GERİ DÖNÜŞ

25 10 11
                                    

"Hadi ya Lucas bende oynamak istiyorum babam sadece sana almadı bu bilgisayarı!
"Bilgisayar ikimizin olabilir Victoria ama sonuç olarak oyun benim oyunum ve sana vermek istemiyorum"
"Yaa Lucas! Hemen şimdi seni babama şikayet etmeye gidiyorum "
"Ne o Victoria beni babama şikayet edip beni tekrar kaybetmek mi istiyorsun"
"Ne!?
....
Birden gözlerimi çalan alarmla açtım.
Uzun zaman sonra ilk defa rüyamda anne ve babamı görmedim.
Onu gördüm. Lucas...
Yine kavga ediyorduk kavgalarımızı bile özlemiştim.
Acaba nerdeydi neden gelmiyor yanıma neden beni böyle yanlız bıraktı eğer ki hala yaşıyorsa
Cidden onu çok özlemiştim... keşke şu anda yanında olsaydı. Eminim beni en iyi o anlardı.
Yataktan kalkıp mutfağa ilerledim. Biraz su içsem iyi olacaktı bardağı elime alır almaz bardak elimden düşüverdi yerde parçalarına bardağa baka kaldım ne olduğunu bir an bende anlayamadım.
Bu günlerde çok dalgındım elimde olmayarak dalgındım.
Sürekli birinin yanımda olmasını bana güven vermesini çok istiyordum...
Yerdeki bardak kırıklarını dikkatlice toplayıp attım.
Aç değildim zaten tüm ailemi kaybettikten sonra hiç iştah falan kalmadı bende.
Odama çıkıp okul için hazırlandım.
Tam aşağı inerken kapı sesini duydum Jack gelmiş olmalıydı. Tam kapıyı açacakken dün gece birinin beni takip ettiğini hatırladım.
Bir anlık korktum ama gücümü toplayıp kapıyı açtım jack'i karşımda görmemle bir anlığına sevinip boynuna sarıldım.
"Hey beni bu kadar özlediğini bilmiyordum daha erken gelirdim senin için" dedi gülümseyerek.
"Seni bilmem ama ben seni her an özlüyorum hep yanımda olmanı istiyorum" dedim gözlerine Bakarak.
"Şanslısın bebeğim doğru kişiyi bulmuşsun"
Hemen de havalara girmeye başlamıştı. Ben onu her haliyle seviyordum.
"Hadi bakalım gidelim ama senle önce bir konuda anlaşalım" dedi Jack bakalım yine ne geliyor
"Derslerde uyumayacaksın"
"Ooo sanırım artık benim okul hayatımda başarı elde etmemi istiyorsun".
"Yok o yüzden değil yani o da var ama dün bütün derslerde uyudun hiç yüzünü göstermedin bize ben okula zaten senin geliyorum" dedi gülümseyerek bu çocuk beni hasta ediyordu.
Yanağına bir öpücük kondurarak
"Tamam tamam söz"
"Tamamdır o zaman artık gidebiliriz"
Okula doğru yürümeye başladık.
Yol üstündeki bir parkın yanından geçerken parkta öylece ayakta duran bize arkasını çevirmiş biri dikkatimi çekti.
Siyah kapşonlu biri tıpkı dün mezarlıkta gördüğüm kişiye benziyordu cidden yüzünü merak ediyorumdum.
"Neye bakıyorsun öyle " dedi Jack meraklı gözlerle bana bakarak
"Yok bişey " dedim gülümseyerek acaba ona dün birinin beni takip ettiğini söylemeli mıydım?
Neyse boşu boşuna benim için tedirgin olmasın hem kimin niye benle bir derdi olsun ki beni takip etsin?
..
Sonunda okula varmıştık sınıfa girdiğimde daha bizimkiler gelmemişti ben Jack Martin ve iki kisi daha sınıftaydı Sadece .
Martin'i görünce aklıma dünkü kağıt geldi halen cebimdeydi. Ona vermem gerekiyordu.
Ama sanki içimden bir his o kağıdın bende kalması gerektiğini söylüyordu . Ve nedenini de bilmiyordum.
Ama ben hep hislerime çok güvenirim. Bu kağıtta beni kendine çeken birşey vardı sanki ama ne?
"Günaydın gençlerrrr" bizimkiler gelmişti.
"Size de günaydın "
Tom çok mutlu gözüküyordu. Mutluluğu gözlerinden okunuyordu.
"Hayırdır Tom ne oldu niye bu kadar mutlusun" dedim
"Ne olacak dün bana gülüyordunuz. Ama dün eve gittikten sonra Emma bana mesaj attı" dedi sırıtarak
O ara Clara'nın bir an gülen yüzünün solduğunu gördüm
"Eee niye sana mesaj atmış ki" dedi Clara
"Neden olacak dün bana bağırdığı için özür diledi ve teklifimi tekrar düşüneceğini söyledi"
"Bu tamamen saçmalık. O Seni kandırıyor" dedi Clara sinirli bir şekilde.
Clara'nın TOMA karşı birşeyler hissettiğini hepimiz biliyorduk Tom hariç
"Pardon Sana ne oluyor" dedi Tom ukala bir şekilde
"Şey yani Emma güvenilir bir insan değil o yüzden diyorum"
