Selam nasılsınız bakalım 🧚🏼♀️ size upuzun bir bölüm getirdim umarım beğenirsiniz 💚 yorumlarınız benim için çok önemli lütfen yorum yapmayı unutmayalım bir de onlar 2024'e daha yeni giriyor onları güzel karşılayalım ✋ iyi okumalar 💚🔆
Hayatta birçok heyecan tatmıştı jisung. Lise mezuniyeti ailesi ile ilk kez bir arada yaşayacağı eve gidişi ya da üniversitenin ilk günü… sayabileceği birçok heyecanlı an vardı hayatında ama hiçbiri şu an yaşadığı ile eş değer değildi.
Hemen arkasında aynadaki yansımasını parlayan gururlu gözlerle izleyen sevgilisi bambaşka bir duygu yaşatıyordu ona. Midesinde kelebekler uçuşmaktan ziyade savaş veriyorlardı kanat çırpacak yer bulamadıkça. Yavaşça sevgilisinin aynadaki bakışları ile buluşturdu gözlerini. Gimpo da ona arabasını verdiğinde de ardında böyle gülüyordu minho. Sevgi dolu belki biraz şefkat ama en çok hayranlık dolu bir gülüştü bu. İnsanın içini sıcacık yapan güven veren bir bakıştı.
Az sonra sahneye çıkacak olduğunu bile unuttu jisung. Saatlerce burada dikilip sevgilisiyle olan güzel yansımalarını izleyebilirdi. Saniyeler içinde aralarındaki boşluğu doldurarak sevgilisine arkadan sarıldı Minho. İkisi içinde huzurun tanımı tam olarak buydu birbirlerinin kollarında dünyanın en mutlu iki insanı oluyorlardı. Sahneye çıkmasına az kaldığını fark ettiği için sevgilisinin kolları arasında dönerek yüzüne baktı. O da sarılmak istiyordu minho'ya yeni bir yıla girmeden önce güzel sözler söyleyip birkaç öpücük bırakmak istiyordu güzel yüzüne.
“Biliyor musun minho seni gerçekten çok seviyorum.”
“Ben de seni seviyorum bebeğim.” saçlarını severken cevap vermişti minho bozmamaya da özen göstererek yapıyordu bunu çünkü özenle yapılmış saçlarıyla, önünde işleme püskül detayı olan kolsuz bir kot ceket ve deri pantolon ile büyüleyici gözüküyordu jisung.
“Bunu öylesine söylemiyorum. gözlerimi ne zaman kapatsam beliren tek yüz senin yüzün galiba her yanım sen oldu.” diyerek Minho'nun burnunun ucundaki bene küçük bir öpücük bırakmıştı jisung bu hareketi güldürdü minho’yu.
Onu böylece tatlı seviyor oluşu vazgeçemeyeceği yegane şeylerden biriydi.“Aynı şeyleri yaşamamız çok güzel jisung çünkü seni her gördüğümde kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyor ve bu hiç değişmeyecek.”
Minho'nun tatlı gülümsemesiyle söylediği sözler jisung için son nokta olmuştu bir an önce aklından geçen şeyi yapıp sahneye fırlaması gerekiyordu arka cebinde titreyen telefonu da bunun kanıtıydı.
Daha fazla beklemeden zaten aralarında çok fazla mesafe olmayan dudaklarını hızla birleştirdi. Afallayan Minho'ya karşı dudaklarının üstüne bir gülüş bıraktıktan sonra toparlanmasını beklemeden alt dudağını çoktan esir almıştı jisung. Anın şaşkınlığını üstünden atan minho da çok geçmeden uyum
sağladı sevgilisine.İlk defa böylesine yoğun bir an yaşıyorlardı. Şimdiye kadar küçük kaçamak öpücükler duygusal öpüşmeler paylaşmışlardı sadece. şu an ise dudakları arasında bir savaş vardı sanki her seferinde biraz daha hırslı buluşuyordu birbiriyle. Elleri ise yer bulamıyordu kendine. birbirlerinin saçlarında, omuzlarında ve boyunlarında aceleyle konacak yer arıyordu.
Jisung'un alt dudağını ısırmasıyla da Minho'nun aklı durmuştu öyle ki hangi ara sevgilisini kucağına alıp az önce önünde sarıldıkları makyaj masanına oturmuştu ya da özenle yapılmış saçlarını bozmuş, üstündeki ceketin düğmelerinin açılmasına sebep olmuştu kendi de farkında değildi hoş jisung’tanbir farkının olmadığından da bihaberdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Calculus : Minsung
Fiksi PenggemarMezuniyeti için uzatmaları oynayan Jisung'un yeni bir sorunu vardır o da calculus hocası Lee Minho.