15.

124 12 16
                                    

Hoş geldinizz

Yıkık bir YKSzede olarak buralardayım:)

Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin canımıniçlerii

Keyifli Okumalar♡

Güne başım ağrıyarak başlıyorsam yüksek ihtimalle geceyi, ismimi hatırlamayacak kadar sarhoş bitirmişimdir. Şuanda yattığım çift kişilik yatak da bunu gösteriyor çünkü benim yatağım tek kişilik.
Etrafa bakındım, Mert'in evindeydim. Alt dudağımı dişledim ve yatakta oturur pozisyona geldim.

Kendime, evimde sadece içeceğime dair sözler vermiştim en son.

Yatağı toplamayı sonraya bıraktım ve artık ezberlediğim evde oturma odasına gittim. Tahmin ettiğim gibi koltukta yatıyordu, minderleri rastgele bir yerlere fırlatmış üstü çıplaktı altında ise pantolonu duruyordu. Biz gece nasıl bir haldeydik acaba?
Ufak adımlarla yanına ilerledim. Bağdaş kurdum koltuğun dibine. Bir eli hemen yanıma doğru uzanmıştı, saçlarının ön tarafı biraz daha fazla uzundu ve neredeyse gözüne girecek şekilde alnına doğru dökülmüştü. Tek tek sayabileceğim kadar ayrı ayrı ve güzeldi kirpikleri.

Başka bir zaman, başka bir yerde, farklı bir hayatta onla yeniden tanışmak isterdim. Tüm bu saçma, yıkıcı olaylar olmadan sadece birbirimize olan hislerimizle dolu olan bir ân.

Hava kaldırdığım elimin parmaklarını alnına dökülmüş saçlarına değdirdim. Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki yaşadığımı hiç bu kadar hissetmemiştim.
Yutkundum ve saçlarını kenara itekleyerek gözüne girmekten kurtardım. Her an uyana-
"Hala mı sarhoşsun?" İrkilerek elimi geri çektim. Dudaklarında bir gülümseme belirdi, gözlerini açmamıştı daha. Ne kadar süredir uyanıktı merak ediyordum.
"Ha?" Dedim ne dediğini anlamayarak. Yanaklarım yanmaya başlamıştı ufaktan.

Gözlerini araladı ve baktı. "Oynasana saçlarımla kaldığın yerden devam ederek." Dudaklarımı birbirine bastırdım ve ona baktım. Kızgın olmam gerekiyordu ama ona tavır alamayan bir tarafım vardı. Dediklerine inanmak için çabalayan kısmım bağırıp duruyor.
Elimi tekrar saçlarına koydum ve usul usul oynamaya başladım. Umarım kalbimin sesini duymuyordur. Bu hisler çok yabancıydı, birisini sevmek böyle bir şey miydi? Kalbinin hızlı hızlı çarpması, midenin yanması...

"Dün seni çok uğraştırdım dime?" Alaycı sırıtışı ile başımı yere eğdim. Rezil olduk Ceylin rezil. Hiçbir şey hatırlamıyor oluşum daha berbattı. İnsanların çoğu içtikten sonra ki uyanmalarında hayal meyal hatırlarlardı yaşananları. Bende o da yoktu.
"Anlatmamı ister misin?" Kararsızlıkla baktım, kendi rezilliklerimi duymak istemiyordum ama merak da ediyordum.

"Ucundan bir şeyler söyleyebilirsin." Parmağıma dolandığım küçük saç tutamını bıraktım. Elimi geri çekecekken bileğimi tuttu ve bileğimin iç kısmını okşadı.
"Beni öptün Ceylin." Gözlerim fal taşı gibi açılırken ne yapacağımı bilemez şekilde kalakaldım. Yanaktan, yanaktan öpmüşümdür lütfen.
"Ya-yanaktan?" Dedim sorarcasına.

Kaşlarını kaldırıp indirdi ve güldü. Elimi elinden kurtarıp yüzümü kapattım, en son ne zaman bu kadar utanmıştım bilmiyorum. Ama ben onu öpmüştüm. "Sonra zorla beni tekrar öpmeye çalıştın, seni ittirince de kızdın." Susması için elimi kaldırdım. Daha fazla anlatırsa evden kaçarcasına gitmeyi düşünüyordum.

Mert kahkaha atarken ben sadece yere bakıp gülüşünü dinliyordum. Benden ses çıkmadığını fark edince kalktı ve yanıma oturdu. Nasıl böyle aptallıklar yapabilirdim aklım almıyor, kendimin kontrolünü bu kadar elden bırakmamam gerekirken üstelik.
"Ceylin utanma güzelim." Sesimi çıkartmadım ve kucağımda ki ellerimle oynamaya devam ettim.
"Karşılık vermedim, yani hoşlanmayacağını bildiğimden seni kendimden olabildiğince uzak tuttum." Her ne kadar ona güvenmediğimi söylesem de sarhoş halimle benden faydalanacak birisi değildi. Kendini açıklama çabasının ona güvenmediğimden dolayı olduğunu biliyordum.

DEPRESİF / YARI TEXTING Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin