Öncelikle bekletmeyeceğim deyip beklettiğim için özür dilerim iki defa silindi yazdıklarım ama telafi etmek için en uzun bölümümü yazdım size💚 hatam varsa şimdiden kusura bakmayın iyi okumalar diliyorum 🧚♀️
Ve unutmadan bu bölümü geçmiş doğum günü hediyesi olarak linosumm'a armağan ediyorum 💗
Bazen hayatta her şeyin yolunda gideceğine dair bir his yerleşir ya insanın içine hem de en beklemediğiniz anda işte Minho'nun yanındayken tam olarak böyle hissediyordu Jisung. Ters giden ilk olayda dizlerinin üstüne çöküp ağlayacağını bilerek yaşıyordu bunu. Daha fazla korkmak, hayatın akışından geri kalmak istemiyordu. Telaşsızca ve sakince tüm duygularını yaşamak istiyordu onunla. Yıllardır savaş içinde olduğu tüm duygularıyla barışmak istiyordu. Minho ile mümkün görüyordu bunları her şey çok hızlı gelişiyor klişelerine girmek istemiyordu, bir anda dalmamıştı Minho onun hayatına kısa sürede hızlı bir girişti sadece bu. Jisung'un kulaçları yorulmuşken bir cankurtaran gibi yetişmişti ona yanında biraz da olsa dinlenmek istemesi sorun değildi.
Paylaştıkları özel konuşmadan sonra sessizce devam etmişlerdi yollarına. Jisung gözlerini kapatıp sadece kendini dinlemek istiyordu. Üzerinde adını koyamadığı bir yorgunluk vardı yaşadığı yoğun hislerin onu daha çok yorduğuna emindi iyi ya da kötü tüm hisleri ile bir güzel pataklamıştı Minho Jisung'u. Ciğerleri kan kusuyorken kalbi büyük bir çabayla yaralarını sarıyordu. Bir şey de düşünmek istemiyordu zaten hep merak ederdi insan düşünmeden durabilir mi diye oluyormuş kafasının içinde az önceki konuşamalarından başka bir şey dönmüyorken nereye gidiyorsunuz adın ne? tarzı basit sorulara bile cevap veremezdi şu an.
Kalan yolu hangi ara tamamladıklarını anlamadı Jisung. Minho'nun da sesi çıkmamıştı, gözleri kapalı bir şekilde kafasını geri yaslamış olan Jisung'un uyuduğunu varsayıyordu bir yandan da içindeki sesi susturup kendini yanlış bir şey yapmadığına ikna etmek için çabalıyordu eğer bu konuşmanın üstüne jisung ondan uzaklaşırsa hiçbir şeyi düzeltemediği gibi daha da berbat ettiğinden emin olacaktı.
Geldiklerini belli etmek için el frenini hızlıca çekip sarstı arabayı Minho sarsılmanın etkisi ile zaten uyumayan jisung gözlerini açtı ama yine de tepki vermiyordu, zihni hala biraz bulanık ve sisliydi.
"Gözlerin açık mı uyuyorsun sen bir de jisung?" Halinin Minho'yu korkuttuğu kesindi. Onu yanlış anlamasını istemiyordu olanlardan pişman değildi sadece ruhu yıllarca eziyet çektikten sonra birden huzura kavuşmuş gibiydi ne yapacağını bilmeyen oradan oraya savrulan kayıp bir ruh.
"Gece pek uyuyamadım içim geçmiş dedeler gibi." gözlerini kırparak etrafına bakıyordu jisung.
"Korkuttun beni." diyerek arabadan inmişti Minho jisung da uyuşan bacakları yüzünden daha fazla oturmak istemedi ve hemen peşinden terk etti arabayı. "Sorun yok" diyerek arabanın ön tarafına dolandı Minho gibi.
"Yani az önce konuştuklarımız tedirgin ettiyse seni unutabiliriz" Jisung'un tam düşündüğü gibi olmuştu Minho onun durgunluğunu yanlış anlamıştı.
"Hayır unutmak istemiyorum dediğimiz gibi bir şeyleri yoluna koymam lazım ve o süreçte yanımda olmandan mutluluk duyarım bir de bizimkilere belli etmezsek çok daha iyi olur." bir çırpıda konuşmuştu yine jisung konu Minho olunca kelimeleri kalbi kadar aceleci davranıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Calculus : Minsung
FanfictionMezuniyeti için uzatmaları oynayan Jisung'un yeni bir sorunu vardır o da calculus hocası Lee Minho.