BÖLÜM-4

77 10 1
                                    

    Herkese merhabalar. 👋🏻
    Ben geldim. 4. Bölüm ile karşınızdayız.
    Bu bölüm baya uzun oldu ama önceki okunma sayısına bakınca fazla fakat oy sayısı hiç yok denecek kadar az. Lütfen yıldıza basmayı unutmayın. Emeğe saygı lütfen. Bu gidişle yazamam. Sanki beğenmemişsiniz gibi geliyor bana. Lütfen yıldıza basın.
     Bu arada bu hafta iki bölüm atmayı düşünüyorum. Bir dahaki hafta sınavlarım başlıyor. Liseye gidenler bilir. Bir günde iki sınav olacak. Bölüm yazma fırsatı yakalarsam yazarım. Sonra atarım inşAllah.
  

    İlahi Bakış Açısı

     Hebun av konumuna düştüğü için kendisine kızgındı. Ama planını birinin söylediğini düşündü ya da yanlış bilgi verilmişti adamına.
     Arabalardan inen adamlar bir hayli fazla idi. Hebun anladıki silahlar konuşacak adamlarına emir verdi ve arabadan indiler.
     Hebun'un arabadan indiğini gören korumalar Hebun'u korumaya geçti.
     Tam silahlar konuşacak derken nerden geldiğini bilmedikleri farklı bir silah sesi geldi. Herkes o tarafa doğru dönünce Hasan Ağa'nın olduğunu gördüler. Hebun sinirle ;
     "Hasan Ağa , ne yaptığını zannedersin! Arabamın önünü kesmek nedir?",dedi.
     "Ne dersin Hebun ben..." devamını getiremedi."Hebun Hanımağa diyeceksin! Ben eski Hebun değilim."
     "Peki öyle olsun Hebun Hanımağa! Buraya sana destek olmaya geldim." ,dedi.
     Bunu dedikten sonra Hebun bir şey fark etti. Az evvel kendilerine silah doğrultan adamların çoğu Hasan Ağa'ya silah doğrultmuşlardı.
     Hebun adamın amacını anladı. Kendini masum göstermeye çalışan Hasan Ağa Hebun'u koruduğu için ceza almayacaktı. Bunu anlayan Hebun:"Adamlarını çekesin. "
    "Benim adamlarım senin için burdalar.", dedi Hasan Ağa.
    "Bana silah doğrultan biri mi bunu söyler!"dedi .
    Bunu umursamayan Hasan Ağa söyle demiştir.  Hebun'u görmezden gelerek.
    "Sizi kimin gönderdiğini bilirim. Geri dönün. Yanlış etmeyesiniz sakın! Bir daha buralarda dolaşmayın. "
    Hebun kendisini görmezden gelen bu adama sinirlendikçe sinirlendi.           Adamların hepsi sanki bu emiri bekliyormuş gibi geri çekilmeye başladılar.  Hebun Hasan Ağa'nın yaptığına akıl sır erdiremiyordu. Ne oluyordu?
    Adamlar geri çekildikten sonra karşı karşıya gelen Hebun ve Hasan Ağa konuşmaya başladılar. Tabii kendini övmek isteyen Hasan Ağa hızlı davrandı.
    "Görür müsün? Buralar benden sorulur. Kim olduklarını bilmeden saldıracaktın. " , dedi çok bilmiş konuşarak.
    "Kısa kes Hasan Ağa. Bunu senin ettiğini bilirim. Bilerek edersin çünkü..."
    "Çünkü ne! Yine mi üzerime iftira atacaksın ha! ",dedi hiddetle.
    "Ben hiç bir zaman üzerine iftira atmadım. Sen öyle gösterdin. Daha doğrusu çalıştın." ,dedi Hebun.
    "Sen nasıl görmek istiyorsan öyle olsun. Şimdi bana minnettar olacağına yaptığına bak. Şimdiki zamane gençleri böyle tabii. "
    "Hasan Ağa defolup gidesin. Bir daha karşıma çıkma. ",dedi Hebun.             Bugüne kadar büyüklerine saygıda kusur etmemeye çalışır ama sabrını zorlarlardı. Hasan Ağa bir şey demeden arabasına bindi ve uzaklaştı.              Korumalarıyla yalnız kalan kadın korkuyla ama yansıtmamaya çalışarak: "Çabuk casusumuzu ara. Oradan derhal çıksın. Hasan Ağa öğrenmiş olabilir." ,dedi ve arabaya bindi.
    Konağa vardığında kapıda Rohat vardı.
    "Saldırıya uğramışsın."
    "Öyle oldu. Sen niye dışarıdasın?",dedi umursamaz bir şekilde.
