MEZARDAKİ YAZI

19 10 6
                                    

"hadi ama Victoria bir kere annemlere yalan söylesen ne olur lütfen benim için"
"Ya Lucas ben yalan söyleyemem bence doğruları söyle belki konsere gitmene izin verirler "
"Victoria alt tarafı ben bizimkilere ödevim var arkadaşlarımda kalmam gerek diyeceğim sende ödevim olduğunu onaylayacaksin bu kadar bunu bile benim için yapamıyorsun sanki bilmiyorsun annemle babamı geceleri dışarıya çıkmama izin vermiyorlar sanki 7 yaşındayız biz 15 yaşındayız ya cidden off bıktım"
"Lucas biliyorsun gece dışarısı tehlikeli o yüzden öy-"
"Victoria bana onları savunma hem eğer sen bu vakitte dışarı çıksaydın sana birşey demezler  seni el üstünde tutuyorlar sana tek kalp kırıcı birşey bile söylemiyorlar ama konu ben olunca.."
..
Birden gözlerimi açtım.
Ben nasıl bir kabus  görmüştüm öyle yine o ama bu sefer çok değişikti.
Yine onu görmüştüm..
Ama bu sefer her zamankinden daha sinirliydi.
Telefonumun ekranını açtığımda saatin 12'ye geldiğini görmüştüm hava yağmurluydu.
Ve öğlen olmasına rağmen karanlıktı
Hâlâ gördüğüm kabusun şokundaydım. Normalde Lucas annem ve babam hakkında asla böyle düşünmezdi sadece kaybolmadan önce  böyle tripliydi. 
Annem ve babama sormama rağmen cevabını alamadığım bir soru vardı
Lucas hangi konu hakkında annemlere kavga etmişti yani niçin kavga etmişti?
Ben babama sorduğumda bizlerden sıkıldığını ve bunun içinde gitmek istediğini söyledi
Ama tabiki inanmamıştım. Yinede beni daha çok lucas'ın neden gidişi değil ne zaman döneceği önemliydi o zamanlar
Şu anda ise her ikiside..
Ayağa kalkıp mutfağa doğru ilerledim
Birşeyler yesem iyi olacaktı.                                                   Yağmur çok şiddetli yağıyordu.
Ve ben böyle havalarda kendimi hep huzursuz hissediyordum.
Zaten ne zaman huzurlu oldum ki?
Buzdolabını açtığımda içinde bulunduğum herşeyi masaya serdim ve yemeğe başladım.
Doyduktan sonra masadakileri öylece bırakıp odaya çıktım kendimi halsiz hissediyordum.
Kendimi yine Yatağa atıp telefonu elime aldım .
Her yerde kaybolan iki kişiyi paylaşmalardı.
Ve herkesin dikkatli olması gerektiğini söylüyorlardı.
Cidden tüylerim diken diken olmuştu.
Kampa gitmemize iki gün kalmıştı. Başımıza birşey gelmezdi umarım.
Birden telefonum çalmaya başladı
Arayan Jack di o an gülümsemeye başladım. Hemen açtım
"Günaydın sevgilim seni daha erken arayacaktım  ama uyursun diye düşündüm" dedi
"Günaydın beni iyi tanıyorsun yeni uyandım "
"Biliyordum birde bugün hava yağmurlu ve karanlık
sen böyle havaları sevmezsin "  gülümsedim sonra devam etti
"Ve düşündüm ki bence bugün yanına gelmeliyim hem sıkılmaman için hemde film falan izleriz"
" cidden çok iyi olur " dedim mutlu bir şekilde
"Tamam o zaman 1 saatte ordayım "
"Peki görüşürüz " deyip telefonu kapattım
Hemen mutfağa koştum
Film izlerken birşeyler yerdik                                                  dağınık masayı görünce keyfim kaçtı
Hemen toplayıp mısır patlattım.                                                 Evde bulduğum atıştırmalıkları tabaklara doldurdum.
Direk salona götürüp masanın üzerine koydum
Sonra oturup onun gelmesini bekledim
Kapı zilini duymamla ayağa kalkıp kapıyı açtım
"Merhaba"
"Hoş geldin Jack " dedim sarılarak
"Hoş buldum Victoria" dedi gülümseyerek
Elindeki poşetleri bana uzatarak
"Film izlerken birşeyler yeriz diye düşündüm "
"Jack gerek yoktu ben zaten hazırlamıştım birşeyler " dedim masayı göstererek
"Birşey olmaz neyse gel hangi filmi izleyeceğimize karar verdim sana da uygunsa" dedi zaten benimle onun film zevkleri hep uyuşurdu.
"Filmin adı ne" dedim merakla
"Suicide squad"
"Duymuştum daha önce "
Sonra ikimizde oturup film izlemeye başladık
.                                              ✿
Yaklaşık iki saat sonra film bitmişti
Film izlerken aklım başka şeylere gidip gelse de Jack'ın yanımda olmasını bana huzur veriyordu.
"Film çok güzeldi" dedim mutlu bir şekilde
"Aynen bide yağmurda yağmıyor artık"
Jack bana tamamen havayı unuturmuştu.
"Hiç farkında olmadım" dedim pencereye bakarak.
"Neyse hava kararmadan gitsem iyi olacak "
"Teşekürler Jack herşey için hem sayende bugün sıkılmadan geçirdim." Dedim gülümseyerek
"Asıl ben teşekkür ederim benimde senden bir farkım yok sonuçta bende evde tekim" dedi üzgün bir şekilde.
Bu yüzden beni en çok iyi anlayan oydu
Çünkü bildiğin kadarıyla henüz bebekken anne ve babası onu sahiplenmemişler ve sonra onu çocukları olmayan zengin bir aile evlatlık almış

