(Yazarın anlatımıyla)Ambulansın siren sesi evin önünde yankılandığında herkes büyük bir rahatlama hissetti. Sağlık görevlileri hızla içeri girip Nisan'a müdahale etmeye başladılar. Kuzey, Atlas ve Timur endişeyle onları izlerken, Ayaz hala çok pişmandı. Nisanın durumunun ciddiyetini gören herkes, ne yapacaklarını bilemek haldeydi. Ambulans, Nisanı hastaneye götürmek üzere hazırlandı ve Kuzey de yanında gitmek için ambulansa bindi.
(Ayazın Ağzından)
Nisanı hastaneye götürdükten bizde eve geçmiştik.
Nisana dediklerim aklıma geldikçe daha da kötü oluyordum. Keşke, keşke zaman geri alabilsem de ona o sözleri söylemesedyim. Ama artık iş işten geçtimişti.
Olanlar hakkında düşüncelerimi toparlamaya çalışırken, babamın sert bir şekilde konuşmaya başladı.
"Ne kadar hasta ve zayıf bir kız! Neden onu seviyorlar ki. Bıraksınlar da ölsün en azından üstesinden ki yük kalkar. Sevilecek bir kız bile değil." Dedi babam alaycı bir sesle.
Babamın sözlerine o kadar çok sinirlenmiştim ki. Nasıl söylerdi böyle bir şeyi. Nisanı geçtim kimseyi böyle küçümseyemezdi.
Her ne kadar olacakları bilsem de konuşmaya başladım.
"Baba, bu kadar kötü konuşma! Nisanın ne yaşadığını bilmiyorsun bile. Ayrıca hastalığı var diye bu onun değersiz olduğunu göstermez."
Babamın yüzü öfkeyle gerildi, "Sen bana karşı mı geliyorsun? O kız yüzünden mi?"
Babamın bu tepkisi karşısında geri adım atmadım, "Nisan hasta olabilir ama bu onu sevilmez yapmaz. Senin gibi düşünmüyorum ben." Dedim.
Babam bu sözlerimin üzerine daha da sinirlenerek üstüme doğru yürüdü ve beni sert bir şekilde itti. Sonra ise babamın sert sesi oda da yankılandı, "Bir daha bana karşı gelmeyeceksin, anladın mı?" Dedi ve odadan çıkıp gitti.
Babam çıktıktan sonra annem hemen yanıma gelip kalkmama yardım etti.
"İyi misin oğlum?" Dedi üzgün çıkan sesi ile. Annem babama karşı gelemediği için kendini suçluyordu. Bir keresinde karşı geldiğinde babam onu da dövmüştü. Aklım almıyor nasıl bir baba bunu ailesine yapardı ki?
Anneme sarılıp saçından öptüm, "Merak etme annem, iyiyim ben." Dedim ve sonra derin bir nefes alıp konuşmaya devam ettim. "Anne... gidelim buradan. Kaçalım bu evden. He, olur mu?" Dedim
"Olmaz oğlum. Biliyorsun nereye gidersek gidelim bulur bizi. Bende çok istiyorum onu bırakıp gitmek ama olmaz. Bizi bulursa daha kötü olur." Dedi annem. Haklıydı babam kaçtıktan sonra bizi bulursa asla yaşatmazdı.
O sırada da içeri Elif girdi. Elif benim kız kardeşim. 5 yaşına daha yeni girmişti. Babam bu evde bir tek ona dokunmuyordu.
"Abi, anne?" Dedi bir gözünü överken. Çok tatlı görünüyordu bu şekilde.
Hemen yanına gidip onu kucağıma aldım ve yanağından öptüm.
"Günaydın uykucu" dedim gülerek.
"Günadın abi" dedi yamuk Türkçesi ile. Konuşmaya daha yeni yeni başlamıştı. Ondan bazı kelimeleri tam söyleyemiyordu.
Ona sarılırken annemde yanımıza gelip ikimize de sarıldı. Annemi kolumun altına alıp hem annemin hemde elifin saçlarından öptüm. Ikiside benim en değerlilerimdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Reca
Teen FictionNisan anne ve babasının ani ölümünden sonra 8 yıl önce terk ettiği Türkiye'ye geri döner. Ama abisiyle beraber kurmaya çalıştığı bu yeni hayat süprizler, yeni arkadaşlıklar ve yeni düşmanlıklarla doludur. Acaba Amerikada kurduğu hayatı geride bırakm...