6.BÖLÜM: DÖRT GECE

155 88 82
                                    

-ARKEY-
Bana kölelik eden polisler, müdür içeri girdiği, an duraksadı. ve telaşla birbirine bakındılar. müdür söze girerek "siz ne yaptığını sanıyorsunuz? beni böyle nüfuslu adamların, isimleriyle mi korkutmaya çalışıyorsunuz. zengin ya da, fakir benim gözümde herkes eşit"

wow ne kompozisyon ama sonrasında herhangi bir polise Emir vererek "Tahir at şunu, hücreye bakalım çabuk, çabuk at. "bir de telefon ver bana, bakalım onu bırakmam için, ilk kim yalvaracak bana, götürün Hadi devlet bize ne için para veriyor. söyleyin bir yıldıza hayran olalım diye değil, buraya gelen herkes suçlu herkes aynı muameleyi görecek dedi ve hızla ayrıldı." seninle sonra ilgileneceğim müdür

Dudağımı kıvırtarak sırıtmaya başladım hmm "bunca hayranıma rağmen, bana hakaret etti. tabii konuşan o değildi, sistemdi güzel bunu sevdim." bittu büyük adımlarla yanıma doğru geldi. ve kekeleyerek "p-patron çok özür dilerim, 10 dakika daha verin 10 dakika daha, elimle susmasını işaret ettim. ve söze girdim "bittu burada gerçekten çok bunaldım gidelim, artık spor yapacağım geç kaldım."

Bana 10 dakika daha verin diyerek müdürün odasına doğru yol aldı. yarım saatin ardından, müdürün odasında bağırış sesleri yükselmeye başladı. müdür bittu ve avukatıma bağırarak, "defolun kalkın gidin sizin kirli paranız, burada geçmez tamam mı? burası karakol kendinize gelin diyerek gürlemeye başladı. gözümü kitlediğim kapı açıldı ve müdür hızla uzaklaştı."

bittu ve avukat, kafaları eğik bir şekilde yanıma doğru yol aldılar. bittu atılarak, patron inanın elimden geleni yaptım hatta "Sezer alakaş'a" bir milyon tl'lik çek yazdım.ama geri
çekilmediler. çünkü o Alya denen kız işi inada bindirdi. patron mahkeme zaten resmi tatile girdi. Basında hep ensemizde,inanılmaz baskı görüyoruz ve bize yardım edebilecek kimse yok.
Elimden geleni yapıyorum patron ama, anladım ki ünlü olmak bile sıkıntıları engelleyemiyor."

Bittu'nun lanet sesi kulaklarımı pert etmişti susması için büyük bir solukla "şşşşşşh" dedim parmağımı kaldirarak
Ardından müdür atılarak "büyük müdür sizi bekliyor. bitirdiyseniz prosedürü yerine getirin, burada yapmamız gereken işler var. kefaletle çıkmayı başaramadın önümüzdeki 3 gün boyunca, burada kalacaksınız kaçışınız yok! çünkü, resmi tatil var.

Ve sonrasında "polis taner'i" çağırdı "Taner" buyurun müdürüm? Bu büyük sanatçıyı al götür. madem çok özel biri, VIP hücreye kapatın diğer ünlü dostumuzla, çok iyi anlaşır. gözlerim o kadar kararmıştı ki bu sinirimi, hiçbir şey yatıştıramazdı.
Alya yeminim olsunki bunun bedelini ödeyeceksin! Oturduğum yerden ayaklandım

bittu öfkeyle konuşarak "patron bu olanlar gerçekten hoş değil benim de canım çok sıkıldı. ama elbet göreceksiniz, bu 4 günü alya'ya zehir edeceğim. efendim söz veriyorum canını okuyacağım. ona bu dünyada huzur yüzü göstermeyeceğim. daha fazla tahammül etmeyerek sesimi oldukça sert ve gür çıkardım yeterr!
Yeter!kes zırvayı kaybol! Sözümün ardından, polislerle beraber VIP parmaklıklar arasına doğru ilerledim.

Bu taraftan deyip kilidi açtı. ve beni içeri uğurladı. ve içerideki adamla birbirimizi uzun uzun süzdükten sonra ilk söze giren kendisi oldu. "bir kafes, iki aslan umarım senin yerin kapalı desem kızmazsın ha" anında cevabımı yapıştırarak "aslan aslana saldırmaz diye bir gerçek vardır. iddia ettiğin gibi gerçek bir aslansan bunu bilirsin"

"Dur bakalım aslanım" diyerek parmağı ile ampulü gösterdi "bu ampul bile, benim sözümden çıkmaz. genç adam, neden hayatını riske atıyorsun? anlamıyorum doğrusu" anında cevabımı doğrultarak "hayatta kalmak için bildiğim tek yol bu risk almadan hayat nedir ki? sen söyle

Sözümün ardından, büyük bir sessizlik oluştu. Ben de oturmak için çömelecektim ki omzumu tutarak dur bir dakika, dinle beni oğlum, ben anlarım sen de çok farklı bir şey var. ateş gibi tipsin, dudaklarında bir melodi var. ve evet bu güzel bir karışım. "duydum ki buraya bir kız yüzünden girmişsin öyle mi?"

BAHARIN İHANETİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin