"Her şeyin iyi olacağına emin misin?"
Jessica etrafa soğuk bakışlar gönderirken sordu. Bir yıl sonra yine bu ülkede , bu şehirde olmak garip hissettiriyordu.
"Endişe etme. Her şey iyi olacak. Hem Amerika'da kalsaydık ne olacaktı? Sonsuza dek hastanede kalamazdık Jessie... Burada Taeyeon bizi kovamaz. Bir anlaşmamız vardı."
Jessica , yine aynı boş bakışlarla Tiffany'ye bakıp başıyla onayladı.
******
Taeyeon her zamanki işleriyle uğraşırken odasının kapısı tıklatıldı.
"Gir."
Hyuna'nın içeri girmesiyle bir sırıtış kapladı yüzünü. Hyuna , sevgilisine yaklaşıp Taeyeon'un kucağına oturdu.
"Hoşgeldin hayatım."
Sağ eliyle Hyuna'nın yanağını okşayıp yüzünü kendisininkine yaklaştırdı ve dudaklarına bir öpücük bıraktı. Evet , kısa bir süre içinde sevgili olmuşlardı. Choi Sooyoung ve karısı Sunny sayesinde.
"Taeyeon-ah. Benimle bir yere gelir misin? Seninle hiç vakit geçirmiyoruz..."
Hyuna dudaklarını bükerek söyledi. Taeyeon tabii ki de ona karşı çıkamazdı. Tatlı olduğu için değil , başının etini yediği için.
"Peki. İşlerim bitince bir yere gideriz."
Ama sevgilisini memnun edebilmiş gibi görünmüyordu. Hyuna kaşlarını çattı.
"Hemen şimdi Tae."
*******
Loş ışıklar ve içki kokuları eşliğinde barmene yaklaştı iki kız.
"Ne içeceksin Tae?"
Kısa boylu olan yüzünü buruşturdu. İçmekten nefret ederdi.
"Ben bir şey içmeyeceğim. Sen kafana göre takıl."
Onaylayıp içmeye başlayan Hyuna'yı izlemeye başladı. Her bir yudumda kendini kaybediyordu. Bu , Taeyeon'un en nefret ettiği şeylerden biriydi. Sarhoş olmaktan nefret ederdi.
*****
Taeyeon yorgun argın da olsa , eve dönebilmişti. Hyuna'yı evine bırakmak onun için epey zor olmuştu.
Bir yandan bir eliyle ağrıyan boynunu ovarken , bir yandan da diğer eliyle zile bastı. Çok geçmeden kapı , hizmetçilerden biri tarafından açılmıştı.
"Efendim-"
"Bir şey dinleyecek durumda değilim."
Kendisine bir şeyler anlatmaya çalışan hizmetçiyi dinlemeyerek salona girdi. Nedense içinden bir ses odasına gitmeden , salona uğramasını söylüyordu ki haklı çıkmıştı da...
"Siz ikiniz! Burada ne arıyorsunuz?!"
Koltuklara yayılmış olan Tiffany ve Jessica'yı gördüğünde sordu. Bir yıl sonra eski eşini ve onun en yakın arkadaşını görmek değişik bir duyguydu , nefret-öfke gibi duyguları da beraberinde getiren bir duygu...
"Hatırlarsan bir anlaşmamız vardı Tae... Evin %50'si benim. Hatta buyur , burada."
Tiffany biraz doğrulup göt cebinden sırıtarak bir kağıt çıkardı ve Taeyeon'a uzattı.
Kısa boylu olan kağıda ve imzasına şöyle bir göz gezdirip kağıdı yırttı."İşte , şimdi anlaşma falan yok."
Jessica onun bu hâline gözlerini devirdi. Nasıl bu kadar aptal olabilirdi? Bir de şirket işleriyle uğraşıyordu... Tch tch tch...
"O yırttığın kağıt anlaşmamızın yüzlerce kopyasından biriydi Taeyeon... Varlığımızı kabullenmek zorundasın..."
Göt cebinden çıkardığı başka bir kopyayı Taeyeon'un gözleri önünde salladı. Bu kez vermedi ama... Sonuçta , Kim Taeyeon'dan bahsediyoruz tüm kopyaları bulup teker teker yırtabilecek kadar azimli bir kız..
"Aman iyi be! Sizin suratınızı görmek istemiyorum!"
"O zaman git odana ve yatıp zıbar. Film izleyeceğiz biz."
Jessica cool bir şekilde söyleyip thug life yaptığında Taeyeon şaşırmıştı. Hayır , meydanı JeTi'ye bırakmayacaktı!
"Hayır , ben de film izleyeceğim!" deyip Tiffany'nin doğrulunca biraz boşluk bıraktığı koltuğa oturdu. Ne izleyecekleri hakkında bir fikri yoktu ama onlar ne isterse muhalefet olacaktı. Hatta o ikisini o kadar gıcık edecekti ki , kısa süre içinde bu evden topuklayacaklardı! Aklındaki planla sırıtıp Tiffany'ye döndü.
"Hangi tür bir film izleyeceğiz?"
Tiffany düşünmeden cevapladı.
"Romantik-komedi tabii ki!"
Taeyeon kusuyormuş gibi yaptı. Bu tarz filmleri sevmediğinden değil , muhalefet olmak için. (Tae kanka seni milletçe alkışlasak mı?)
"Öğğ-"
"Mide spazmı mı geçiriyorsun Tae?"
Jessica soğuk bir şekilde sorduğunda Tiffany hafifçe kıkırdadı.
"Ha-ha! Çok komik. Evet mide spazmı geçiriyorum! Seçtiğiniz film türü mide spazmı geçirtiyor bana! O yüzden korku filmi izleyeceğiz!"
Taeyeon sesini yükselterek söyledi. Kontrolsüz bir şekilde konuştuğu için sesi gereğinden biraz yüksek çıkmıştı.
Bu arada , hizmetçiler de önlerindeki küçük masaya cips tabağı vesaire koyuyordu. Bu durum Bayan Kısa'yı daha da sinir etmişti. Daha ilk günden çalışanlarını nasıl kendi özel hizmetçileri gibi kullanabilirlerdi ki?! Onlara gösterecekti!
"Tamam mı korku filmi izliyoruz?"
"HAYIR! ROMANTİK KOMEDİ İZLEYECEĞİZ!"
Jessica hiçbir şey söylemeyerek boş bakışlarla TaeNy'yi izlerken Tiffany , her şeye muhalefet olan Taeyeon'u durdurdu.
"Hayır! Ver sen şu DVD'yi! Çöpe atınca izleyebilecek misin bakalım?!"
Tiffany'nin elindeki DVD'yi almaya çalışsa da işe yaramıyordu , Tiffany çok güçlüydü. Ama şansını biraz daha zorlamaya karar vererek , biraz daha kuvvet uyguladı. Bu sırada Amerikan aklına gelen şeytani fikirle , DVD'yi aniden bırakmış ve doğal olarak Taeyeon yere yapışmıştı. Daha da kötüsü düşerken refleks olarak tutunacak bir yer aradığı için eli yanlışlıkla masanın üstünde duran kolayı bulmuş...ve...ve ah , devam edemeyeceğim... Tamam , bu kadar saçmalık yeter. Sonuç olarak kola , Taeyeon'un kafasına dökülmüştü. Tabii bir de tebessüm eden Jessica ve ayı gibi kahkaha atan Tiffany vardı. Taeyeon elini kafasına dökülen kolayla aynı renk olan siyah saçlarına atıp yapışkanlığı hissetti.
"Aişş... Lanet girsin! Ühü~"
Ayağa kalkıp mızmız çocuklar gibi ağlayarak banyoya koştu.
JeTi : 1
Taengoo : 0
******
Bölüm Sonu
Veee asıl olaylara giriş yapabildik sonunda!!! ~~~~
JeTi vs. Taeng savaşı da başladı ^^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Real Love This Time
Romanceİlk denemeler genellikle başarısız olmaz mı zaten? Edison bile ampulü binlerce kez denedikten sonra buldu. Peki ya Taeyeon ve Tiffany aşkı ne zaman bulacaktı?