımı elimin tersiyle silip hızlı adımlarla at sokaktaki sahile doğru yürüdüm. Sahile var mama az kalmışken arkamdan. Aras'ın seslendiğini duyunca durmak zorunda kaldım.
Bana ulaşınca konuşmadan yürümeye devam ettim Arasta arkamdan geliyordu rastgele sahile karşı bir banka oturdum O da benimle birlikte oturmuştu.

"Kızım ne oldu çıktın gittin öyle"
"Yok bir şey!"
Elimde olmadan sesim biraz yüksek çıkmıştı.
"Sakin ol şampiyon Tamam yok bir şey"
"Özür dilerim"
Ellerimi banka koyup başıma eğdin Biraz sonra başımı kaldırıp yaşlı gözlerle Arasa baktım.
"Hiç aşık oldun mu?"
"Hmm bu zor bir soru oldu"
"Olmadın mı yani?"
"Oldum mandalina "
Saçlarımdan dolayı bana böyle derdi.
"Peki kime?"
Aras daha cevap vermeden telefonu çalmaya başladı.
"Pardon"
Deyip biraz uzağa gitti.

"Efendim anne"
...
"Evet benimle"
...
"Tamam"

Telefonu kapatıp yanıma geldi.
"Şerife Teyze mi?"
"Evet "
"Ne diyor?"
"Dora Bey merak etmiş miş"
Ağzını bükerek taklit edince kıkırdadım.

Bir dakika bir dakika Dora mı dedi o beni niye aramamıştı ki?

"Dora abi mi?"
"Evet Dora"
Ne alakaydı şimdi ya manyak mı bu adam.
"Neyse gidelim o zaman"
Saate baktığımda 7.40'dı.
Neredeyse hava kararıyordu.
"Gidelim bakalım mandalina hanım"

Kendimi yorgun bir şekilde sandalyeye attım ama dinlenirken bile ders çalışmak zorundaydım. Tabletten ezberleyeceğim notları açarak çalışmaya başladım dün Arasla ayrıldıktan sonra direkt eve gidip yatmıştım ve sabah canım annem tarafından berbat bir şekilde uyandırılıp akşam Dora'nın ablasının kınası olduğunu söylemişti.
Kınadan sonra da after parti olacaktı telefonum titremesi ile tableti biraz ittirip elime telefonu aldım.

Toprak Göz
5 dakika aşağıya iner misin?

Şaşırarak ekrana yeniden baktım heyecanla ayağa kalkıp yerimde tepindim birkaç kişi dönüp bakınca ne yaptığımı anlayıp hemen yerime oturdum.
Aklıma gelenlerle gülümsemem anında soldu neye seviniyorsam adam evli kızı var Ben hala Umut besliyorum.
Görüldü atıp uygulamadan çıktım telefonum masaya bırakıp sessize aldım ve tekrardan çalışmaya başladım.
"Nefes!"
Duyduğum sesle elimle alnıma vurup yavaşça kafamı kaldırdım gerçekten manyaktı bu adam.
"Aaaa Dora abi"
Şaşırmış gibi yaparak yanına gittim.
"Neden cevap vermiyorsun!"
Hafif yüksek sesle konuştuğu için etraftaki birkaç kişi bize döndü.

Koluna girip fotokopi odasına doğru yönlendirdim orada genelde sadece stajyerler olurdu ve şu an mola saati olduğu için herkes yemekhanedeydi. Odaya girip kapıyı kapattım.

SERENDİPÇE | MAHALLE KURGUSU Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin