25

516 68 116
                                    

Selam nasılsınız bakalım🧚‍♀️ bu bölümü tam 4 defa yazdım ve sonunda sizinleyim şaka değil ilk 3 yazışım gerçekten erkek eli değmiş gibiydi 😔 bu arada yeni okuyucularım var onlara da hoşgeldiniz diyorum ve sizi bölümle baş başa bırakıyorum oy verip yorum yaparsanız şipşak gelirmiş yeni bölüm diye duydum iyi okumalar diliyorum hatam varsa affola
*Medya bölüm için öneridir 💚

🎴

Karanlık odada tavanı izlerken düşündüğü tek şey hayatının karmaşık bir top yumaktan oluştuğuydu Jisung'un öyle ki bir ucundan çekse diğer tarafı düğüm oluyordu ve o sıradaki ilmeği asla atamıyordu. Minho ile mutlu olabileceğini düşündükten sonra çok geçmeden her şey tepetaklak olmuştu onun için.

Tavanda yer yer düşmüş parlak yıldız çıkartmalara bakıyordu şimdi. düşenlerin izi hala oradaydı annesi her geldiğinde bir paket getirirdi yanında birlikte takarlardı. geçmişin girdabından bir şekilde kurtulsa bile aynı böyle izi geçmiyordu işte hiçbir şeyin onun için. Umutsuz melodramları asla bitmiyordu.
Ne kadar yatmıştı öyle kaç saat ya da dakika geçmişti farkında değildi jisung şu an saatlerce kimseyi görmeden yatmak her şeyden kaçmak istiyordu ama bu isteği uzun sürmemişti odaya dalan jeongin ile açmıştı gözlerini.

"Daha ne kadar yatacaksın böyle kalksana" tepesine dikilen jeongin umrunda değildi cevap vermeden tekrar kapattı gözlerini.

"Sana diyorum kalk" bacağını tekmeleyerek fiziksel olarak da rahatsız ediyordu onu.

"Sesini kesip odamdan çıkmazsan hoş şeyler olmayacak jeongin."

"Asıl yattığın yerden kalkmazsan hoş şeyler olmayacak nedir bu melankolik tavırlar hayırdır biri mi öldü kalk kendine gel" bir yandan da şakayla karışık omuzlarından sarsıyordu jisung'u.

Jeongin'in onu rahat bırakmayacağını anlayan Jisung bıkkın bir nefes vererek doğruldu yattığı yerden "kalktım mutlu musun?"

Kocaman bir gülümsemeyle başını salladı jeongin "hem de nasıl mutluyum anlatamam şimdi kalk içecek bir şeyler al bize."

"Bu saatte?"

"Sabah mı içelim jisung kalk hadi" kendini jisung'un yanına atıp ayakları ile oturan arkadaşını tekmelemeye başladı.

"Uşağın mı var karşısında kaldır götünü kendin al canım istemiyor ayrıca benim."

'tamam kalk birlikte gidelim'' bir yandan da telefonuna bakıp Minho geldi mi diye kontrol ediyordu amacı Jisung'u evden çıkarıp Minho ile görüşmesini sağlamaktı sadece.

"Hadi kalksana" kendisini ayaklandırıp oturmaya devam eden arkadaşına ters ters baktı jisung.

"Bir beş dakika sonra çıkalım"

''ne alaka oğlum kalksana'' sabrı bu gece yeterince sınandığı için sinirleri tekrar gerilmeye başlamıştı Jisung'un. "Tamam gelme ben giderim jeongin çocuk gibi oyun oynuyorsun benimle.''
Minho'dan hala haber yoktu o yüzden Jisung'un önüne atıldı jeongin.

''bak 00 olsun saat çıkarız takıntım var benim'' dalga mı geçiyorsun der gibi kaşlarını çattı Jisung.

"jeongin çekil gideceğim diyorum amına koyayım bela mısın bu akşam'' jeongin'i
ittirdiği gibi yoluna devam etmişti jisung sanki tüm dünya bir olmuş da onun sinirini nasıl bozarız diye anlaşma yapmış gibiyd bugün. giriş kattaki salonda uyuklayan dedesine yan bir bakış atarak uyandırmamaya özen göstererek çıkmıştı evden.

loş ışığın aydınlattığı yolda hangi yöne gitsem diye düşünürken hızla önünde duran tanıdık araba afallamasına sebep olmuştu arabadan inen minhoyu görmesiyle daha da büyümüştü gözleri. Yaka paça gelmişti sanki buraya dağınık saçları ve özensiz kıyafetleri evden aceleyle çıktığına kanıttı.

Calculus : Minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin