BÖLÜM 3

22 4 0
                                    

Solmuş bir gülü hayata döndürebilir miyiz? Hiç ışık görmemiş, hiç sulanmamış, hiç toprağı değiştirilmemiş, hiç bakım yapılmamış bir gülü hayata tekrar bağlayabilir miyiz?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Solmuş bir gülü hayata döndürebilir miyiz? Hiç ışık görmemiş, hiç sulanmamış, hiç toprağı değiştirilmemiş, hiç bakım yapılmamış bir gülü hayata tekrar bağlayabilir miyiz?

Göz yaşlarımız onun susuzluğunu giderir mi? Ona gözümüzle baksak, iyileşir mi? Sadece baksak ve şey desek: "Ne kadar güzel bir gül! Keşke onu oradan koparabilsem..." Dikeni batar öyle değil mi?

Bu kadar güzel bir şeyin dikeninin olması, insanda ne gibi duygular uyandırır? Onu yaşadığı yerden koparırsak solar. Yaprakları dökülür, rengi solar, başı öne eğilir, sanki koparan kişiye itaat etme görevini üstlenmiş gibi görünür gözümüzde. Koparmamaları için dikenleri vardır onların.

"Beni buradan ayırmayın!" diye çığlık atar ama kimse onun sesini duyamaz. Güller kan döker, can acıtır ama dikeninin batmasıyla değil, bizden daha çok onların canını acıtacak bir şey vardır.

Güller, sessizliğe mahkumdur.

🖤

Ela'nın anlatımıyla...

-5 dakika önce-

"Çok sıcak!" dedim dolapların olduğu tarafa doğru koşarken. Dolabı açtım ve gözlerimi kapattım. Vücuduma gelen soğukluk sayesinde o kadar rahatladım ki, yanıma gelen ve beni dikkatli gözlerle izleyen Samet i fark etmedim.

"Ne bakıyorsun öyle aval aval?" dedim.

"Çok garip birisin gerçekten" dedi yüzümü incelerken.

"Çok sağol ya, daha demin senide gördük. Arabayı suratıma falan kapatırken."

"Elim çarptı."

Kaşlarım havalandı. "Elin çarptı?"

"Evet, elim çarptı" dedi ve bana biraz daha yaklaştı. "Elim kapıya çarpmış olamaz mı?" Bedenimi ona doğru çevirdim.

"Olamaz" dedim ve yanından uzaklaştım. Dolapların yanından ilerledim ve su reyonunda durdum. Dolabı açtım ve içinden 1 Litrelik su şişesini çıkarıp içtim.

"Banada versene bir tane."

Suyu dudaklarımdan uzaklaştırdım ve önümde olan su şişelerinden rastgele bir tane alıp Samet'e uzattım. Kapağı açtı ve tam içecekken aklına bir şey gelmiş gibi durdu.

"Lan!" diye bağırdı yanımda. Onun bağırmasıyla içtiğim suyu onun yüzüne doğru püskürttüm.

"Ne oldu!" dedim ağzımı silerken. Samet, gözlerini kapatmış ve yüzünü buruşturmuştu. Ne yaptığımı sonradan fark ettim ve geri geri adımladım.

SUYUN DERİNİ💙Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin