10. BÖLÜM ❁ KABULLENİŞLER TUTSAĞI ❁

523 17 10
                                    

Bu kitap yetişkinler içindir. Lütfen küçük yaştaki çiçeklerim okumasın. Cinsel sapkınlığın bol olacağı bir kitaptır. Bundan sonraki bölümler midenizin alamayacağı sahneler içerebilir.

Bu diğer bölümlerden daha uzun bir bölüm oldu lütfen yorum atmayı ve yıldızlamayı unutmayın. Her eksik yıldız, bir mutsuz yazar demek. Mutsuz yazar demek geç gelen bölüm demek.

lüm sonunda görüşmek üzere Keyifli okumalar****

----------------------------------------------------------------------------------------------

Bazı anlarda donup kalırdın, ne olduğunu anlaman biraz zamanını alırdı. İşte öyle bir andaydım. Dudaklarımın üzerinde hissettiğim dudakları hareket edince bulunduğum şok halinden kurtulup yaralı ellerimle sert göğsüne baskı yapıp onu itmeye çalıştım. O kadar güçlüydü ki... İtmemle değil, kendi isteğiyle geri çekildi.

Önce ellerimi ıslanmış dudaklarıma götürüp tersçe sildim. Ardından hiçbir şey düşünmeden içimde gitgide büyüyen öfke ateşini yumruğumla sıkıp kılıcın çenesine sertçe indirdim. Yumruğum sonrası çıkan kemik sesinin ondan geldiğini sanmıştım ama parmak boğumlarıma şiddetli ağrı saplanınca kırılan aslında benim kemiğimin olduğunu anlamıştım. Ağzımdan acı dolu inilti çıkınca Kılıç yana düşen kafasını hızlıca bana çevirdi.

"Aptal! Daha vurmayı bile beceremiyorsun" diye çıkışıp sıkıca tuttuğum ellerimi tutmaya çalıştı. Parmaklarım kırılınca basamadığım çığlığı o an bastım.

"Dokunma, bana" diye haykırdım acıyla.

"Hasta mısın kızım ellerine bakacağım" diye konuştu. Ona onun öldürücü bakışlarıyla baktım.

Bir süre sonra dayanamayıp yere çökerek içimde az önce yaşanan o iğrenç dokunuşun midemde hissettirdiği rahatsızlığı öğürerek çıkartmaya çalıştım ama lanet olsun ki midem boştu ve sadece öğürüyordum. Bu durum midemin kasılmasına neden oluyordu.

"Seni öptüm diye kustuğunu söyleme sakın" diye sordu şaşkınlıkla

"Sen buna nasıl cesaret edebilirsin aşağılık pislik" diye öfkeyle soludum çöktüğüm yerden.

"Sadece küçük bir öpücüktü ne abarttın" diye konuştu. Duruşu dikti.

"Az önce yaptığını bir daha tekrar edersen seni öldürürüm beni anlıyor musun" tiksintiyle öfkeyle bağırdım. Ellerimi sıkıca tutup çöktüğüm yerden kalkmaya çalıştım ama canım o kadar çok yanıyordu ki dayanamayıp ağlamaya başladım. Ağlayışım sadece ellerimin acısına değildi. Bana dokunmasınaydı. Dudaklarımı iğrençliğiyle bulaştırmasıydı. Sinirlerim bozulmuştu. Ani ruh değişimlerim beni yokuşa sürüklüyordu. Yaşadıklarımı düşününce Haykırarak ağladım. İçimdekileri kusmak istedim ama ağlamak bana daha çok acı veriyordu. İçimde tuttuklarım dağ oluyordu.

"Beni nasıl öpersin sen?" hıçkırıklarım arasında devam ettim "bana iznim olmadan nasıl dokunabilirsin. Bu benim bedenim" diye haykırdım. Kılıç ise şaşkınlıkla donup kalmıştı ne yapacağını bilmez haldeydi.

"Ben böyle hissedeceğini bilemedim" diye konuştu kısık sesiyle sonra boğazını temizleyip duruşunu dikleştirerek "kalk" diye emir verdi. Ağlayarak sindiğim yerden kalkmaya çalıştım ama o kadar güçsüzdüm ki bunu yapamadım. Kılıç'ın ellerini kolumda hissettiğim anda tiz bir çığlık daha koparttım boğazımdan. Beni ayağa kaldırdıktan sonra ellerini üzerimden çekti hızlıca. Ona tiksinerek baktıktan çok kısa süre sonra başımın döndüğünü hissettim sonrası karanlıktı.

YANKI ❁Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin