10. Bölüm

64 16 0
                                    


(Yazarın anlatımıyla)

Nisan eve döndükten sonra yorgun adımlarla eve girdi. Çantasını kapının yanına bırakırken Kuzeyin sesini duydu.
“Nisan, bahçedeyiz abim gelsene.” Diye seslendi Kuzey kardeşine.

Nisan bahçeye çıkıp abisinin yanına oturdu hemen. Kuzeyde kardeşini hemen kolunun altına çekip saçlarında öptü.

“Hoş geldin güzelim” dedi Kuzey kardeşine.

“Hoş buldum”

“Akşam yemeğe misafirlerimiz var,” dedi Kuzey kardeşinin yüz ifadesine bakıp. Çünkü Nisan misafirlerden hoşlanmazdı. Kuzey, Atlas ve Timur bunu biliyordu o yüzden söylerken biraz tereddüt etmişleri. Ama Nisan onları şaşırtıp hiç tepki vermeden başını tamam anlamında sallamıştı.

Kuzey kardeşinin bu hareketine çok şaşırmıştı.

Kuzey daha bir şey demeden Nisan, “Kim geliyor?” diye sordu.

Kuzey gözlerini kısarak ona baktı.

“Yan komsumuz” dedi Kuzey kısaca.

Nisan kaşlarını çattı. Komşularını pek tanımazdı, bu yüzden fazla sorgulamadı. Biraz daha oturduktan sonra Nisan uykusunun geldiğini söyleyip odasına çıktı. Üstünü değiştirip hemen yatağına uzandı ve gözlerini kapattı. Uzun ve yorucu bir günün ardından biraz dinlenmeye ihtiyacı vardı.

……

Misafirlerin gelmesine bir kaç dakika kala, Timur Nisanın odasının kapısını tıklatarak içeri girdi Nisan hala uyuyordu. Timur yatağın sol tarafına oturup Nisana seslendi.

“Nisan, uyan abicim, hadi. Misafirler gelmek üzere.” Dedi saçlarını okşarken.

Nisan ağır ağır gözlerini açtı, derin bir nefes alarak yataktan kalktı ve banyoya girdi. Banyoda işlerini halledip üzerini değiştirdi ve alt kata indi. O sırada da misafirler daha yeni içeri giriyorlardı.

Nisan merdivenlerin sonuna geldiğinde gelenlere baktı ve küçük çaplı bir şok yaşadı. Kapıda Ayaz ve ailesi vardı.

Şok içerisinde bakarken, Ayazın gözleriyle karşılaştı. Bugün okulda olan kavga geldi birden aklına. Ve söylediği sözler.

Küçük bir tanışma faslından sonra yemek masasına oturduklarında, Nisanın içi bir huzursuzlukla doldu. Ayazın varlığı onu daha da gergin hale getirmişti. Ayazın bakışları sık sık ona kayıyordu ve bu bakışlar onu rahatsız ediyordu.

Bir yandan yemek yiyip bir yandan da sohbet ediliyordu.

Nisan sessiz bir şekilde yemek yerken müdürün sorduğu soru ile donup kaldı ve gözleri dolmaya başladı.

“Ee çocuklar, anne babanız nerde. Yoklar mı?” dedi müdür.

Sofrada birden bir sessizlik çöktü. Tek ses Nisanın çatalının elinden kayıp düşmesiydi.  Kuzeyde ondan farksız değildi. Oda donmuştu.

“Kısa bir süre önce kaybettik onları.” Dedi Kuzey bir süre sonra.

“Ben çok üzgünüm. Başınız sağ olsun.” Dedi müdür.

Kuzey sadece başını sallamakla yetindi. Sonra ise herkes geri yemeklerine dönmüştü.

Bir süre sonra, Nisan kendini daha da kötü hissetmeye başladı. Kalbinin atışları hızlanıyor, nefesi daralıyordu. Ani bir kararla mutfağa yöneldi. Hastalığı yüzünden ilaçlarını alması gerekiyordu ama ilaçlarını bir türlü bulamıyordu.

Titreyen elleriyle dolapları karıştırırken, daha fazla dayanamayıp yere çöktü ve Atlasa seslendi

“Atlas abi” diye bağırdı.

O sırada ise içeride yemek yiyen Atlas,  Nisanın endişeli bir şekilde ona bağırması ile hemen ayağa kalktı. Onunla beraber Kuzeyde kalkmıştı ama Atlas ona onun misafirler ile kalmasını ve kendisinin gideceğini söylemiş.

Atlas mutfağa girdikten sonra yere çökmüş, titreyen ve zar zor nefes alan bir Nisan görmeyi beklemiyordu Hemen yanına gitti. Kriz geçiriyordu. Anlamıştı.

“Nisan! İyi misin?” diye sordu endişeli sesi ile.

“İ..İlaçlarımı...bulamıyorum,” dedi Nisan zar zor.

Atlas hemen dolapları karıştırmaya başladı ama o da ilaçları bulamıyordu. Gözlerinde artan bir panikle Kuzey’i çağırdı. Kuzey koşarak içeri girdiğinde Nisanı o halde görünce hemen önüne geçti ve ellerini tuttu. Oda anlamıştı kriz geçirdiğini.

Kuzey hemen titreyen kardeşine sarıldı. Çok fazla titriyordu.

“Abi...” dedi Nisan zorla. Gözleri kapanıyordu.

“Abim. Sakın ol güzelim. İyi olacaksın.” Dedi Kuzey endişe ile. Çok korkuyordu kardeşine bir şey olacak diye.

O sırada mutfağa Timur, Ayaz ve Ayazın ailesi girmişti. Nisanı o halde görünce şaşırmışlardı.

“Timur,” dedi Atlas. “Ambulansı ara hemen.”

“O zamana kadar dayanır mı? Gözlerini zar zor açık tutuyor Atlas” dedi Kuzey endişe ile. Kardeşini o şekilde görmek canını acıtıyordu.

Nisan küçüklükten beri kalp hatasıydı. Şu zamana kadar sadece bit kere kriz geçirmişti onda da hemen hastaneye gitmişlerdi.

“Merak etme hemen gelirler.” Dedi Atlas.

Timur hemen telefondan ambulansı armak için içeri gitti. Mutfaktaki herkes Nisana bakıyordu. Ayaz ise ona üzgün ve endişeli bir şekilde bakıyordu. Bu bakış, Nisanı şaşırmıştı. Ayazdan böyle bir tepki beklemiyordu.

Ayaz ise Nisanı öyle görünce çok kötü hissetmişti. Keşke dedi keşke o sözleri ona söylemeseydim diye geçirdi içinden. En çokta babası ile söylediği şeyde çok pişman olmuştu.

Kuzey, kardeşinin daha çok kendine çekti ve sarıldı. Nisan ise baygın gözler ile etrafa bakıyor, sanki birisi onu boğmaya çalışıyor gibi hissediyordu.

“5 dakikaya burada olurlar.” Dedi Timur içeri girerek.

“Ambulans gelmek üzere. Biraz daha dayan abim. Her şey yoluna girecek.” Dedi Kuzey.

Atlas da yanında duruyor, Nisan’ı sakinleştirmeye çalışıyordu. Ancak Nisan’ın içindeki korku, kalp atışlarını daha da hızlandırıyordu.

--------------------------

Yeni bölüm ile karşınızdayım.

Umarım beğenirsiniz!!

Bu arada arkadaşlar, lütfen yorum yapın!!!!!!

Sizce bölüm nasıldı?

Nisana olcak?

Oy verip yorum yapmayı unutmayın.

Bir sonraki bölümde görüşmek üzere❤️

RecaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin