bazı şeyler sadece olmaz işte

22 3 4
                                    

Hepimizin bizi merhametle sarmalayacak ve bizim her şeyi dalgaya alarak anlatmak zorunda hissetmeyeceğimiz bir yabancıya ihtiyacımız var, biliyorum.

Babanın bağırışları, annenin ağlayışları ve bir de içindeki çocuğun zihninin bir yerlerinde kulaklarını kapatıp içli içli iç çekişleri..

Fazla gürültülü değil mi?

İnan ki seni anlayabiliyorum.

Hepimizin biraz anlaşılmaya ihtiyacı var.

O camın kırılışında içimin kırıldığını hissetmiştim. Ama sonra alıştım, belki de sadece büyüdük küçüğüm.

Artık gözlerim dolmuyor bile.
Hep bunu istemiyor muydun hem? Oldu işte.

Aptalca gülmeleri kes, duygularını kaybettiğin yetmiyor gibi bir de yerlerini karıştırmaya başladın.

Bilmece gibi geliyorsa cümlelerim, şimdi okumayı bırakırsınız umarım. Çünkü ben de anlaşılmak için yazıyorum bu satırları.

Nerede kalmıştım?

Duygular..

Daha nerede hangi tepkiyi vereceğini bilemeyecek kadar küçüktü. Pis eller minik vücudunda gezindi.

Korkuyla titrerken birilerine içini dökmek istedi. Suçluluk hissiyle tanıştı. Kalbi her gece sıkıştı.

Günde 3 kere uyku uyuyan yaşıtlarını gördü. Geceleri o hep kâbuslar görürdü, pis eller hiç bırakmazdı onun yakasını.
Yaşıtları gibi olmak istedi. Hem onlar uyuyamadığında anneleri ve babaları onlara masallar okur, yine de uyuyamazlarsa çizgi film bile izlerlermiş!

O gece uykusu olmasına rağmen uyumadı. Anne ve babasının yanına gidip korktuğunu anlatacaktı. Araya biraz ses titremesi ve göz yaşı da eklerse olurdu bu iş! Anne ve babası kesin onu aralarına alırdı.

Bir baktı ki babası yok. Annesi derdi ki o çok yoğunmuş. Küçük kız, kızsa da kıyamazdı babasına. Yorgunluktan hiç onlarla konuşmasa da, bazen morali bozukken onlara kızsa da.. o, ona hiç kızmazdı.

O; onun kocaman, güçlü mü güçlü, biricik babasıydı. Onun bir türlü açamadığı lolipopunu o açmıştı!

Babası olmayınca hiç istemedi masal dinlemeyi. İlk masalını babasının kollarında, annesinin sesinden dinlemek istediğine karar verip ablasıyla kaldığı odasına girdi.

Bir ablası bir de abisi vardı. İkisini de çok severdi ama onlar onu hiç sevmezmiş gibi gelirdi. Yaşıtlarına göre biraz uzun, biraz da kilolu olduğu için onunla hep dalga geçerlerdi.

Yaşıtları onunla dalga geçtiğinde onları korkutup annelerinin arkasına saklanmalarını sağlayabiliyor olsa da onlara bir şey diyemezdi.

O nasıl küçük olduğu için istemeden hata yapıyorsa, onlarda istemeden hata yapıp onu üzüyor olabilirlerdi.
Kızmadı.

Yatağına yattığı gibi uyudu küçük kız. Rüyasında o çok sevdiği parktaydi yine. Eskiden çok sevdiği.
Pis eller geldi, kaçmak istedi, ağladı. Kaçamadı.

Uyanır uyanmaz yastığına sarılıp örtüsünün içinde küçüldükçe küçüldü.

"Bir küçücük aslancık varmış,"

Küçük kalbi çok hızlı atıyordu. Ölüyor muydu?

"Çöllerde ko-ko koşar oynarmış."

Hemen annesinin yanına gitmeliydi. Belki babası da ordaydı.
Onların yanında güvende olurdu.

Elleri uyuşmuştu, biraz sakinleşip öyle gitse iyi olurdu.

Elini kalbinin üzerine koydu. Sakinleşmek için şarkının en sevdiği yerini söyledi.

"Babası onu çok severmiş,"

Bir kapı sesi duydu. Babası gelmiş olmalıydı.

"Sen benim ca-ca canımsın, dermiş."

Sonra bir camın kırılma sesini duydu. Ürktü ama merak da etmişti. Ayaklarının üzerine dikildiği gibi sesin geldiği yere gitmiş.

Babasıyla annesi yine çok sesli konuşuyor, birbirlerine kızıyormuş.

Babası biraz daha fazla kızıyor, annesi de korkup bir süre sonra sesini kesermiş.

Annesi ona bakmış. Kız hemen ağlamayı bırakıp dik durmuş. Annesi üzülsün istemezmiş hiç.

Annesi ağzını kıpırdatarak odasına geçmesini söylemiş. Ama kız geçmemiş.

Yine annesinin canını yakabilirdi babası. O, ona engel olabilirdi.

Yaşına göre kocaman olmayı bir tek bu yüzden severdi. Herkes ondan korkardı.

Babasına engel olmak istemiş, olamamış. Babası onu itekleyip daha da sinirlenmiş, annesine daha çok kızmış.

Kız hemen onun annesine daha fazla kızmasını istemediği için odasına çekilmiş.

Sesler dinmiş.

Kız kitaplığına gitmiş Hansel ve Gretel'in masalını alıp anne ve babasının odasına gitmiş.

Onlardan o masalı ona okumalarını istemiş ve korktuğunu anlatmış.

Babası ona çok kötü şeyler söylemiş. Kız ağladıkça o sesini daha da yükseltmiş. Küçük kız kulaklarını kapasa da, kalbinin sesi vuruyormuş bu sefer kulaklarına. 

Boğuluyor gibi hissederken bir anda annesinin kollarında bulmuş kendini.

Annesi ona o gece masalı okumuş.

Okumuş ama kızın göz yaşları annesinin göğsüne, annesininkiyse kitabın sayfalarını ıslatırken hiç mutlu olamamış.

O günden sonra ne masal dinlemek istemiş, ne birilerine karışmak, ne de sevilmek için göz yaşı dökmek.

Birinden merhamet beklemeyeceğine söz vermiş.

Özellikle de canavarlardan.

İşte o günden sonra duyguları hiç öğrenemeden kaybetmiş küçük kız.

Size yemin ederim, bulmak için çok savaşmış.. ama olmamış.

İşte bazı şeyler sadece olmaz.
Oldurmak için canınızdan can versenizde olmaz işte.

Ama ben seni hep seveceğim küçüğüm. Her şarkıda, her yağmurda.. söz veriyorum.

kaybedenler kulübü Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin