BÖLÜM 9 Sızı

3 0 0
                                    

"Acı çekmeden aşkın ne olduğu anlaşılmaz."
*
Karnıma ağrılar giriyordu. Eskiden onun varlığı bile benim stres desibelimi arttırırken şuan da onunla konuşuyor ve onunla temas halinde bulunuyor olmak bile benim kalp krizi geçirme olasılığımı arttırıyordu.
Sonunda nefesimi kontrol altına alabilmiştim ve sakin bir konuşma başlamış bulunmaktaydı.
Eski sayfalar açılmak üzereydi.
Erkek güzeli, "Telefonda ne demek istedin Karen? Seni bu kadar ağlatacak kadar ne yaşamış olabilirsin?" dedi.
"Beni boşverin. Şuan konumuz bu değil. Mert, sana bir şey söylemek istiyorum." Nefes aldım. Zor olucaktı. "Ama sakın yanlış anlama. Bu sadece senin iyiliğin için." Yavaş yavaş konuşuyordum. "Bak, ben sana karşı hiçbir şey hissedemem. Senin bana karşı bir şeyler hissetmen de açıkçası çok tuhafıma gitti. Çünkü ben sana ne yaptım da. Gerçekten bak, aklım ermiyor. Beni yıllardır görmüyorsun bile. Bana aşık olman için hiç bir sebep yok." Söylerken benim için gidiyordu. Kalbimin sıkıştığını hissediyordum.
Kafası iyice yere düşmüştü. Yere bakıyordu. "Yüzüme bak. Gerçekler bunlar. Belki de bana aşık olmadın. Sadece kafanda kurduğun bana aşık oldun. Aslında her şey bir kurmacaydı. Zihninin sana bir oyunuydu. Gerçek benle birkaç gün takılsan sevmezsin. Çünkü aynısını ben de yaşadım." Son cümlelerimi söylerken erkek güzeline bakmıştım. Ondan bir cevap vermesini beklemiyordum. Ne diyebilirdi ki?
Mert yüzünü yavaşça yukarı kaldırdı. Gözleri kıpkırmızı olmuştu. Sonra birden bakışlarını yanımda oturan koca deve döndürdü. Ölümcül bakışlar atıyordu.
Sonra birden ayağa kalktı ve koca devime bir yumruk salladı.
"Bunun yüzünden demi? Beni bu it yüzünden istemiyorsun!" Saldırmaya devam ederken ben onları ayırmaya çalışıyordum, erkek güzeli ise öylece seyrediyordu.
Koca dev koltukta otururken ansızın yakalandığı için onunla baş etmesi kolay olmamıştı ama sonra bir şekilde ayağa kalktı ve bir tane de o suratına çaktı. Ağzından "Ahh!" diye bir feryat yükselirken Keskin yüz daha da sinirlenmişti ve cam sehpanın üzerinde bulduğu bir bir kupayı eline aldı. Ben tam o sırada "Dur! Yapma." dedim ve nasıl olduğunu anlamadığım bir anda ikisinin arasına Mustafa'yı korumak için girdim. Devamında zihnim bulanıklaştı.
Kafamdan akan sıcak kan ve devamında mide bulandırıcı iğrenç bir sızı...
Artık hayatımızın bundan sonraki süreci asla eskisi gibi olmayacaktı.
*
Hızlı. Evet çok hızlı bir bölümdü bu. Ama yazmak istedim. Sonuç olarak kimsenin beni yargılamasını önemsemeyen biri olarak kendi özgürlüğüm çerçevesinde yazılarımı yazıyorum. Teşekkürler 🎀

Ölü Balık Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin