Sevgili arkadaşlar bu ilk bölüm lütfen yıldıza tıklayın.
Yanlışlarım varsa affedin. Bazı bölümleri Hebun'un bazılarını da başka birinin ağzından okuyacaksınız.Urfa yeni bir güne uyandı. Karadağ Konağı'nda yine herkesten önce uyanıp annesinin, babasının ve abisinin mezarına giden Hebun , içindeki üzüntüyü azaltmaya ; içindeki sıkıntıyı anlamaya gelmişti. Ama ne üzüntüsü azaldı ne de sıkıntısını anladı.
Konağa geri döndüğünde kahvaltı masasını hazır gördüğünde, elini yüzünü yıkayıp sofraya oturdu. Kahvaltı ederken kardeşi Renas'ın Gözlerine bakmamaya çalıştı. Ama Renas fark etti ablası Hebun'un gözlerinin içinin kızardığını. O da annesinin, babasının ve abisinin mezarına giderdi ama ablası kadar çok sık uğramazdı.
"Abla kendini bu kadar harap etme! Senin üzülmene içim dayanmaz beni yıkarsın böyle. Gideni geri getiremeyiz her ne kadar getirmek istesekte ama ..."
"Aman boşver Renas. Sen beni bilmezmiş gibi konuşursun ayrıca. Hem kahvaltıyı bozmayalım. Kahvaltıya devam edelim hadi." ,dedi Hebun.
"Edelim etmesine ama korumaları başından salmışsın. Bunu yapmaman gerek. Düşmanımız çok. Her an saldırıya uğrayabilirsin. ",dedi Rohat.
Rohat ise Hebun'un küçüklüğünden beri hem arkadaşı hem de en yakın koruması. Aralarındaki bağ arkadaşlıktan öte kardeşlik gibi. Rohat da Hebun gibi yetimdir. Ama Karadağ Konağı'na yakın bir yerde çocukları olmayan yaşlı bir çift sahiplenmişti. Hebun ile Rohat da sokakta tanışmışlardı.
" Yalnız gitmek istedim. Hep arkamda olmalarından sıkıldım.",dedi Rohat'ın konuşmasına karşı.
" Öyle de kendine dikkat et! Bir kadının aşiretin hanımağası olması zorlarına gidenler var." ,diye söylendi Rohat'ın karısı Ezgi.-Rohat ile Ezgi ise bir yıla yakın evliler.-
"Hallederim. Hem bana bir şey olmaz da bana yeğen ne vakit gelecek? İlla Renas ya da Gülistan 'ın evlenmesi mi gerekmekte? ", dedikten sonra Ezgi kızarmaya başladı ve Renas'ın içtiği çay boğazında kaldı.
" Helal abi helal olsun. Hem ablam şakasına der. Hemen de gerçek anla." ,dedi Gülistan bir yandan da Renas' ın beline vuruyordu.
" Yok bacım ne şakası ben ciddi derim . Ayrıca sana ne olur Renas ? Sanırsında bizden sakladığı çocuğu var. "
"Yok demi abi."dedi Gülistan. "Yok Gülüm öyle bir şey yoktur. Merak etmeyesin. ",dedi Renas gözlerini kaçırarak.
Kahvaltı boyunca gülüştüler. Rohat ve Ezgi ise birbirlerine kaçamak bakışlar atarlardı. Tabii Hebun'un gözünden hiçbir şey kaçmamıştı. Bunları gülen yüzle izliyordu.
Öğle vaktinden sonra şirketten haber alan Hebun, kardeşinin yüklü miktarda para çektiğini öğrenmiş olup kardeşine sebebini sormadı. Çünkü onun demesini bekledi.
Zaten Renas' ın son günlerde garip davrandığını fark etmişti. Fakat akşam yemeğinden sonra gelen Renas yorgun olduğunu söyleyip odasına geçti. Hebun ise işlerini halletmek için çalışma odasına geçti fakat amacı kardeşini gözetlemekti. Ama günlerdir doğru düzgün uyuyamadığı için uykusuna yenik düştü.~~~~~
O sırada Arslanoğlu Konağı:
Kerem Mir'in kız kardeşi Defne Yağmur sabaha kadar uyuyamadı ve Renas haber gönderdiğinde ise daha güneş doğmadan konaktan çıktı.
