Nakavt Sevgilim! +18

6. Bölüm

"Hadi bakalım başlıyoruz!"

Verdiği eldivenleri elime taktığım sırada gülmeye başladı. Anlamaz gözlerle ona bakıyordum.

"Napıyorsun?"

"Ne demek napıyorum? Verdiğin eldiveni takıyorum işte."

"Ah be kızım. Öyle mi giyilir o eldiven." demesiyle eldiveni ters giydiğimi farkettim. Tam çıkaracağım sırada eliyle müdahale etti ve eldiveni mi çıkardı. "Temastan rahatsız olduğun zaman söylemen yeterli. Ama sana hareketleri öğretmem için çoğunlukla temasta bulunmam gerekiyor." derken eldivenleri giydirmişti.

"Fazla yakın temas dışı rahatsız olmam, yani olmamaya çalışırım en azından. " dememle başıyla onayladı. "İyi o halde başlayalım." dedi.
"Şimdi sözel olarak giriyorum." dedi ve derin bi nefes aldı. "Yoldasın, sokaklar ıssız ve tek başınasın" demesiyle ürperdim. Bunu gören Ayaz çatık kaşlarla bana bakıyordu.

"Üşüme hissi geldi bi an."

"Yalan söyleyemiyorsun."

"Olmadı dimi."

"Cık." demesiyle dudaklarımı büzdüm.

"Devam ediyorum."

"Tabi tabi saha sizin hocam" dememle tebessüm etti. Ardından ciddileşti ve 1 adım yaklaştı.

"Arkanı dön."

"Ne?"

"Bade arkadan saldıran birisine yapman gereken hareketleri göstereceğim" Fesat düşünmeyeceğim, hayır Bade olmaz!

"Tamam" dedim ve arkamı dönüp yavaş tempolu bir şekilde yürümeye başladım. Arkamdan Ayazın geldiğini hissetmemle ürperdim. "Arkamdan geldiğimi hissettin, ne yaparsın? "

Bir anda omzuma dokunmasıyla çığlık atıp ellerimle yüzümü kapattım. O gece gözümün önüne geldiği sürece adapte olmak imkansız gibiydi.

"Hey, Bade? İyi misin?" deyip elini tekrar omzuma koymasıyla geri çekildim. Karşısında aptal görünüp görünmemen umrumda değildi. Elimde olan birşey değil. Bu çok zor geçecek bir travmamdı.

"Tamam, ara vermek ister misin?"

"Ayaz, bitirsek?" Beni anlayışla karşılamasını bekliyordum. İlk günden en azından kendimi fazla zorlayıp travmamın tetiklenmesini istemiyordum.

"Peki, bitirelim bugünlük o zaman. Fazla sıkmak istemiyorum. Acelemiz yok."

"Didem 2 ay sonra turnuvan olacağını söylemişti, nasıl yetişeceksin, engel olmak istemem."

"Benim hakkımda konuşuyorsunuz demek?" deyip sırıttı. Onca lafın arasında buna mı takıldın zeki şey?

"Hadi ama, öyle havadan sudan konuşuyorduk. Ayrıca bu kadar ego biraz fazla."

"Haydaa. Sende onca muhteşem özelliğim arasında egoma mı taktın?

" Onca özellikten kastın ne acaba?"

"Yakışıklılık, karizma sempatiklik falan?"

"Bi kere daha egonu kanıtladın" deyip gülmemle elini saçlarına götürdü. Ve karıştırmaya başladı. Kafasını kaldırıp bana baktı ve kaşlarını kaldırdı.

"Değilim diyosun yani?"

"Ne değilsin diyorum?"

"Yakışıklı"

"Uff Ayaz ya!"

"Bunu evet olarak sayıp hayatıma devam ediyorum." dedi ve aklına birşey gelmiş gibi bana döndü. "Dersi bitirdiğimize göre şuan karakola gidebiliriz."

Gözlerimi etrafta gezdirmemle  Ayaz 1 adım yaklaştı. "Gergin olduğunu biliyorum, hatta korkuyorsun. Yaptığın şeyin doğru olduğunu bilsende içerden bir his hala geri adım atmanı söylüyor. Ama güçlü olman gerekiyor. Ben yanındayım. " demesiyle yüzüne baktım.
Varmıydı. Halen böyle insanlar dünyada.
Vardı.

" Güçlü olmayı bana öğretebilecek bir babam olsaydı eğer, cesur bir kız olabilirdim. "

" Güçlü olmayı öğretebilecek kişi elbette babalardır. Ama güçlü olmayı öğreten asla tek kişi değildir." dedi ve eliyle başını ovdu. "Mesela ben güçlü olmayı ne annemden öğrendim, ne de babamdan."

"Nasıl yani? Anne ve baban  öğretmediyse kim öğretti? Yada anne ve baban neden öğretmedi?"

"Annem ve babam uzun süre önce boşandılar." demesiyle gözlerim faltaşı gibi açılmıştı. "Şuan ikisinin de farklı hayatları, huzurlu birer yuvaları var. Ardında bıraktıkları çocuklarını düşünmedikleri bir hayat.. "

Söylediği şeylerle sertçe yutkundum. Çok ağır olmalıydı. Bi zamanlar mutlu mesut yaşadığı ailesi şuan onu umursamıyordu bile. "Her neyse fazla detaya gerek yok zaten, yanında olduğumu bilmen yeterli"

Fazla samimi değilken hayat hikayesini anlatmasını beklemek ahmaklık olurdu. Başımla onayladım.

"Hadi öyleyse bir an önce çıkalım." demesiyle yüzüne döndüm. Yüzündeki kendinden emin tavırı görmemle onayladım. Ona güvenme kıydım. Güçlü olmalıydım.