    "Ben niye mi dışarıdayım! Hebun sen ne dediğinin farkında mısın? Beni bu yüzden mi erken konağa yolladın? Sana inanamıyorum! "
    "Dinlenmek hakkın dostum. Sende dinlenmelisin. Boşver kafana takma bunları ama adamımızın oradan çıktığına emin ol!"
    "Tamam merak etme. "
    Hebun tam içeri girecekken Rohat'ın seslenmesiyle durdu. Arkasına omzunun üstünden baktı.
    "Renas terasta seni bekliyor. Konuşacakmış seninle. Öyle dedi bana."
    "Tamam Rohat. Hayırlı geceler."
    "Sanada."
    Hebun yukarı çıkarken Rohat arkasından baktı ve kendi kendine "Ah yaralı dostum. Sen en iyilerini hak ettin.", dedi.
    Hebun'un yaralarını bir o biliyordu bir de Rohat. Çoğunu tabii.
    Terasa vardığında oturan kardeşini gördü. Dalmıştı Renas. Ablasının omzuna dokunmasıyla irkilerek ona döndü. Karşısında ablasını görünce sevindi. Görmemişti sabah. Ablasına karşı yanlış ettiğini biliyordu ama mecbur kalmıştı.
    "Hayırdır kardeşim. Hava soğumaya başlamış. Şimdi dışardasın içeride olman gerekirken. Odana git uyu.",dedi Hebun.
    Renas şaşırmıştı ablasının bu kadar yakın oluşuna. Berde.den sonra kendisine vurmasını , kardeşlikten bile reddetmesini bile beklemişti. Fakat ablasının bu sakin halleri de onu korkutmuyor değildi.
    "Abla ben..." devamını getiremedi. Ağzını açtı, kapattı. Tekrar açtı,  tekrar kapattı ama bir şey diyemedi.
    Hebun kardeşini kollarına aldı. Renas şaşırdı ama ablasına sımsıkı sarıldı.
    "Özür dilerim abla. Affet beni. Ben böyle olmasını istemedim."
    "Şşttt. Bu ânı bozmayasın." ,dedi Hebun. Bilirdi kardeşinin bu gece her şeyi anlatacağını. Üzüleceğini bilirdi. Gerçi şimdi de yüreği kor ateşten farksızdı.
    "Hele anlat. Nereden çıktı bu kaçırma. Yoksa düşündüğüm şey mi?",dedi Hebun aklına gelenlerle. Defne Yağmur'un karnına arada bur dokunması onu şüphelendirmişti.
    "Aklına ne gelir bilmem ama galiba anlamışsın.", terastaki oturma alanına oturdular ve Renas konuşmaya devam etti.
    "Evet. Defne Yağmur hamiledir abla. Ama buna şaşırdık abla. Beklemiyorduk böyle bir şey. Önceden sana hoşlandığım bir kız var dedim ya o işte Defne'ydi. Neyse işte o da benden hoşlanırmış.  Biz aynı duygulara sahip olduğumuzu bilmiyorduk. O gün arkadaşlarla otururken onu da çağırmışlar. Alkolsüz bir şeyler sipariş ettik ama siparişler karışmış. Hepimiz içtik. Bir süreden sonra her şey bulanıktı abla. Sadece uyandığımda yanımda Defne vardı. O da uyandığında ne olduğunu anlamaya çalıştık. Alkol aldığımızı o an fark ettik. Dün geceki kayıtlara bakarken birbirimize olan aşkımızı itiraf etmişiz abla.
Bu , her şeyi başlatan bir itiraf itirafmış. Sonda ise kimseye bunu söylemedik ama belliki..."
    "Tamam anladım buraya kadar ama kaçmak nereden çıktı Renas. Niye gelip bana demediniz?"
    Hebun açıkçası bunu merak ediyordu. Yanına gelselerdi yardım edeceğini biliyordu ama gelmemişlerdi.
    "O gün Dilan, Defne'ye demişki, annenler bebeği öğrendi. Hem bebeği aldırtacaklar hem de seni kuma verecekler, demiş.
   Geldi yanıma bunu anlattı. Bende yarın sabah gün doğmadan yola çıkalım dedim, çok hızlı gelişti. Ne olduğunu anlamadım abla. Affet hata ettim.",dedi.
    Bunları dinleyen Hebun yine Dilan'ın işi olduğunu anladı. Fakat Dilan üzerine kuma geleceğini anlamamıştı. Hebun sinirlendi ama kardeşi daha gençti ne yaptığını bilmezdi. Annesinin ,babasının ve abisinin emanetine sahip çıktığı için mutluydu. Ne Renas infaz edildi ne de Gülistan kuma gitti.
    Ama Hebun o konağa kuma olarak,  sevdiği adama ise ikinci eş olarak gidecekti. Buna üzülmemişti. Kendini yine görmezden geliyordu.
    "Tamam kardeşim. Anladım ama bir daha böyle bir şey yapma. Yapacakları da uyar. Bak ne oldu gördün mü? Bir daha geriye dönüpte düzeltemezsin. "
    Hebun bunları söylerken gözleri doldu. Kalbi çok ağrıyordu.  Kendine bunu sindiremiyordu.
    "Bilirim abla. Bir daha böyle bir şey olamaz zaten. Bunun farkındayım. " ,
dedi Renas.
    Gerçi bunları söylüyordu ama geriye dönemiyorlardı. Her şeyi baştan aşağı değiştiremiyorlardı. Ne demişler "Bin ölçüp bir biçilmeli"*.
    Bir süre daha oturduktan sonra. Kendi odalarına geçtiler. Hebun kendini hem bedenen hem ruhen yorgun hissediyordu.
    Kısa bir duş aldıktan sonra rahat bir şeyler giydi ve kendini yatağa bıraktı.
~~~~~
     Sabah olduğunda kahvaltı sofrasında buluşan Arslanoğlu ailesi sessizdi. Bu sessizliği bozan Dilan'dı.
    "Ana,  Hebun'la konuşmaya gidecekmişsin. Hayırdır inşAllah. Bir sıkıntı yoktur ya!, dedi imayla.
    Kocasının buna kızacağını bilirdi Dilan.
    "Doğru Hebun ile görüşmeye gidecem.  Bundan sananedir. Sen kimsin ki beni sorgulamaya çalışırsın!",dedi.
    Dilan bunu sıklıkla yapardı.
    "Ana, ne demek o kadın ile görüşeceğim!",dedi Kerem Mir.
    "Oğul, Karadağ Konağı'nın başı odur. Anan onunla konuşup artık şu işleri halletmek ister. Ayrıca bunu konuşmayayım derim ama o kızcağızın ne suçu vardı . Bari gelinlikle konağa girseydi."
    "Baban doğru der Kerem Mir. Her kadının hayalinde bu vardır. ",dedi Zana Hanım.
    "Sen ise o kızın hayallerini yıktın. O sadece kardeşini korumak istedi. Kim isterki bir kadının üzerine kuma gelmeyi!",dedi evin en büyük gelini, Baver Ağa'nın karısı Berfin.
    "Berfin abla doğru der. Ne günahı vardı o kızın. Başkalarının dedikoduları yüzünden ön yargılı yaklaşırız ama..."
    "Amasını bilmem ben Halin . Benim bir ailem var. O ise benim ailemi yıkmaya çalışır.",dedi Kerem Mir kardeşi Rüzgar'ın karısı Halin'e.
    Rüzgar ve Halin beşik kertmesiydi fakat severek evlenmişlerdi. Daha çocukları yoktu . 6 aya yakındır evliler.
    Baver ve Berfin ise 7 yıldır evliler. Rüya adında ilkokula giden bir kızları ve daha 2 yaşında olan oğulları İbrahim vardı.
    "Kardeşim çok çabuk sinirlenirsin. Biraz sakin ol. Dinle bizi.",dedi Baver Ağa.
    "Ben sakinim ağabey. Lakin kim ne derse desin o kadının ne düğünü olacak ne de gelinlikle bu konağa girecek.",dedi Kerem Mir.
    Son sözünü söyledikten sonra bir hışımla sofradan kalktı ve konaktan çıktı.
    Bu söyledikleri için ve yaşatacakları için sonradan pişman olacağını nereden bilecekti.

*Bin ölçüp bir biçilmeli: İyi düşünülmeden yapılan bir işten dolayı duyulacak pişmanlık,işi düzeltmeye yaramaz.

•Sonunda bitti. Ne düşünüyorsunuz bölüm hakkında?
•Sizce Kerem Mir'in yaptığı hakkında ne düşünüyorsunuz?
•Peki Renas'ın ve Defne Yağmur'un yaptığı hata...
•Defne Yağmur'un hamile olması?
•Ve Yılan... Aman Dilan'ın yalanlarının kendi başına bela olması.
•Ayrıca bela diyorum çünkü Hebun Dilan'ın kabusu olacak.
•Bir daha bölümleri hızlıca düğüne getirmeye çalışacağım. Bu bölümden sonraki 2 veya 3 bölümde muhtemelen düğünler biter inşallah.
•Düğünler diyorum çünkü yeni bir karakter aramıza karakter aramıza katılacak. Bir demişim pardon, bir sürü olacakkk:D
•Burada sonlandıralım. Toplam 1366 kelime yazdım. Yıldıza basmayı unutmayın lütfen 🙏🏻 💫🌟
•Sizi seviyorum. Hoşçakalın.

ZEHİRLİ AŞK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin