Zihnimi boşalttığım kurgusal hikayeme hoşgeldin. Bölümler bazen kısa olabilir. Lütfen bana kızma. Artık dayanacak gücüm kalmadı. Gel ve bana destek ol. Buna ihtiyacım var...
"Benimleydi, ama benim değildi."
*
Bindiler gerçekten, acaba söylesem mi? Çok uzun zamanım yoktu, onun için bir an önce harekete geçmem gerekiyordu.
Bana baktıkları sırada parmaklarımı birleştirerek iki kere gel gel yaptım. Ayakta oldukları için geleceklerdi. Gelmeliydiler!
Önce anlamaya çalıştılar. Birbirlerine bakıp bir şeyler söylediler. Sonra ilk o harekete geçti ve zaten aramızda birkaç adım vardı. Hemen önüme gelip durdular. Ben oturuyordum. Onlar ise tam önümde merakla bana bakıyordu. Acaba ne söyleyebilirim.
Tam 14 yıl geçti. Söze kolay. Arada yine karşılaşıyorduk. Ama hiç konuşmamıştık. Sadece birkaç kere mesaj ve sonra engeli basıyordu işte.
Cevapsız kalan binlerce soruyla, kafamda kurduğum yüz binlerce soru ve senaryoyla adaletsiz bir 7+7 yıldı. Çünkü ilk 7 yılda onu kesin unutabilmistim. En azından öyle düşünüyorum.
Ne soracağımı merak ediyorlardı. Söze ilk ben girdim. "Selam...", hafif (çok kısa) bir tebessüm ettim.
O'da suratıma baktı. Burukça "Selam" dedi. Arkadaşı mutlu gözükmüyordu. Onunda kendince sebepleri vardı galiba.
Konuşmak için çok zamanımız yoktu. Çünkü şuan otobüsteydik(!).
Bütün cesaretim topladım ve gözlerinin içine bakarak sordum. Yıllarca bu anın gelmesini beklemiştim. Asla bozamazdım.
"Şimdi size bişey söyleyeceğim. Ama sonuçlarından asla sorumluluk kabul etmiyorum." dedim ve attım bombayı ortaya.
"Ne gibi bir sorumluluk?" dedi öndeki, siyah gömleği hafif kırışmış kara kaş kara göz güzel yüzlü olan erkek güzeli. Canım yaa(!)
"Hayatınızın bundan sonraki süreci asla eskisi gibi olmayabilir birazdan söyleyeceğim minik sırdan sonra." Her şey tam istediğim gibi gidiyordu. Stresten kuduruyor olmalılar. Arkada duran üzerinde beyaz, kısa kollu yeşil yaprakları olan gömlekli, keskin yüzlü ve biraz daha zayıf olan ise arkadaşının kulağına biseyler fısıldadı. Uzunca birşeyler söyledi ve beyazlı(yüz kemikleri aşırı belirgin ama aslında yufka yürekli) olan "Tamam bişey olmaz." dedi. Birbirlerinin suratına biraz daha baktıktan sonra ortak cevap belliydi.
"Anlat."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölü Balık
No FicciónKalbimi mi yoksa beynimi mi dinlemeliyim? Ya pişman olacağım bir şey yaparsam? Ya her şeyi berbat edersem? Ya annem üzülürse? Artık dayanamıyorum. Aşk çok iğrenç bir duygu. Kendimden nefret ediyorum... İşte tüm bu soruların cevabı bu kitapta. Bu ki...