Jack 15 yaşına geldiğinde ise ailesinin bir çocukları olmuş ve Jack'a artık ilgi göstermemeye başlamış
Jack ise durumun farkına varmış o yaşında üvey ailesiyle     bir anlaşma sonucunda onların kullanmadığı evlerine geçmiş ve şu anda bile bütün masraf ve harcamalar onlar tarafından karşılanıyormuş
Normalde ona bir hizmetçi tutacaklardı ama Jack onunda reddetmişti
" görüşürüz"
"Görüşürüz Jack" deyip içeri geçtim.
Cidden de onunda benden bir farkı yoktu..
Sonra odama geçip kendimi Yatağa attım .
Bugün fazla uyumama rağmen uykum vardı.
Yatağın yanındaki sehpada yer alan telefonumu elime aldım kimse aramamıştı.
Telefonu yerine bırakıp gözlerimi kapattım.
Tam uykuya dalacakken telefonun sesiyle tekrar gözlerimi açtım
Arayan Clara'ydı
"Clara"
"Uyandırdım mı yoksa"
"Yok hayır birşey mi oldu"
"Diyecektim bu gece bize gelsene Mary'yi de çağırdım hem annemlerde evde değil ben bize birşeyler yaparım hep beraber konuşuruz ne dersin?" Cidden hiç gidesim yoktu
Çünkü ben bir kendi evimde rahat olabiliyorum
Ama tabiki claraya hayır diyemezdim.
"Tamam olur Clara zaten güneş batmak üzere hazırlanıp geliyorum" dedim mutlu olmaya çalışarak
" tamamdır o zaman bekliyorum sizi görüşürüz"
"Görüşürüz"
Deyip telefonu kapattım
Yarım saat yatakta uzandıktan sonra Yataktan kalkıp dolabıma doğru ilerledim.
Elime gelen ilk elbiseyi giydim
Hafiften birşeyler atıştırıp evden çıktım
Güneş batmış hava kararmaya başlamıştı
Yolda yürürken birden yolun yan tarafındaki ormanlıkta olan mezarlıklara baktım.
Uzun zamandır annem ve babamı ziyaret etmiyordum
Sadece mezarlarının yanına gidip gelsem pek bir zaman kaybetmezdim zaten
Mezarların olduğu yere doğru yürümeye başladım.
Hava iyice kararmadan claralara gitmem gerekiyordu
Adımlarımı biraz hızlandırıp mezarlığa girdim
Tam o sırada annelerinin mezarını yanında birinin olduğunu gördüm.
Biraz daha yaklaştığında kapşon taktığını farkettim
"Hey sen kimsin ne işin var orada " diye sordum.
Birazda korkuyordum neden bilmiyorum
Ama arkasına dönmeden olduğu yerde kaldı
Ve cevap vermiyordu kim olabilirdi k
"Beni duymuyor musun" dedim ciddi bir sesle
Ama yine bana cevap vermedi
Bu sefer yine arkası dönük bir şekilde uzaklaşmaya başladı yüzünü görmemiştim
"Bekle gitme kimsin sen benim anne ve babamın mezarında ne işin var?" dedim ama o artık uzaklaşmıştı bile
Acaba kimdi çünkü benim bildiğim kadarıyla bizim buralarda akrabalarımız yoktu
Önemsememeye çalışarak anne ve babamın mezarına baktım birden babamın mezar taşındaki birşey şey dikkatimi çekmişti.
Bu bir yazıydı .
Mezar taşına kazınarak yazılmıştı
Hava karardığı için yazıyı okuyamıyordum
Bu yüzden çantamdan telefonumu çıkarıp ışığını açtım ve mezar taşına doğru çevirdim.
Gördüğüm yazıyla birden telefonum elimden düşmüştü
Üstünde "hak etmiştin hiç pişman değilim"
Yazıyordu sanırım biri dalga geçiyordu
Ama kim niye böyle iğrenç bir şaka yapsın ki anlamıyorum
Yere düşen telefonumu elime aldım.
Ve mezar taşının fotoğrafını çektim.
Cidden çok sinirlenmiştim ve  birden aklıma az önceki kapşonlu adam geldi
Acaba o mu yazmıştı?
Çünkü geldiğimde mezarın başında o vardı
Keşke kim olduğunu bilseydim  cidden çok fena olacaktı

Son birkez mezarlarına bakıp mezarlıktan çıktım.
Hâlâ aklımdaydı acaba  neden böyle birşey yazmıştı ki.
Biraz korkmaya başladım.
Orada hak etmiştin pişman değilim falan yazıyordu acaba babamın ölümü bir plan mıydı
Gerçi öyle birşey olacağını düşünmüyorum
Çünkü babamın kimseye bir zararı dokunmazdı
Hem babamın bir zararı dokunmuşsa bile neden annemi de cezalandırsınlar ki ?
Yada sadece bir şaka..
Düşüncelerim çalan telefonla dağılmıştı.
Arayan Clara'ydı
"Victoria nerede kaldı ya  bişey mi oldu " dedi endişeli bir şekilde
"Geliyorum size anlatacağım"
" ne ne oldu ki" sorusunu tamamlamadan telefonu kapattım hava kararmıştı bir an önce claralara varsam iyi olacaktı
.
.
.

PENTALARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin