5. Bölüm

70 19 2
                                    


(12 Temmuz 2015 - 9 yıl önce)

(Yazarın anlatımıyla)

Yaz tatili gelmişti ve hava sıcaklığı tavan yapmıştı. Arkadaşlar Nisan, Liya ve Defne, ailelerini lunaparka gitmeleri için ikna etmeye çalışıyordu. Üçü de henüz 8 yaşında olduğu için, anneleri de onlarla birlikte gelmişti.

Bir kez lunaparka vardıklarında, üç arkadaş o kadar heyecanlıydı ki, ilk olarak dönme dolaba bindiler.

Ardından, onları birbirinden hızlı kılan kaydıraklara koştular ve salıncaklarla gökyüzünde uçuştu.

Sonunda, hız treni kuyruğuna geldiklerinde Nisan'ın yüz ifadesi değişti. Midesinde bir gerginlik hissetti.

"Ben... Ben biraz istiridyenin altüst olmasını hissediyorum," dedi mırıldanarak. Liya, "Ama Nisan, hız treni çok eğlenceli olacak! Bak, Defne bile heyecanla bekliyor," diye cevap verdi, parmaklarını arkadaşının omzuna koyarak.

Defne geniş bir gülümsemeyle başını salladı. "Evet, Nisan, gel sen de! Emin ol, inanılmaz bir deneyim olacak." Nisan tereddüt etti, ama sonunda arkadaşlarının ısrarlarına dayanamadı. "Peki, belki bir şans veririm," dedi.

Pamuk şekeri almak için bir ara mola verdiklerinde, Nisan içinden biraz tedirgin hissediyordu. Ancak, Liya ve Defne'nin heyecanı, onu da biraz cesaretlendirdi.

Hız treninin kuyruğuna geldiklerinde, Nisan'ın kalbi hızla atmaya başladı. Tren geldiğinde, Liya ve Defne hemen koşarak yerlerini aldılar. Nisan biraz daha yavaş hareket ederek onların yanına gitti.

Ve sonra, bir gürültü, tren hareket etti. Aniden, Nisan'ın yüz ifadesi değişti. Titreyen elleriyle korkuyla koltuğa sıkıca yapıştı. Tren hızla yükselmeye başladıkça, Nisan'ın midesi içinde dönüyordu. Liya ve Defne gülüyordu, ama Nisan korku dolu bir sessizlik içindeydi. Tren ileri geri sallandıkça, Nisan'ın yüzü solmuştu. "Durun, lütfen durun!" diye bağırdı, ama sesi trenin gürültüsü tarafından yutuldu.

Ve sonra, bir patlama, bir çığlık... olanlar Nisan’ın aklından yıllarca çıkmayacaktı. Hız treni aniden durdu ve panik içinde insanlar etrafa koşuşturdu.

Nisan, ne olduğunu tam olarak kavrayamadan, Liya ve Defne'nin yanında kendini buldu.

Arkadaşları yaralanmıştı, kanla kaplı yüzleri ve titreyen bedenleriyle Nisan'ın kanını dondurdu. İkisi de çok kötü bir haldeydi.

Yüzleri gözleri kanlar içinde kalmıştı. Bedenlerinin yarısından fazlası vagonun altındayken sadece kolları ve kafaları dışarıdaydı.

Nisan kollarından gidip tutmuş onları çekmeye çalışmıştı. Ama nafileydi.

Defne’nin gözleri açıktı. Buda Nisan’ın korkmasına sebep olmuştu.

Nisan kendine gelip hemen annelerini çağırmıştı ama artık çok geçti.

Çünkü Defne ölmüştü.

Liya ise çok ağır yaralanmış ve hemen hastaneye kaldırılmıştı. Ama oda bir süre sonra komaya girmişti.

Nisan arkadaşlarının durumunu ögrenince kendini kaybetmişti.

Ailesi Nisanı bu kazadan bir yıl sonra Amerika’ya götürmüştü tedavi için. Nisan bu bir yıl boyunca günden güne tükenip gitmişti.

Unutamıyordu arkadaşlarını. O son halleri silinmiyordu bir türlü zihninden.
Her gün kabuslar görerek uyanıyordu.

Tedavi süreci yaklaşık 8 yıl sürmüştü. O kadar kötü olmuştu ki bu 8 yılda anca kendine gelebilmeye başlamıştı. İlaçlar, tedavi hiçbir işe yaramamıştı ona göre.

O günden sonra Nisan ne lunaparka gidebilmişti ne de lunapark ismini duymak istemişti. Lunapark maceraları korkunç bir trajediye dönüşmüştü.

---------------------------------

Yeni bir bölüm ile karşınızdayım:))

Bu bölümde geçmişte neler olduğunu gördük.

Arkadaşlar lütfen yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın!

Kitapta şu ana kadar sevdiğiniz ve sevmediğiniz sahneler nereler oldu?

Bu arada her perşembe yeni bölüm yayınlamaya çalışıyorum.

Yeni bölümde görüşmek üzere!!

RecaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin