ZULÜM

8 2 0
                                    

Zakkum, Bütün Şarkılar Biter.




Kalbimi tutuşturdun.


Ne garip, gecenin kör vakti göğsüme saplanıp duran bıçağın deriden kabzasını saran parmaklar bir zamanlar elimin içine alıp her santimini özenle sevmek istediğim parmaklarla aynı.

Bana kordan yapılmış oklar fırlatmana gerek yoktu Katran. Parçalanmış her yanımı yakmana, kül olmam için bu kadar uğraşmana gerek yoktu. Ben zaten sevilmeyişimi gözümle gördüm.

Sen sırtını döndün diye benim yüreğime kaç hançer saplandı, yaralarım içime içime kaç gece kan ağladı haberin var mı? Hiç merak ettin mi? Etmedin.

Ben ettim. Beni sevmeyişini, beni görmezden gelişini unutup, hep ettim. Şu yaşına gelene kadar kaç tane yara aldın, peşinde koştuğun topun ardından düşüp dizlerini kaç kere kanattın, o dizlerin iyileşsin diye beklemeden tekrar yaramazlık yapmaya gidip annenin gönül kuşunu kaç kez hoplattın, merak ettim. Ben seni çok sevdim Katran. Yüzüne bakılmaz diyenlere aldırmayıp bir sana baktım, geri kalana kör oldum. Sesine laf ettiler, onlara sağır oldum bir seni duydum.

Hem senin sesin kalbime kaç kurşun sıktı ne bilsinler?
Ben biliyorum.

Katran, kalbimin duvarını savunmasız bırakan.
Katran, kalbinin duvarından öteye yolum olmayan.

Bir başıma kalmış gibi hissettiğim ne kadar an varsa ben sana kaçıp sende saklanmak istemiştim, seni sığınağım bilmiştim. Ben bir sana gelememiştim.

Katran, gönül sızım. Kırk kat elin olacağıma toprak görseydi ya yüzüm.

Beni sevme diyorsun, elimde miydi sanıyorsun? Seni sevmek hiçbir zaman elimde değildi ki. Ben hep kendimi kandırmışım. Biliyorum, sevmek elimde değildi ama sevmemek elimdeydi, öyle sanmıştım, sana kıyamamıştım. Öğrenme istedim, hep sevil.
Çünkü hiç sevilmemenin ne demek olduğunu içim yana yana öğrendim, gram sevgi görmeyen yüreklerin niye buz tuttuğunu öğrettiler bana.

Sevgisiz kalan en ufak çiçek bile bu dünyadan solup gidiyorken sevgiyle çalışan yarım bir kalp mi sevilmeyişini görmezden gelmeyi başaracak, durmayacak?

Katran, benim kalbim yarım. Ne olur anla. Beni sevmeyişinle savaşamam, ben bu savaş meydanından sağ çıkamam. Gözlerinin içine bir daha bakamam.

Gıkım çıkmaz aldığım hasarlara. Senden geldi ya, ses edemem ben o yaralara. Solar, çürür giderim. Eziyet olur bana, zulüm olur. Ruhum beni gerisinde bırakır bir kere olsun umrunda olur diye sana gelmek isterdi.

"Ölmeyi beceremedi, savaşmaktan anladığı yoktu zaten." Diye alay ederlerdi arkamdan.

Tamam. Benim anladığım yoktu savaşmaktan, kabul. Ama bana sevdayla savaşmak öğretilmedi ki hiç. Nerden bileyim göğsümde zulüm, gözümde ölüm olacak bu sevda?




Zalim gözlere acıyla baktığında,
Zulüm göreceksin en yürekten.
Bıçak olup kesip duracak canını,
Bile bile savaşmak.

Senden başka yönü olmayınca,
Ne yapsın bu garip sevda.
Eksildi bir tutam ruhundan,
Bak, gör, sızlayan yaradan aktı zift gibi katran.

Esra Yanar

Katran ve ZiftHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin