BÖLÜM 10 İsteyerek Olmadı

3 0 0
                                    

"Zaten ondan uzaktayken en kötü kısım onun acı çektiğini bilmemdi. Aşk böyle bir şeydi, ondan nefret ederken bile acısıyla acı çekmekti. Kısacası aşk lanet bir şeydi ve ikimiz de lanetlenmiştik."

-Mert-

Çok acı çekmiştim. Hayatta hep güçlü kalmaya çalışıyordum. Fakat bu çok zordu. Ve az önce sevdiğim kıza istemeden zarar vermiştim.
"Bana aşık olman için hiç bir sebep yok." dedi. Bu çok acı vericiydi.
Ben ona bakarken içim gidiyor, nefesim kesiliyor. Kalbim acıyor.
Fakat o bana bunları nasıl söyleyebildi. Beni gerçekten hiç mi sevmedi?
Şuan kollarımın arasında bayılmış halde öylece duruyordu. Hepimiz şoktaydık. Sevdiğim kıza zarar vermiştim.
"Naptın!" diye kulakları sağır edecek yükseklikte bir bağırış geldi. Kollarımın arasında duran o küçücük kızı hemen aldı ve koltuğa yatırdı. Sonra telefonla birileriyle konuşmaya başladı.
Ben hâlâ şoktaydım. Hiç bir şey anlayamıyordum. Öylece donup kaldım. Sonra Yusuf birden beni sarstı. Hemde öyle bir sarstı ki kendimi öldüm de diriltmeye çalışılıyorum sandım.
"Şşş, oğlum! Cevap versene lan." O da bağırıyordu. Herkes bağırıyordu. Etraf buğulanmıştı. Başım dönüyor. Etraf çok soğuk. Sesler kesik kesik.
Sonra birden kızı kucaklıyorlar ve kapıdan çıkartıyorlar.
Yusuf tekrar bana bağırıyor. Sonra cevap gelmeyince o da çıkıp gidiyor.
Gün sonunda sevdiğim kızın salonu, ben ve düşüncelerim baş başa kalıyoruz...
Hep olduğu gibi fakat tek bir farkla. İlk ve muhtemelen son kez gireceğim kızın salonundayım ama yine onu düşünüyorum. Hayâl kuruyorum.
Yıllarım onu düşünerek ve hayâl kurarak geçti benim. Sevdim bir kere.
Kalp bu, söz geçiremiyorsun işte. Ben napıyım. Ona hiç bir zaman sevdiğimi söyleyemedim. Hep başkaları tarafından sevdiğim bilgisini ilettim. Kendimin mesaj atması gerektiğini söylüyor fakat korkuyorum. Galiba o haklı. Ben korkak bir insanım. Ama bilmediği bir şey var. Ben reddedilmekten korkmuyorum. Ben "onun" beni reddetmesi ihtimalinden korkuyorum.
Yıllarca kavga dövüş içerisinde yaşayıp, kavgadan kavgaya giden ben; 50 kiloluk bir kıza böyle yenildim işte. Ben yenildim. O yendi. Yıktı geçti.
Evi çok güzeldi. Tıpkı onun gibi, kibar ve şık.
Dış kapı hemen girince salona açılıyordu.
Salonu küçücüktü. Bir tane L koltuğu, bir tane de ikili koltuğu vardı. Evi çok dar ama ferahtı. Bunu nasıl yapabilmişti.
Ortada bir tane yuvarlak cam masa, (muhtemelen yatak odası kapısının yanında)bir de kitaplığı vardı. Mutfak beyaz sade, klasik öğrenci evi tipindeydi.
Mutfak masası da vardı. Masanın tam ortasında taptaze papatyalar vardı. Galiba o mutluydu. Ve ben onun huzurunu bozmuştum. Burada daha fazla kalmanın bir mantığı yoktu. Şu an onun bana ihtiyacı var.
Doğru hastaneye...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 05 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ölü Balık Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin