Rahatsız olduğunuz bir yer olursa atlarsınız.
__________________________Kafamda çalan yüksek sesli müziğin eşliğinde Regulus ile beraber dans ediyordum.
Kendimizi burada bulmuştuk.
Hiç benlik değildi bu eğlence. Evet, daha önce dediklerimi bir bir hatırlıyorum ama şu an buna ihtiyacım vardı.
Regulus'un büyük payı olduğu kafa karışıklığımı Regulus'un yöntemleriyle çözmeye ihtiyacım olması çok ironikti ama olsun.
Dans ederken benden iki santimetre uzun olan bedenine baktım. Beyazlığı ışıkların etkisinde belirgin olmasa da hala çok güzel ve pürüzsüz duruyordu teni.
Regulus iki dakikalığına bir yere gidip geleceğini söyleyince orada yalnız kaldım.
Ama kimsenin umrunda değildi sizin yaptıklarınız. Zaten herkes hemen hemen kafayı bulmuştu. Herkes kendi ile uğraşıyordu.
Bu yüzden ben de öyle yaptım.
Regulus elinde bir şişeyle döndü. Kapağını açıp bana uzattı. Benim buradaki bardaklardan içmeyeceğimi bilecek kadar tanıyordu beni.
Elinden aldığım şişeyi kafama dikleyip büyük bir yudum aldım. Sonra ona uzattım. O da aynısını yapıp bana geri verdi.
Kafamı hızlıca sallayıp dans etmeye başladım elimizdeki şişe bitince. Regulus onu, yanımızdan geçen birine verip şişeden kurtuldu.
Bana ayak uydurmaya çalışırken gülümsedi.
"Bakıyorum da sen de bu ortama girmek için fırsat kolluyormuşsun."
Baş parmağımı dudağına götürdüm.
"Çok konuşma bana eşlik et."
Bunu dedikten sonra kollarımı onun boynuna doladım ve hareketlerimi sürdürdüm.
Bu hareketimin ardından afallamıştı. Yine de eli belimi buldu. Kavradığında düşeceğimi sandım. Ama adım kadar iyi biliyordum, o beni tutarken asla düşmezdim.
Kendimi ona bıraktım. Işıklar etrafımızda gidip geliyordu. Burnu burnuma çok yakındı. Gözlerim dudaklarına kayıyordu.
Acaba gerçekten göründükleri kadar yumuşak mıydı dudakları? Bunu bilemezdim. Bunu bilecek kadar ileri gidemezdim.
Yüzümü omzuna gömdüm. Bu şekilde devam ettik. Hareketlerimiz yavaşlıyordu. Burnunu boynumda hissettim.
Belimdeki tutuşları gittikçe sıkılaşıyordu. Siktir, onunla vakit geçirmek neden bu kadar bağımlılık yapıyordu?
Beni kendine bastırdı. Ağzımdan bir şaşkınlık nidası döküldü ama müziğin sesinde kaybolmuştu.
Tam olarak aramızda hiç mesafe yoktu. Damarlarım kaynıyordu.
Onun ifadesini göremiyordum, o da benimkini görmüyordu. Birbirimizin vücudunda soluklanıyorduk.
Burnunu boynuma sürtüğünde hafifçe huylandım. Ağzımdan adını söylediğim bir mırıltı çıktı. "Efendim?" dedi buna cevap olarak.
Odasına gidip gidemeyeceğimizi sordum. "Bu kadar hızlı mı yoruldun?" dese de sesi hızlı soluklarından kendini belli ediyordu.
Yaklaşık bir saattir dans ediyorduk ve yorulmuştuk. Benden cevap almadan belimdeki eliyle beni yönlendirerek odasına götürdü.
Başımı boynuna yaslamaya devam etmiştim. Odaya geldiğimizde anahtarını çıkardı ve usulca beni içeriye sokup kapıyı kapattı.
Yatağa bıraktı beni. O kadar yavaş hareket ediyordu ki sanki kırılacaktım. Sanki bana zarar gelecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
i can fix him, jegulus
Fanfiction"Bak Regulus, ben kafaya koydum. Senin başına bela olacağım. O yüzden bu duruma alışsan iyi edersin hayatım." emotional scars