18.CAN SOLUĞUNA GÖZ DİKEN VEDALAR

88 10 2
                                    




Okumaya geçmeden önce oy vermeyi ve önceki bölümler için de bana destek olmayı unutmayın lütfen. 🤍

 🤍

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


18.BÖLÜM

CAN SOLUĞUNA GÖZ DİKEN VEDALAR

"Yol uzun, ömür kısaydı. Giden belki döner veyahut dönmezdi. Aşk ya biter ya da bitirirdi. Sen doğru olanı yaptın Zeus kızı! Kanlı bir savaşın ortasında Paris? Söyle! Kim, nasıl yaşasın aşkı?"

🎶
Sertab Erener - Olsun / Belki De Dönerim

Vedalar mermi yüklü bir silahtı. Ayrılıklar sahranın sıcağından daha kavurucu cehennemdi. İhanetse hemen sırtında, kendisini hissettiriyordu. Gözlerinde pişmanlığın kendisini de okusan; her sözünde, hareketinde sevgiyi iliklerine kadar hissetsen de ihanet bir kambur gibi orada, sırtındaydı.

Gereksiz dramdan uzak duran biri oldum hep. Çünkü başarı için bunun bir esas olduğunu öğütlemişti bana annem. Başarısızlıklarımı dramatize edemezdim, başarılarımı da öyle. Güneşin doğduğu her yeni gün, yeni hedef demekti. Geçmişe kafa yoranlar ancak kaybedenlerdi. Biz profesyoneller kalkar işimizi yapardık, değil mi anne?

Geçmiş, anne. Bana geçmişin bazen geçemediğini neden öğretmedin?

Geçmeyecekti. Günler, aylar, yıllar da geçse; onunla geçirdiğim zamanlar benden geçmeyecekti.

Adımlarım, ona son kez bakmadan arkamı dönüp odasından çıktığımdan beri zemine basmıyor, aklımla birlikte boşlukta salınıyordu. Ayşin'in iyi günler dileği bir sinek vızıltısı gibi gelmişti. Dudaklarım aralanmadı ona karşı, gözlerim onu görmedi. Asansörün önüne kadar nasıl geldim, bir tek Allah bilirdi.

Derin bir nefes çektim ciğerlerime. Hala bir nefese sahip olduğumu kendime hatırlatmak istiyor gibiydim. Asansörün düğmesine bastım ve açılana dek rastgele bir noktaya odaklandım. Asansörün gürültülü mekanik sesi beni biraz olsun kendime getirebilmişti. İçinde orta yaşlarda bir adam vardı. Saliseler kadar gözümün değdiği adam, şu an algımın tamamen dışındaydı.

Acelesiz atılan bir iki adım sonrasında asansöre binmiştim. Adamdan en uzak olan noktayı seçip önüme döndüm. İnecek olduğum giriş katına bastım. Asansör aynı mekanik sesle kapanırken üzerimde hissettiğim bakışların rahatsızlığındaydım.

Adam vazgeçene dek dik bakışlarımı üzerinde tutma hazırlığı yaptığımda gördüğüm sima, üzerimdeki bakışların açıklaması oldu benim için.

Kaşlarım havalandı. "Siz?" dedim şaşkınlıkla.

"Evet," diye karşılık verdi kalın ve tok sesiyle. "Erkek arkadaşının babasıyım." dedi ve kolunu dirseğinden doğru hafifçe kırıp elini uzattı. "Çağan Alabora."

ZİRVENİN SAVAŞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin