Selamm öncelikle farklı bir bakış açısıyla yazdığım için bölümü ikiye bölmek durumunda kaldım diğer bölüm yolda yani fazla beklemeyeceğiz. Bu bölüm hakkında yorumlarınızı çok merak ediyorum lütfen onları benden esirgemeyin 😌 iyi okumalar 💚
*
Hızla seyreden arabanın camına yansıyan flu ağaçların gölgesiyle, ısıtmayan ama her şey yolunda diye bağıran güneşin vurduğu arabada aynı kişiler, farklı bir yol, farklı ama oldukça yeni duygular diyebiliriz bu yolculuğa.
Jisung Minho'nun yanında eskiye göre hem çok daha rahat hem de heyecanlı hissediyordu. Kalbine ekilen tohumun filizlenmeye başladığının da farkındaydı ama onu rahatsız eden şey bu değildi ya bu filiz büyür bir sarmaşığa dönüşür ve sadece onu sararsa ne yapardı?
Yıllarca aşktan ve sevgiden tüm benliğiyle kaçtıktan sonra karşılıksız bir aşka tutulması ne kadar doğru olurdu? Minho'nun onu sevmesi dünyanın en uçuk fikriydi onun için buldukları her anda kavga ettikleri bu ilişkiden aşk doğması imkansız gibiydi yine de kalbi Minho için hızlanıyordu işte.Bu hislere sebep olan çocuğa çevirdi gözlerini. Ne hissettiğini, ne düşündüğünü tahmin etmek çok zordu Minho'nun öyle ki jisung'a eskisi kadar soğuk değil hatta gayet samimi davranıyordu ama günlük sohbetler ve şakalar dışında duygularını dışa vurmuyordu Minho. En ufak bir ipucu yakalasa her şey daha kolay olabilirdi Jisung için aynı şeyin kendisi için de geçerli olduğunu düşündü en ufak heyecanı Minho'ya agresiflik olarak yansıyordu. İkisi de minik adımlarla ilerliyordu bu yolda ama birbirinden habersiz hızla çarpan kalpleri bu yavaşlıktan hiç hoşlanmıyordu.
Öyle ki Minho da aynı dakikalarda jisung'a karşı olan hislerini düşünmekle meşguldü ama Jisung'un aksine hislerinden emindi yıllarca yüzünü saçma bir kinle hafızasına kazıdığı çocuğu öğrencisi olarak karşısında bulmuştu. Onu tanıdıkça kininin yersiz olduğunu kabullense de duyguları karmaşıktı ta ki onun samimi gülüşü ve herkesten sakladığı duyguları içine sızana kadar. Gün bitiminde gürültülü bir kafede paylaştıkları günlük sohbetler zamanla daha samimi bir hal almaya başladıkça anlamıştı Minho ona gerçekten değer verdiğini o konuşunca etrafındaki yersiz gürültü susuyordu, kalbi zihni yani tüm benliği sadece jisungu dinliyordu.
Geçirdikleri o geceden sonra emindi artık ondan hoşlandığına ama hislerini şimdilik kimsenin bilmesini istemiyordu hem Jisung'un hem de kendi iyiliği için. Arkadaşlarının yapacağı yersiz yorumları, ortak tanıdıklarından gelen hadsiz sözleri kendisi kaldırabilecek olsa bile Jisung'un bunu kaldıramayacağından emindi sonuç olarak arkadaşları onu hala Minho'nun eski nefreti yeni arkadaşı olarak görürken okuldakiler için sadece öğrenci ve öğretmenlerdi aralarındaki 2 yaş kimsenin umrunda olmazdı en küçük dedikodu karşısında.
O yüzden temkinli ilerlemek istiyordu Minho tek yapmak istediği Jisung mezun olana kadar yanında olup onu desteklemekti başka bir isteği yoktu günü geldiğinde kalbini ısıtan bu çocuğu dünyanın en mutlu insanı yapacaktı neler başarabileceğini gösterdikten sonra ne kadar sevilesi bir insan olduğunu, kendi hakkındaki saçma düşüncelerini teker teker nasıl yıkacağını gösterecekti ona. Başarabilirdi de çünkü en az Jisung'un da kendisi kadar karmaşık halde olduğunun farkındaydı her yakınlaşmalarında gönderdiği tedirgin bakışlardan, bir çırpıda söylediği sözlerden bunu anlayabiliyordu.
İkisi de kendi iç dünyasında yolculuk ederken sessizliği bozan Jisung olmuştu. Yola çıkalı yaklaşık yarım saat oluyordu ve yaptıkları tek şey susmaktı.
"Kahveni içmedin hala soğuyunca içersen mideni ağrıtır soğutma." diyerek koltuk kulbuna otturtuğu termosu gösterdi.
"Sorun değil alışığım soğuk kahvelere. "

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Calculus : Minsung
FanfictionMezuniyeti için uzatmaları oynayan Jisung'un yeni bir sorunu vardır o da calculus hocası Lee Minho.