27. Bölüm

798 38 34
                                    

İyi okumalar☀️✨
.
.
.
.
.
.
.
.
.
Kaanın gözleri bir an olsun üzerimden ayrılmadı. Masaya geçtiğimizde sadece ikimiz vardık. Kaan sandalyeni onunkine yaklaştırdı ve elini belime koydu. Şaşkınca ona döndüğümde zaten bana bakıyordu. Yaklaşıp burnunun ucunu yanağıma dokundurdu. Gergince etrafa göz gezdirdim.

"Kaan yapma." Dedim utanç içerisinde. "Ne yapıyorum ki?" Dedi çocuksu bi şekilde. "Kaan bir sürü insan var bak utanıyorum." Dedim kısık bi sesle. Gülme sesi geldi. "İnsan içinde olmasak okeysin yani?" Dedi.

"Bilemiyorum. O zaman belki düşünürdüm. Ama maalesef şimdi hiç şansın yok." Dedim. Bana bu aniden gelen özgüven patlamaları sebebim olacaktı. Kaanın bakışları değişirken yutkundum. Kaan ayağa  kalktı elimden tutup benide kaldırdı. Hızlı bir biçimde yürümeye başladığında benide arkasından sürüklüyordu. "Ne yapıyorsun?" Dedim korkarak. "Yalnız kalabileceğimiz bir yer arıyorum." Dedi sorduğum sorunun üstüne.

"Kaan saçmalama. Şaka yapmıştım." Beni dinlemeden yürümeye devam etti. Bir koridorun sonuna gelmiştik ve etrafta gerçekten kimse yoktu. "Bu sefer kaçamazsın." Dedi bana doğru gelirken. Yutkundum ve geriye doğru adımladım. Sırtım sert duvara çarptığında kolunu duvara koydu ve çıkmamı engelledi. "Kaçmak isteyen kim." Dedim cilveli olduğunu unduğum bir şekilde.

Gözlerim dudaklarına deydiğinde derin bir nefes verip başını yukarı kaldırdı. Yutkunduğu için oynayan adem elması dikkatimi çekmişti. Yaklaşıp dudaklarımı tam oraya bastırdım. Kaanın kaskatı kasılan bedeni beni germişti. Yavaşça geri ekildiğimde başını ba doğru çevirip yoğun duygularla yüzüme baktı. Bi elini belime diğerini ise yüzme koydu.

Baş parmağı alt dudağıma deydi. Yüzü iyice yüzüme yaklaştığında nefesini dudaklarıma doğru üfledi. Dudaklarımız arasında bilimlik bir mesafe vardı. Bu mesafeyi kapatan kişi ben oldum. Dudaklarımız birbirine değiyordu ama ikimide hareket etmiyorduk. Ben sık nefes alıp verirken Kaanın dudakları dudaklarımın üzerinde yavaşça hareket etmeye başladı.

Alt dudağımı dudaklarının arasına aldı. Dayanamayarak gözlerimi yumdum, elimi yüzüne koydum ve öpüşüne karşılık vermeye başladım. Yavaş ve yumuşaktı. Eli belimi okşarken içim daha da hoş olmuştu. Bi süre sonra ayrılmamıza neden olan şey Kaanın telefon sesiydi.

Dudaklarımızı ayırıp nefes nefese gözlerinin içine baktım. Kaanda aynı şekilde bana bakarken telefonu pek umursamıyor gibiydi. "Açmayacak mısın?" Dedim kısık bi sesle. Derin bi nefes verdi ve bedenini benden tamamen ayırdı. Boşluğa düşmüş gibi oldum. İki adım ileriye gidip telefonu açtı.

O telefondaki kişiyle konuşurken bende karşıdaki aynadan yansımamla göz göze geldim. Rujumun taşan yerlerini parmağımla sildim. Kaan telefonu kapatıp bana döndü. "Gidelim mi?" Dediğinde kafamı salladım. Adım atacağı sırada kolundan tuttum.

"Dudağın." Dedim baş parmağımla kendi dudağımı işaret ederek. O benim dudaklarıma baktı. "Ruj bulaşmış da." Dedim utanarak. Gözlerini dudaklarımdan çekip gözlerini kırpıştırdı. "Ha." Elini dudağına sürdü ve eline baktı. Tekrardan silmeye çalıştığında beceremedi. Bi adım atıp yaklaştım ve baş parmağımla bulaşan yerleri silmeye başladım.

Gözlerimi dudaklarından gözlerine çevirdiğimde dikkatle beni izlediğini fark ettim. Utanarak gözlerimi kaçırdım. "Gidebiliriz." Dedim. Elimi tutup yürümeye başladı. Masaya geldik ve yerlerimize oturduk. Cemre yanında birkaç kız ile beraber yanımıza geldi. "Ne yapıyorsunuz bakalım çifte kumrular." Diyerek sandalyeye oturdu.

"Hiç oturuyorduk öyle." Dedim utanarak. "Demin geldim masada yoktunuz. Bir şey olmadı dimi." Bakışlarım Kaana döndü. Kafasını önüne eğmiş sırıtıyordu. "Hayır hava almaya çıkmıştık." Dedim. Anladım der gibi kafasını salladı. Yanındaki kızların bakışları Kaanın üzerindeydi. Bu durum beni fazlasıyla delirtiyordu.

Ateş parçasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin