"Susadın mı?" dedim. Regulus bir süre yürümek istemişti. Aksileşmesin diye kabul etsem de sonrasında onu taksiye binmeye ikna etmiştim.
Çağırdığım taksiyi beklerken de Regulus'un susamış olabileceğini düşünmüştüm.
"Olur." dedi. Sesi hala kısıktı. Ben gelmeden önce Peter ile kavga etmişlerdi muhtemelen.
Tanrım, bütün yaralarına merhem olmak istiyordum.
Köşedeki büfeye kadar hızlıca gidip su aldım. Döndüğümde Regulus duvara yaslanmış öylece bekliyordu.
"Al." dedim suyu uzatarak. Önce suyu içti. Sonrasında aldığım diğer şişe ile Regulus'un yüzüne doğru yöneldim.
Odama gidince daha düzgün bir müdahele yapardım ama şimdilik hiç değilse yüzündeki pis kandan kurtulmalıydım.
Regulus ne yapacağımı anladı. Yutkunarak gözlerini kapattı. Canını acıtmamak için çaba harcayarak narince yüzünü yıkamaya çalıştım.
Gözlerini bir an için daha fazla sıktı. Canı yanmış olmalıydı. "Bitti, bir şey yok." diyerek sağ elim ile boynunu okşadım. Yutkundu.
Şişeyi kenardaki çöp kovasına atıp Regulus'un yanına geçtim. Gözlerini açmış boşluğa bakıyordu.
İkimiz de sessizdik. Ne diyeceğimizi bilemiyor gibiydik. Sonuçta bu akşam yaşanmadan önce kavgalıydık.
Kavgalı olmamıza rağmen yine bunun hiçbir anlamı kalmamıştı o an için. Bu barıştığımız anlamına gelmese de birbimizi umursadığımızı göstermesi bakımından hoşuma gidiyordu.
Tabi birbirimizi umursadığımızı göstermek için hep bir sorun olmasına ihtiyaç duymamız pek iç açan bir gerçek değildi.
İkimiz de suçluyduk belki de. Ya da tüm suç bana aitti.
O sırada telefonuma bir mesaj geldi. Lily ne yaptığımı, iyi olup olmadığımızı soruyordu.
Yanımdaki bedenin duraksadığını fark ettim. Lily'nin mesajından başımı kaldırdım ve Regulus'a baktım.
Zorla gülümsedi. "Onun yanındaydın, doğru. Benim yüzümden de geceniz bölündü. Keşke gelmeseydin." Dolan gözlerini öbür tarafa çevirdi.
Bunu yapmamalıydı.
"Gelmeseydim ölüp gidecektin."
"Tamam işte keşke gelmeseydin. Geberip gitseydim. Bir bok olduğu yok zaten hayatımda."
Hırslanarak söylediği şey canımı acıttı. Ölmek isteyecek kadar bu hayattan nefret ediyor olmamalıydı.
"Regulus..." diyecek olduysam da taksinin gelmesiyle yüzüme bile bakmadan arkaya oturdu.
Öne oturup dediklerini düşündüm. Zaten sürekli onun dediklerini düşünüyordum.
Bana ne yapıyordu bilmiyorum ama aklımı ele geçirmiş, iplerini bana vermiyordu.
Ona ulaşmayı da beceremiyordum. Gerçi bu konuda konuşmaya hakkım olmayabilirdi. Çünkü bana şans verdiğinde geri tepmiştim. Kullanmamıştım.
Kendim onu itmiştim.
Köpek gibi pişmandım onu ittiğim için. İçim içimi yiyordu. Her an yanında olmanın yanı sıra yediği her boktan haberim olmasını istiyordum.
Başkalarıyla olmasını istemiyordum. Olmasındı işte. Benden başkasını o odaya almasındı.
O yatakta benden başkasıyla uyumasını düşünmek bile beni delirtiyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/365181683-288-k527499.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
i can fix him, jegulus
Hayran Kurgu"Bak Regulus, ben kafaya koydum. Senin başına bela olacağım. O yüzden bu duruma alışsan iyi edersin hayatım." emotional scars