3. MUTSUZ ÇİÇEK

3.4K 232 86
                                    

Merhaba.

Şarkı: Aşk Laftan Anlamaz Ki - Yıldız Tilbe


3. MUTSUZ ÇİÇEK

"Seni sevmem yasak, sana bakmam yasak, ama zoruma giden tek şey: Adının bile yasak olması..."


İnsan gözünün önünde yaşananları nasıl fark edemiyordu anlayamıyordum. Az buçuk bir zaman değildi ona karşı başlayan ilk yangınım. Sonrasında o yangın büyüdü ama sadece beni yaktı. Kimse ne gördü ne de baktı.

Şimdi bakıyordum da şikâyet ettiklerim benim içinde geçerliydi. Ben onlar kadar şanslı değildim belki ama sonuçta bende çevreme körleşmiştim. Kendi cehennemimde yanarken onları fark edememiştim.

Bir buçuk saattir oturmuş abimle İnci'yi düşünüyordum. Elbette ki tek bir kelimeden ikisinin arasında bir şeyler olduğunu çıkarmamıştım. Abimin devamında kurduğu cümle her şeyi apaçık göstermişti. Ki sonrasında söylediklerini işitmemiş olsaydım bile anlardım. Çünkü çok kez aramıştı, eğer yanlış numarayı aramış olsaydı ikinci kez aramazdı. İkinci kez aramayı bırak Serhat abim on defa art arda aramıştı. Kafamda düşündüğüm şey ikisinin arasında olan şeyin gerçekliği değildi. Sadece nasıl fark edemediğimi düşünüyordum iki saattir İnci'nin beni bıraktığı kamelyada.

"...İnci'm ben uyuyakalmışım. Çok özür dilerim." Abimin kurduğu cümleyle telefonu hızla kapatmış, öylece kalakalmıştım. Sonrasında telefonu sessize alıp kamelyaya geçmiştim. Zaten devamında hiç aramıştı. Muhtemelen İnci'nin ona kızgın olduğunu düşünüyordu, çünkü şimdi dönüp baktığımda İnci'nin abimin kendisini aramasını beklediğini anlamıştım.

Oturduğum tahta parçası kalçamı ağrıttığında kalkıp çıplak ayakla çimlerde yürüdüm. O sırada düşünmeden edemedim. Aklımdaki nasıl sorusu kötü bir nasıl değildi. Sadece hangi ara bu kadar yakınlaşmışlardı anlayamamıştım. Hele ki İnci böyle bir dönemde kendini herkese kapatmışken...

Bakışlarım parkın içinde dolaşırken girişteki bedenle kesişti gözlerimiz. Korhan Ali'ydi. Beni fark ettiği gibi adımlarını olduğum yere çevirdi. Elim cebimdeki telefona gittiğinde saate baktım göz ucuyla. Henüz yirmi dakika vardı sınavın bitişine ve büyük ihtimalle İnci bu kadar erken çıkmazdı. Erken gelişini elbette üzerime alınmadım, bu kendimi kandırmamdan başka bir şey olmazdı.

Sadece abimle olan durumunu İnci'yle konuşmak için uygun bir ortam olmayacağından ve sonradan abim İnci'yle konuştuğunda İnci'nin yanlış anlamasını istemiyordum. Sonuçta telefonunu açmak ve bildiğim hâlde sustuğumu düşünmesi hoş şeyler düşündürmezdi. Belki bir süre daha gizlemeyi düşünüyorlardı ve benim duymuş olmamdan rahatsız olacaktı. Mesele Elif abla benim hislerimi öğrenmiş olsaydı sanırım kendime bir delik arardım, her ne kadar aynı pozisyonda olmasak da. Bilmemi istemiyor olabilirdi.

Ellerimdeki beyaz sporlarımı yere bıraktığımda hızlıca giydim. Doğrulduğumda Korhan'da gelmişti zaten. "Erkencisin."

"Bekletmeyeyim dedim, çıkınca yorgun olur şimdi."

Başımı hafifçe sallarken birkaç adım ötemizdeki kamelyaya doğru adımlamaya başladık. Hemen karşıma oturduğunda aramızda bir sessizlik oluştu. Zaten çok konuşmazdım. Yanlış anlamasın diye. Her ne kadar doğruyu anlamış olacaksa bile...

Bakışlarımı okulun girişine çevirdim. Göz göze gelmezsek konuşmazdık. Kısa bir süre sonra boynum ağrıdığında önüme çevirmek zorunda kaldım başımı. Elindeki telefonla ilgileniyordu. Onunla mesajlaşıyor olmalıydı. Benim ilgilendirmezdi, merak etmeye hakkım yoktu ama kalbim söz dinlemez bir arsızdı. Boğazıma kocaman bir yumru oturdu.

ÇOK SEVMEK YASAKLANMALI | Mahalle HikâyesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin