Jup_hominNe
Jijitsu_mi
Ne oldu Lee Know?
Jup_homin
Ah.. yok bir şey sadece
uzun zamandır konuşuyoruz sanki
ve ismini bilmiyorumJijitsu_mi
Anlıyorum ama
alakasını kavrayamadım
Her neyse Lee Know
ismim Jisung, ve Lee Know'un
gerçek ismin olduğunu
düşünmüyorum, senin
ismin nedir?Jup_homin
Minho
Lee Minho
Jijitsu_mi
Aa biliyor musun sana
anlattığım kişinin de ismi
Lee MinhoJup_homin
Jisung
Han Jisung
Görüldü 21.12
Çevrim içi
Yazıyor...
Çevrim içiJijitsu_mi
Soyadımı
Nereden biliyorsun?
Jup_homin
Aptal
Cidden sen tam bir aptalsın Han Jisung
İlahi bakış açısı /
Hesabın - daha doğrusu artık emin olduğu kişinin - yazdıklarını düşündü Minho. İlk önce ismiyle kafede yaşadıklarını yazması sonraysa tam adını yazdığında bunun doğruluğunu kanıtlaması aklında sadece tek bir kişinin bulunmasını sağlıyordu. Han Jisung.
Uygulamadan çıkıp mesajlara girdi ve o numaraya yazdı.
Minho
Han
Yarın dershanede
biraz konuşalım mı?Jisung
Nwden
Minho kokrmsya baslıyorum
Görüldü 21.29
Jisung'un elleri kontrol edemediği derecede titriyorken sadece tek bir şeyi diliyordu. Minho'nun konuşmak istediği konunun az önce yaşanan garip olayla ilgili olmamasını. İstemese bile içten içe biliyordu öyle olduğunu. Ve bir de Minho'nun ondan rahatsızlık duymamasını diliyordu. Eğer yıllardan beri hayatını döktüğü kişi Minho ise son yazdıklarından dolayı -başka birisi olsa Minho için yazdıklarını itiraf olarak algılayabilirdi çünkü ilk aşkına benzettiğini ve kokusu hakkındaki fikirlerini hiç düşünmeden aktarmıştı oraya- ondan rahatsız olmamasını umuyordu. Arkadaşlarının sevgili olduğu gerçeği göz önüne alınırsa homofobik değildi ama bu yine de Jisung'tan rahatsız olmayacağının garantisini vermiyordu. Tırnaklarını dişleri arasına alıp teker teker kırdığı sırada odaya annesi girdi.
"Oğlum? Tırnaklarını ağzına sokma diye kaç defadır seni uyarıyorum." Titrediğini fark ettiğinde ise gözleri endişeyle büyüdü ve kaşlarını kaldırdı. Elini alnına yaslayıp ateşi olup olmadığına baktı ilk önce. Neyseki ateşi yoktu. "Ne oldu, Jisung? Titriyorsun bebeğim. Bekle su getireyim." Jisung içindeki hissin üzüntüye dönüştüğünü hissetti bir an. Annesini boşu boşuna yormak ona iyi gelmiyordu. Bu yüzden derin nefesler alıp titremesini dindirmeye çalışıyordu ki annesi odasına elinde bir su bardağıyla girdi. Eline aldığı bardaktaki suyu birkaç yudumda içtiğinde annesinin ne olduğunu anlatmasını bekleyen bakışlarıyla karşılaştı. Yutkunup sadece bir kısmını anlattı. Anlattıkları da aslında yalan değildi.
"Minho'yu hatırlıyorsundur anlatmıştım birkaç kere." Annesinin yüzünde tam anlamıyla kocaman bir gülümseme oluştu ve kafasını onaylarcasına salladı. "Kayıt yaptırmaya gittiğimiz gün de onu görmüştük. Hem şeyi de sormayı unuttum. Bugün bana yazdığında beraber kahve içiyordunuz sanırım." O günü hatırlamasına şaşırsa da devam etti. "Ders çalışmak için sürekli gittiğim kütüphanede karşılaştık bayağı ders çalıştıktan sonra kahve içmeye gittik ve ayrıldık." Annesi tek kaşını kaldırdı ve ona baktı. "Sadece bu mu?" Jisung bir kez daha yutkundu. Daha az önce su içmesine rağmen boğazı kurumuştu. "Kokusu falan hoşuma gitmişti diyordun." Hay kapanmayan çeneme.. diye geçirdi içinden o an. Annesinden hiçbir şeyi saklamayan biri olarak bunu da söylemesi normaldi aslında. "Öhöm, sadece ayrılmadan önce ona biraz sarılmış olabilirim." Gülümsemesi mümkünmüş gibi daha da büyüdüğünde "Nerede kalmıştık.. biz Minho ile mesajlaşıyorduk ve ben ona çok yanlış anlaşılabilecek bir mesaj attım."
"Nasıl yanlış anlaşılabilecek bir mesaj?" Bu soru duraksamasına sebep olsa da cevapladı. "Yani.. nasıl desem.. ondan hoş..lanıyormuşum gibi işte ya.." Sona doğru sesi kısıldığında annesi oturduğu yatakta oğlunun yanına yerleşti ve saçını okşamaya başladı. "Hmm titremenin asıl sebebini çözemedim bebeğim." "Anne.. ya benden rahatsız olursa.. Minho varlığına alıştığım biri ve onun benden uzaklaşması beni çok üzer." Bu sözüyle ağlamaya başlaması bir olmuştu. Annesi oğlunun birine kısa bir sürede bağlanmasını -onun için ağlayacak duruma gelmesini- garipsese de ağlaması bitene kadar saçını okşamaya devam etti. Sakinleştiğini hissettiğinde ise şüphelendiği şeyi sordu. "Sana bir şey soracağım ve dürüst olmanı istiyorum." Jisung son kez burnunu çekip onayladı. "Ya sen?" Bu soruyu anlamadığı için kaşlarını çattı. Hareketini gören annesi ise daha açıklayıcı bir şekilde sordu sorusunu. "Ya sen bebeğim, hoşlanıyor musun o Minho isimli çocuktan?" Bu soru aralarında uzun bir sessizliğe yol açtı. Jisung'un uykuya dalmadan önce söylediği son şey 'bilmiyorum' olmuştu. Kısık sesle söylemesine rağmen annesi duymuş ve oğlunun saçına küçük öpücükler kondurup yavaşça yataktan kalkmıştı. Üstünü güzelce örtüp ışığı kapattıktan sonra odadan çıkmıştı.
~~~
Bu daha başlangıç güzellerim ehem
04.05.2024 - 22.59
![](https://img.wattpad.com/cover/341265889-288-k928721.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
still with you • minsung
Fanfic"Bir Japon efsanesine göre güneş ve ay birbirlerini seviyormuş fakat zaman farkı yüzünden kavuşamıyormuş. Tanrı da güneş tutulmasını onlar kavuşsun diye yaratmış ki insanlar 'imkansız aşk' diye bir şeyin olmadığını anlasın.." Başlangıç: 14 Mayıs 202...