Kapıdaki korumalarla uğraşmak istemediği için arka kapıdan saklana saklana çıktı ve koşarak konaktan uzaklaştı.
Renas'ın arabasını görünce mutlu oldu. Koşarak arabaya bindi ve Urfa'dan uzaklaşmaya başladılar.
Saat öğlene doğru gelirken kardeşinin kaçtığını anlayan Kerem Mir; abisi Baver ve kardeşi Rüzgar ile birlikte yola koyuldular.
Bütün Urfa'yı alt üst ettiler fakat bulamadılar.
O sırada ise bütün aşiret ağaları bunu duyup aşiretlerin hepsini toplamışlar.
O sırada Hebun ise olanları duyup bütün sinirini her tarafı kırıp dökerek çıkarmış. Ama içindeki üzüntü sinirinden daha fazla. Sinirle bir kaç göz yaşı döktüğünü düşünen Hebun üzüntüden olduğunun farkında değildi. Sakinleştikten sonra onları bulup farklı bir yere götürmek için plan kuruyordu. İçeri birden Rohat girdi. Hebun ise sinirle kapıya döndü. İçeri girenin Rohat olduğunu görünce;
" Herhangi bir iz bulabildin mi?" ,dedi. "İz değil kendilerini bulduk , Arslanoğlu Aşireti'nin ağası Kerem Mir Ağa Renas'ı ve kardeşini bulmuş. Adamlarımızdan duyduğuma göre Renas'ı hırpalayıp başka bir yere götürmüşler."
" Kahretsin , dedi hiddetle, bunu nasıl anlamam, nasıl onları herkesten önce bulamam? Peki Renas'ı nereye götürmüşler? Aşiret ya toplanmışlar mı? ,dedi Hebun.
" Renas'ı nereye götürmüşler bilmiyoruz. Adamlara söyledim şu anda arıyorlardır. Şimdi arayıp bakayım bulmuşlar mı diye.", dedikten sonra Rohat'ın telefonu çalmaya başladı. Telefonu açtıktan sonra karşı tarafı dinledi. Telefonu kapattıktan sonra korkuyla Hebun'a döndü:" Hebun, Renas'ı Bapir'in konağına elleri bağlı bir şekilde götürmüşler. Bütün ağalar da orada. Seni beklemeden karar alıyorlarmış. "
" Bu ne cüret!! Ben ki Karadağ Aşireti'nin hanımağasıyım. Hele ki hüküm verecekleri kişi benim kardeşim. Rohat tezden herkesi hazırla gideriz."
"Halanız Zilan, oda oradaymış. Gülistan ile beraberlermiş."
" Halam biz gidene kadar halleder. Ama Gülistan'ın orada ne işi var?"
" Hebun yanlış anlama ama Arslanoğlu ağalarının hepsi evlidir. Bu demek oluyor ki; berdel çıkması imkansız. İnfaz çıkması kesin gibi görünüyor."
" Kimse benim kardeşim hakkında infaz kararı veremez.", dedi Hebun. Son sözü söyledi ve hazırlanıp,yüzünü kapatıp konağından çıktı.Eveeeet bölümün sonuna geldik. Ne düşünüyorsunuz bölüm hakkında?
Umarım beğenirsiniz. Yıldıza basmayı unutmayın. Yorum da yapın...Ha bu arada Hebun gençken yaşadığı bazı zorbalıklar dolayısıyla yüzünü sadece gözleri görünecek şekilde kapatıyor bunlar gibi;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEHİRLİ AŞK
General Fiction" Kimseye güvenmemeyi, en çok güvendiğim insandan öğrendim. " Tanıtımı okuyup diğer bölümlere de destek olursanız sevinirim. Buraya yazacak bir şey bulamadım. -Aşiret kurgusu-