(Ayazın anlatımıyla)
Nisanın arkasından baktım, Yiğit’in kolunda uzaklaşırken. İçimde bir öfke ve pişmanlık dalgası yükseldi. Neden bu kadar ileri gitmiştim? Neden her seferinde ona zarar vermek zorunda hissediyordum?
Bu kız benim dengelerimi fazlası ile bozuyordu. Söyledikleri ağrıma gitmişti, ilk defa bir kız bana böyle davranmıştı. Söylediklerim belki çok ağırdı ama bu kadar büyük bir tepki vereceğini tahmin edememiştim.
Kantindeki herkes hala bize bakıyordu. “NE BAKIYONUZ LAN?! DÖNÜN ÖNÜNÜZE!” diye bağırdım da herkes başka yerlere bakmaya başlamıştı.
Kendimi hemen sandalyeye attım ve ellerim ile yüzümü kapadım. “Ne yapıyorum ben?” diye kendi kendime mırıldandım. Ellerim titriyordu. Babamın yüzü gözlerimin önüne geldi. Her zaman güçlü ve baskıcı. Beni hiçbir zaman olduğum gibi kabul etmeyen, sürekli daha fazlasını isteyen adam. Onun beklentileri altında ezilmişken, Nisan’ın özgüveni beni çileden çıkarıyordu. O, babasından aldığı destekle güçlü duruyordu. Ben ise babamın gölgesinde yaşamaya mahkumdum.
------
(Nisan’ın anlatımıyla)Ayazın söyledikleri beynimde yankılanırken, Yiğit’in kollarında sakinleşmeye çalışıyordum. Gözyaşlarım yanaklarımdan süzülürken, kalbimdeki kırıklığı tamir etmeye yetmiyordu. Kendimi yeniden toplamak için derin bir nefes aldım ve Yiğit’in sarılmasından biraz olsun güç buldum.
“Yiğit, ben buradan uzaklaşmak istiyorum,” dedim sonunda. “Biraz yalnız kalmam lazım.”
Yiğit gözlerimin içine bakarak, “Emin misin? Hiç iyi görünmüyorsun. Seninle gelmemi ister misin?”
Kafamı iki yana salladım. “Hayır, ben yalnız gitmek istiyorum. Ama teşekkür ederim.”
Yiğit, gözlerinde endişeyle beni izledi. “Tamam. Ama bir şeye ihtiyacın olursa, hemen ara. Tamam mı?”
Başımı sallayıp Yiğit’e sarıldım. “İyi ki varsın. Seni çok seviyorum.” Dedim. Oda bana sarılıp cevap verdi. “Bende seni çok seviyorum güzelim.”
Daha sonra hızlı adımlarla okulun arka bahçesinden çıkıp parkın yolunu tuttum. Park her zaman benim kaçış noktam olmuştu. Annem ve babamla burada çok vakit geçirirdik. Her köşesinde bir anı vardı. O anılar bana güç verirdi, ama aynı zamanda acı da.
Parkın sessizliğinde yürürken, Ayazın sözlerini tekrar tekrar düşündüm. “Babam olmasa burada olamazdım…” Bu doğruydu.
Parkın ortasındaki banklardan birine oturdum ve yüzümü ellerimin arasına aldım. Düşüncelerim birbiriyle yarışırken, kalbimdeki ağırlık daha da artıyordu. Kendimi neden bu kadar savunmak zorunda hissediyordum? Neden Ayazın söyledikleri beni bu kadar etkiliyordu? İçimde bir yerde, onun haklı olabileceğinden mi korkuyordum?
Telefonum çaldığında düşüncelerimden sıyrıldım. Ekranda abimin ismini gördüm. Bir an tereddüt ettikten sonra aramayı kabul ettim.
“Çiçeğim, nasılsın?” Abimin sesi her zamanki gibi sıcak ve güven vericiydi.
“Abim. İyiyim, sen nasılsın?”
“İyiyim. Seni merak ettim de ondan aramıştım ama sesin pek iyi gelmiyor. Bir sorun mu var?”
Gözlerim tekrar doldu. Abime her şeyi anlatmak istiyordum, ama aynı zamanda onu üzmek istemiyordum. Derin bir nefes alarak konuşmaya başladım.
“Sadece… bazı şeyler düşündüğümden daha zor geliyor, abi. Biri ile tartıştık bugün ve söyledikleri beni çok etkiledi.”
Abim derin bir nefes aldı. “Nisan, senin ne kadar güçlü olduğunu biliyorum. Başkalarının ne düşündüğünü önemsememelisin. Senin ne kadar çabaladığını, ne kadar çalışkan ve azimli olduğunu ben biliyorum. Ve bu yeterli. Kendine inanman lazım.”Abimin sözleri içimi biraz olsun rahatlattı. “Haklısın abi. Ama bazen, herkesin gözü önünde kendimi kanıtlamam gerektiğini hissediyorum. Bu baskı beni yoruyor.”
“Nisan, senin kim olduğunu sadece sen belirleyebilirsin. Başkalarının seni yargılamasına izin verme. Unutma, her zaman senin yanındayım.”
Abimin bu sözleri bana güç verdi. Onun desteğini her zaman hissetmek, beni ayakta tutuyordu. “Teşekkür ederim abi. Seni seviyorum.”
“Bende seni seviyorum bir tanem. Şimdi kapatmam gerekiyor ve unutma, sen her şeyin üstesinden gelebilirsin.”
Telefonu kapattıktan sonra biraz daha parkta kaldım. Abimin sözleri aklımda yankılanırken, içimdeki gücü tekrar hissetmeye başladım.
Parktan kalkıp eve doğru yürürken, içimde bir kararlılık hissettim. Ayazın söylediklerine kulak asmamalıydım. Kendi yolumu bulacak ve kendi başarılarımı elde edecektim. Beni küçümseyenlere en iyi cevabı, başarım ve azmimle verecektim.
Hayat zorluklarla doluydu, ama ben her zaman mücadele etmeye hazırdım.
Ve biliyordum ki, her zaman yanımda olan dostlarım ve ailem vardı. Bu da bana en büyük gücü veriyordu.
Victor Hugo’nun bir sözü vardır,
“Dünyada karşısında eğilmeyecek bir şey varsa o da insan ruhunun kudretidir.”Bu söz, içimde hissettiğim kararlılığı ve azmi en iyi şekilde özetliyordu.
----------------------
Bir bölümün daha sonuna geldi!Arkadaşlar lütfen yorum yapın!!!
Sizce kitap nasıl ilerliyor??
Oy verip yorum yapmayı unutmayın.
Diğer bölümde görüşmek üzere💞
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Reca
Novela JuvenilNisan anne ve babasının ani ölümünden sonra 8 yıl önce terk ettiği Türkiye'ye geri döner. Ama abisiyle beraber kurmaya çalıştığı bu yeni hayat süprizler, yeni arkadaşlıklar ve yeni düşmanlıklarla doludur. Acaba Amerikada kurduğu hayatı geride bırakm...