Real Love This Time

28. Bölüm : Sinsi Bir Adet Bayan Kim

Chapter 28 : Sinsi Bir Adet Bayan Kim

Ertesi sabah erkenden kalktı Bayan Kim.  Bir ihtimal, Taeyeon eve dönmüş olabilirdi.
Ancak kalkıp da,  hizmetçilerden Bayan Ahn ile konuştuğunda böyle bir şeyin söz konusu olmadığını öğrenerek hayal kırıklığına uğradı.

Dün geceki çabalarını hatırladı daha sonra. Bu sabah da Taeyeon'u arayacaktı. Ta ki küçükhanım eve gelene kadar. Ya da en azından onun yerini öğrenene kadar.

Birkaç kez aradıysa da kızını, telefonunu açmıyordu. Ve, Bayan Kim'in içindeki, Tiffany'ye olan nefret arttıkça artıyor, bir çığ hâlini alıyordu.

Taeyeon'un dünkü sözlerinin kendisini ne kadar sarstığını düşündü, koltuğa otururken. Belki Taeyeon o sözleri sarf ederken, annesini Tiffany'ye olan aşkı konusunda ikna edebileceğini düşünüyordu. Hatta ikna da edebilmişti belki de. Ama bu olumlu bir şey miydi, olumsuz mu?

Kim Taeyeon'un annesi, Tiffany'den bir tık daha nefret etti. Ona göre, bu kız sırf parası için Taeyeon'un yanında duruyor ve Taeyeon'u annesinden uzaklaştırıyordu.

Bir bardak su almak için ayağa kalktığında,  mutfaktan gelen bazı sesleri işiterek duraksadı. Hizmetçiler kendi aralarında konuşuyordu.

"Taeyeon-ssi ile Tiffany-ssi çok yakışıyor! Umarım Bayan Kim onları ayırmaz!"  Bu konuşan diğerlerine göre daha yeniydi işinde. Taeyeon ile Tiffany'nin evli olduğu vakitlere şahit olmamıştı.

"Evli oldukları zamanlar çok üzülürdüm, birbirleri için yaratılmışken birbirlerini kırdıkları için. Ama ikisinin de aklı başına geldi şükür ki..."  Bu konuşan, diğerlerinden  daha tecrübeli olan Bayan Ahn'dı.

Hizmetçiler bir süre daha kendilerini dinleyen kulak misafirinin sinir krizi geçirdiğini bilmeden konuştular. Sonraysa Bayan Kim su içmekten vazgeçip oturma odasına döndü.

Aklına o gün geldi. Bu hizmetçiler aptalca konuşuyordu ama hiçbiri de ne Tiffany'nin gerçek yüzünü ne de Taeyeon'un ne kadar acı çektiğini biliyordu. Bunların hepsini bilen biri varsa o da Bayan Kim'di. Taeyeon henüz Tiffany'nin maskesini görebiliyordu sadece.

O gün... Berbat bir gündü...

Flashback

Taeyeon, Yoona'dan da aldığı tavsiye ile kararını vermişti. Bu evliliğe dair büyük umutları vardı başta. Ama çok güzel bir gülüşe sahip bir katil o umutları teker teker öldürmüştü.

Soluğu annesinin yanında aldığında, yaşlı kadın ona sorgularcasına bakıyordu. TaeNy'nin boşanma haberini görür görmez Taeyeon'u çağırtmıştı.

"Sorun ne Taeyeon-ah?" Gergin yüzü biraz yumuşadı ve ses tonunda şefkat vardı.

Taeyeon derin bir iç çekti. Verdiği kararın annesini hayal kırıklığına uğratacağını adı gibi biliyordu. Onu üzecekti, kendisi üzülüyordu ama başka seçenek de yoktu. Bu da ayrı bir acıtıyordu.  "Boşanıyoruz işte..." diyebildi. Biraz daha konuşsa, daha büyük açıklamalar yapmaya kalksa ağlayacağını biliyordu.

Diğer insanların yanında daha umursamaz görünüyordu bu konuyu ama annesi varken... Kaç yaşında olursa olsun, annesinin yanında küçük bir kız çocuğu gibi hissederdi. Üzgünse bir de! Savunmasız, yaralı...

"Neden?"  Bayan Kim kızını böyle görmeye dayanamıyordu. Zar zor çıktı kelimeler ağzından. "Tiffany iyi bir kızdır. Seni aldatmaz. Neşelidir seni mutlu eder. Yeteneklidir, senin için elinden gelen her şeyi yapar.  Çok güzeldir, bakmaya doyamazsın... Ters giden ne? Hâlledilemez mi? Yoksa ben mi Tiffany Hwang'ı yanlış tanıyorum?"