12.

132 13 13
                                    

Hoş geldinizz

Keyifli Okumalar♡

"Ceylin bu koliler de kırılacak bir şey var mı?" Berkay'ın seslenmesi ile elimde ki tabakları bırakıp oturma odasına geçtim. Elinde tuttuğu koliyi büyük bir ihtimalle arabasına götürecekti. "Üzerine mutfak yazmışım Berkay..." dedim ümitsiz bir vaka bakışıyla. Çünkü bugün alıklığı mı üzerindeydi bilmiyorum ama Işıl ile fena halde dalga konumuz olmuştu. Üzerinde 'kıyafet' yazılı kutuya kırılabilir damgası yapıştıran bir Berkay vardı. Sonra yetmeyip kalbinin üzerine de 'kırılabilir' yazılı etiket yapıştırmıştı.

Hiç hukuk okuyan bir insan olgunluğu yoktu üzerinde. Tabi ki illa hukuk okuduğu için sakin olacak diye bir şey yoktu ama dışarıdan o profili veriyordu.

Kendi kendine söylenerek yanımdan geçti. Dekoratif, süs eşyası vs. şeyleri de Işıl koliliyordu. Saçlarını tepeden dağınık bir topuz yapmış kulağında kulaklıklarıyla bir yandan da şarkı söylüyordu. İki haftanın sonunda bir  ev bulabilmiştik. Şuan oturduğum semtten oldukça uzak bir yerdeydi, bunun böyle olması en çok istediğim bir şeydi.

İstese bulurdu yine gerçi, fakat olabildiğince bu mevkiden uzaklaşmam iyiydi.

Mutfakla aram olmamasına rağmen nasıl bu kadar mutfak eşyası edindiğim hakkında bir fikrim yoktu. Sabahtan beri sadece burayı toplamakla uğraşıyordum. Yorgunlukla sandalyeye oturdum ve telefonumun kilidini açtım.

Mert: Yarım saate oradayım, çiğköfte mi yersin yoksa tavuk pilav mı? (19.34)

Ceylin: Tavuk pilav ama kafana göre takıl. (19.40)

Mert: Tavuk pilav alıyorum o zaman.

Ceylin: Peki.

Sohbetten çıkarken başımda dikilen Işıl'ı fark etmemle korkarak elimi göğsüme koydum. Ne zamandır buradaydı bir fikrim yoktu.
"Mert mi geliyor?"

Bir kaç saniye ona baktım ve kafamı salladım. Gülümseyerek arkasını döndü ve gitti. Nefesimi verdim ve kaşlarımı kaldırıp indirdim, arkadaşlığı garipsiyordum. Ve tam olarak neyin doğru neyin yanlış olabileceğini tam anlamıyla kestiremiyordum, tedirgin olduğum şey bunun fırsat olarak kullanılmasıydı.

Oynayabileceğim tek sağlam hamle fark etmiyormuş gibi yaparak son anda atak yapmaktı. Karşında ki seni aptal yerine koyar ve elini kolunu sallardı, kendisi asıl aptalken.

***
0543 435..: Küçük Ceylin. (02.37)

0543 435..: İnsan ait olduğu yerden kaçabilir mi hiç? (02.39)

Ceylin: Ne diyorsun? (03.04)

Ceylin: Kimsin sen?

0543 435..: Yakında daha iyi tanıyacaksın.

0543 435..: Sadece beni değil en yakınındakini de.

Ceylin: Sikik sikik konuşmalarını kendine sakla.

Ceylin: Umrumda değil dediklerin.

Bu kişiyi engellediniz.

***
Elimde tuttuğum bardağın kenarlarında gezdirdim parmaklarımı. Aklım saatlerdir o mesajlaşmadaydı, numarama kadar gelmişti.
Çok geçmeden farklı farklı numaralardan yazmışsa da hepsini okumadan engelledim.  Her kimse sanırım bıkmış olacak ki yaptığı saçmalamayı kesti.

Her kimse.

Bugün şiddetli bir yağmur vardı. Gök gürültüsünün sesleri evin içinde yankılanırken stor perdeyi tamamen yukarı kaldırdım. Yine onun evindeydim, kendimi bir şekilde onun yanında buluyordum. Nasıl olduğunu bilmiyordum ama günün sonunda onun yanındaydım.
Hem rahatsız edici hem de karmaşık.

DEPRESİF / YARI TEXTING Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin