2. Bölüm hemen geldi dostlarım. Desteklerinizi bekliyorum.
İnsanlar değişebilir. Değiştiklerini söylerler. Büyüdüklerini ve artık en iyi onların olduğunu düşünürler.
Nasıl bir geçmişten geldiklerini hatırlamazlar. Fakat unutulan bir şey vardır ki;
Küçüklükte yaşanan olaylar sahibini asla unutmaz.
Az sonra istenmeyen şeyler yaşanacak gibi duruyor."Soğuğu iliklerine kadar hisset."
*
18 Ağustos 2015 Cuma öğleden önce 7.36
Hâlâ söyleyeceğim şeyi bekliyorlardı. Galiba zamanı gelmişti.
"Yıllarca bu anı bekledim. Söylemek istediğim o kadar çok şey var ki ilk hangisinden başlasam bilemiyorum. Bu yüzden lütfen bana yardımcı olun." Yüzümde sahte bi gülümseme oluştu .
"Öncelikle ilk sorum sana yufka yürekli. Sen gerçekten beni seviyor musun?"
Bu sorunun geleceğini biliyormuş gibiydi. Yüzü beni dikkatle incelerken yavaşça aşağı düştü.
Erkek güzeli ise hafifçe güldü. "Yufka Yürekli?" Gamzesi çok güzeldi. Gülünce kısılan gözleri onu sevimli göstermişti. Ama içini biliyorum ben onun. Karı kız peşinde dolaşmaktan önünü görmüyordu yıllardır. Çok salaktı maalesef. G*t herif!
Yufka yüreklim başını salladı. Üzgünmüş gibi "Evet" dedi. Damarları belirginleşmişti.
"Evet seni sevdim ben tamam mı? Hem de tahmin bile edemeyeceğin kadar. Yıllarca sen nasıl bu ânın gelmesini beklediysen bende yıllarca seni bekledim. Ama sen ne yaptın; konuşmak istedim reddettin, istek attım sildin, çabaladım ve bana bir işaret dahi vermedin."
Biraz sesi yükselmişti. Hatta baya yükselmişti. Otobüsteki diğer insanlar bize bakıyorlardı.
"Ben de işte ondan bahsediyorum. Ben sana hiç bir zaman umut vermedim ki. Bak, hatırla. İlk istek attığında ben senin sevdiğini daha bilmiyor iken eski arkadaşımdın diye onayladım, hatta gt bile yaptım. Senin ise tek yapman gereken adamca mesaj atmaktı. Ama sen ne yaptın biliyor musun? Gittin ve tüm arkadaş, aile, akraba grubuna yaydın ve daha da kötüsü onlardan bana yazdırdın. Neymiş efendim o seni seviyormuş seninle konuşmak istiyormuş. Konuşmak isteyen adam yazdı da ben mi istemedim. Ya da konuşma ortasında seni kaç defa engelledim!" Bu sözü söylerken erkek güzelinin gözlerinin içine bakmıştım.
Ona o kadar kızgındım ki bir zamanlar, ama şimdi gram duygu oynamıyordu.
Beni sevdiğini söyleyen keskin yüzlü yufka yürekli (Mert) ve yavşak ama erkek güzeli (Yusuf) bir genç duruyordu karşımda.
Ben yıllarca aslında erkek güzelinden adım atmasını beklerken bir anda hiç beklemedigim en yakın arkadaşı bana aşık olmuştu. Ama sorun şuradaki bu ekipten hiç kimse mutlu bir sonu hak etmiyordu. En azından bazı kayıplar olmadan. Bu ekibi bozmadan mutlu bir son düşünülemezdi. Hem ayrıca sadece adını duyduğum bir de sevgilisi vardı erkek güzelinin.
Sorun değil zaten. Çorap değiştirir gibi sevgili değiştiren yavşaktan ne beklenir ki. G*t!
Birden yanıma oturdu yufka yürekli. Şaşırdım beklemiyordum.
Önümde gamzeli, yanımda keskin yüz duruyordu artık. Cam kenarında oturuyordum. Galiba bu konuyu açma vakti gelmisti.
Elleri çalışmaktan yara bere olmuş ikisinde.
Biraz sonra inmeleri gerekiyordu. Yufka yürekli kollarını demirlere dayadı ve kafasını yere eğdi. Duruyordu. Sadece bekliyordu. Belki ayakta yorulmuştur.
Önümde olan erkek güzeli, cebinden bi kart çıkardı. "Bu bizim dükkanın numarası, ara ve görüşmek istediğini söyle. Şimdi inmemiz gerek. Ne zaman istersen konuşmak için çağır bizi. Geliriz" Yüzüne bakıyordum.
Bu kadar güzel bir varlık neden sanayi köşelerinde sürünüyordu ki. Gitsin bi dizide felan oynasın. En azından o kızların değil, kızlar onun peşinden koşardı. G*t işte.
Kartı aldım çantama attım. Ve çantamı karıştırıp bi yara bandı çıkardım. Yanımdaki çocuğa döndüm. "Kolun kanamış al. Yıka güzelce deyse mikrop kapabilir." Dedim yüzüme baktı yavaşça.
Arkadaşı tam inmek için hazırlanıyordu ki ona dönmeden benim yüzüme bakarak "Sen git ben bugün izindeyim, gelmiycem." dedi ikimizde şaşırdık.
Erkek güzeli "Olmaz öyle şey, bugün kesin gitmemiz gerek hem." dedi ama kim duydu.
Çocuğun feleği şaştı bi bant verdik diye.
"Git dedim Yusuf. Hastayım bugün hatırlasana."
Erkek güzelinin adı maalesef ki Yusuf di. Adını kullanmak istemiyorum çünkü canımı acıtıyor. Kalbim daralıyor. Gitsin istiyorum. Defolsun. Ölsün.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölü Balık
No FicciónKalbimi mi yoksa beynimi mi dinlemeliyim? Ya pişman olacağım bir şey yaparsam? Ya her şeyi berbat edersem? Ya annem üzülürse? Artık dayanamıyorum. Aşk çok iğrenç bir duygu. Kendimden nefret ediyorum... İşte tüm bu soruların cevabı bu kitapta. Bu ki...