"Claraya katılıyorum gözüm o kıza hiç ısınmıyor" dedi Daniel
"Ben öyle düşünmüyorum bence gayet iyi zeki ve çok güvenilir bir kız " dedi Tom tam o sırada Emma içeri girdi
"İltifatların için sağol bebeğim"
"Ben sadece gerçekleri söylüyorum Emma"
Emma sahte bir gülümsemeyle yerine oturdu.
Clara'nin yüzüne baktığımda öfke ve nefretle karışık bir yüz ifadesi vardı
"Clara Victoria benle dışarıya gelir misiniz ders başlamadan biraz hava alsam iyi olacak"
"Tmm hadi gidelim o zaman "dedim.
Clara ise hiç ses çıkarmadan yerinden kalkıp bizle dışarı geldi
"Clara bak Tom 'a karşı birşeyler hissettiğini biliyoruz ama bu Tom'un kendi kararı zaten bildiğimiz Tom işte sağı solu belli olmuyor en sonunda o da sana karşı birşeyler hissedecek ama o zamana kadar lütfen kendini sakın üzmeye kalkma" dedi Mary
" aynen Mary doğru söylüyor hem emma'nin niyetini tomda farkına varacaktır hem o senin peşinden koşsun sen niye kendini üzüyorsun " dedim
Clara bize bakıp sonrada ikimize sarıldı.
"Tamam hadi o zaman sınıfa gidelim"
Sınıfa geçip oturduk
"Birşey mi oldu "dedi. Jack tam o sırada hoca sınıfa geldi
"Sonra anlatırım" dedim
Emma martin'in yanına oturmuştu. Tom ise onunla konuşmak için emma'nin bir arkasına oturmuştu.
"Tom ve Emma son uyarım bir daha konuşmayın" dedi hoca sinirli bı şekilde.
Ama Tom ve Emma konuşmaya devam ettikleri için hoca en sonunda
"Emma sen Victoria yer değiştirin bu derslik" hocada bula bula benimle yer değiştirdi.
Oflayarak martin'in yanına oturdum.
Sınıfa baktım hiç boş sıra yoktu mecbur bu derslik martin'in yanında kalacaktım.
Martin'e baktığımda bir kağıt üzerinde yine birşey çiziyordu.
Ama bu benim yanımdaki kağıt gibi değildi.
Bu kağıtta sanki bir mağara gibi birşey çizmişti. Ve bir kapı kapının üstünde ise 6 bir haneli vardı sanki anladığım kadarıyla
Bu çocuk ne yapmaya çalışıyordu acaba belki sorsam cevap verirdi
"Şey Martin "
"Ne var " yüzüme bile bakmadan sinirli bir şekilde cevap vermişti.
"Bu çizdiğin şey nedir "
"Seni ilgilendirmez" dedi bu çocuk bu kadar itici olmak zorunda miydi?
"Peki sadece merak ettim"
Sonra dikkatlice kağıda baktığımda sanki o şifreyi çözmeye çalıştığını gördüm Çünkü öylece kağıda bakıp düşünüyordu
Keşke zihnini okuya bilseydim.
Zil sesini duymakla sanki dünyalar benim olmuştu.
Bu deliye oturmaya bile korkuyordum.
Ben ayağı kalkarken ise hızlıca o kağıdı masanın altına sıkıştırıp çantasından bilgisayarını alıp çıktı.
Masanın altındaki kağıdı ters bir şekilde bırakmıştı ve üstünde kırmızı bir kalemle yazılan yazılar dikkatimi çekmişti.
Kağıdı biraz kendine çekip okuduğumda yazıların almanca olduğunu farkettim
Üstünde "neue todesfälle und verluste " Yazıyordu
Almanca bilmiyordum yazılanları elime yazdım eve gidince çeviriye bakardım artık
Anlamadığım bişey vardı ben niye sürekli bu çocuğun bı şeylerini karıştırıyordum bu çocuk niye beni beni bu kadar ilgilendiriyordu ki ?
..
"Sevgilim ders sensiz geçmek bilmedi " dedi Jack
"Birde bana sor bu delinin yanında bide"
"Off abartmayın alt tarafı bir ders yan yana değildiniz"dedi Daniel
Jack ile birbirimize bakıp güldük ✿
Sonunda bugünlük dersler bitmişti Jacka söz verdiğim gibi hiçbir derste uyumamıstım
Çok yorgundum hemen eve gidip uyumak istiyordum.
Hep beraber yola koyulduk yolda biraz konuştuktan sonra eve vardım.
Kapıyı açtığımda kapının iç kısmında bir mektup olduğunu gördüm.
Bildiğim kadarıyla hiç akrabam yok kim bırakmış olabilir ki
Mektubu biraz inceledim ama herhangi gönderen yazmıyordu.
Mektubu açtığımda içinde sadece küçük benim en sevdiğim turkuaz renkte bir kağıt vardı kağıdın üzerinde gördüğüm yazı ile şaşkınlığa uğradım bu bir tür şaka olmalıydı.
"Seni bunca zaman yanlız bıraktığım için özür Victoria artık hep yanında olacağım "
Bunu yazan anne ve babam olmayacağına yoksa o..o geri mi dönmüştü?

PENTALARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin