BÖLÜM 3 Hayal Kırıklığı

4 0 0
                                    

*Güne bir not: Sakın yanlış kişiye aşık olmayın;)
*
Elinde telefonla birilerini aramıştı erkek güzeli. Artık gerçekten inmeleri gerekiyordu. Ama durak durduğunda inmediler. İkisi de birbirine bakıyordu. "Lan oğlum insene niye inmedin!" dedi yanımda oturan. Biraz sinirliydi galiba. İyi ki beni bununla yalnız bırakmadı. İlk defa doğru bişey yaptı galiba erkek güzeli.
"Ben de hastayım hatırlasana Mert. Hani beraber hastaneye gidiyoruz ya hatırlasana." Anlaşılan bugün bana rahat yoktu. Uzun süre boyunca susmuştum. Boğazımı temizledim. Söze girme vakti artık bendeydi.
"Pardon da size ne oluyo? İşim gücüm var benim. Siz alırsınız ama ben izin felan almam sizin için."
dedim, oh çok iyi demişim. Rahatladım vallahi.
"Sen nereye gidiyorsun? Biz seni bekleriz . Oradan bi kafeye gider konuşuruz." dedi önümde olan yakışıklı mahlukat. Pislik.
"Yok canım. Allah Allah. Niye sizle kafeye geliyor muşum? Olmaz öyle şey. Hem ben işten sonra doluyum. İşim var."
"Ne işin var?" dedi yanımdaki masum masum bakarken. Ama sinirlenmişti. Damarları gözüküyor ikisininde.
Kavgaya bunlarla gidiceksin işte. Rahat kazanırsın.
"Ne demek işim var? Biz burada senin için izin alıyoruz. Sen, 'işim var' diyorsun olmaz öyle şey. Bugün bu konu konuşulacak." dedi önümdeki erkek güzeli.
Bunlar bu sinirle ta ebemi de görürler de neyse. Allah'tan istediğim gibi gidiyordu her şey. Tam da olması gerektigi gibiydi.
"Size işim var dedim. Neyini anlamıyorsunuz?" Bu sefer ben çantamdan bi kart çıkarttım. Acaba hangisine versem. Immm o piti piti bu şanslı hangisi. Hop elimdeki kartı beni seven çocuğa verdim gitti.
"Burada yazan adrese bugün saat 16.00 da gelin. Benim gerçekten işim var. O saate kadar ne yaparsınız gezermisiniz beni hiç ilgilendirmez. Hadi ben gidiyorum." dedim ayağa yavaşça kalkarken yanımdaki bana aşağıdan hâlâ bakıyordu. İstemeye istemeye çekildi.
İnmek için otobüs frene yavaşça basarken ikiside dengesini kaybetmiş aynı anda savruldular. Ağzımdan bi kahkaha patladı. Gülerek indim. Onlarda arkamdan bakıyorlardı.
Otobüs daha hareket etmemişti ve kapılar kapanırken yanıma biri geldi. Beni kollarının arasına aldı ve bende kollarımı boynuna doladım. O kadar güçlü sarıldı ki ayaklarım yerden kesildi birden. Bunu hep yapardı. Salak şey.
"Selam güzelim."
Geride bizi izleyen otobüste muhtemelen sinirden birbirlerini yiyen iki genç duruyordu.

*
Dediğim gibi bölümler kısa ama sürekli gelicek. Takipte kalın. Öpüldünüz...

Ölü Balık Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin