So happy together

404 36 33
                                    

"Tamam şimdi... Şuradan sesi dışarı verelim... Anne? Duyabiliyor musunuz beni?" Jayden görüntülü bağlantıyı ayarlamaya çalışırken bir köşede onları izliyordum. Birkaç dakika sonra ailelerimiz resmen tanışacaktı.

Bunu en çok isteyen kişi kesinlikle ben değildim. Bir şeyleri aniden ciddiyete bindirmeye hiç gerek yoktu. Jayden benim ailemi tanıyordu, ben de onunkileri tanıyordum ama şu yaptığımız için biraz erkendi bence. Her şeyi hızlandırılmış gibi yaşamaktansa bir şeylerin keyfini çıkartmak istiyordum.

Ama babamın inadına galip gelememiştim. İkimiz bu konu üzerinde o kadar tartışmıştık ki artık yorulup pes etmiştim.

Hayır sanki çok iyi Felemenkçe konuşuyorsun da bir Jayden'ın ailesiyle konuşman eksik. En son Türkçe bilen kuzenlerimle konuşamıyordun.

"Evet. Bizim sesimiz geliyor mu?" Kendi kendime sinirlenirken Jayden'ın annesinin sesini duymamla odağımı tekrardan oraya verdim.

"Geliyor." dedi. "Esila'nın annesi Arzu hanım ve babası Erkan bey... Ben sizi baş başa bırakayım." Jayden bilgisayarın başından çekilip yanıma geldi ve belime sarıldı.

"Sence anlaşacaklar mı?" Jayden'ın sorusuna omuz silktim. Artık anlaşmaktan başka çaresi yoktı babamın. Şu saatten sonra yeni tripleriyle de uğraşmak istemiyordum. Çok seviyordum ama beni bu durumda sinirlendirmişti biraz.

"Anlaşmamaları için bir sebep yok." Ona baktım. "Bahçeye çıkalım mı? Onlar rahat rahat konuşsunlar."

"Olur." Elini tutup bahçeye doğru yürüdüm.

Havada bahar aylarının serinliği vardı. Esen rüzgar aniden titrememe sebep olmuştu. Jayden üstündeki hırkayı çıkarıp omuzlarıma bıraktığında itiraz etmedim. Hatta kollarımı geçirip tamamen giydim üstüme. İstanbul'un havası bugünlerde fazla dengesizdi. Ben tişört giymişken Jayden sweatshirt üstü hırkayla geziyordu.

"Ferdi artık normal davranıyor değil mi?" dedim bahçenin etrafında yürümeye devam ederken. Yavaş yavaş yürüyorduk birlikte.

"Trabzon maçından sonra normalleşti. Kurtardım bücürüğü, ondandır." Güldüm Jayden'a.

"Ya da babam seni alnından öpmeli tebrik ettiği için Ferdi de tepki koymuyordur." Babamın küçük versiyonuna dönüşüyordu Ferdi iyice. Bazen şüpheleniyordum Ferdi'nin gerçekten kardeşimiz olup olmadığından.

"Hayır, döveceklerdi kurtardım kardeşimi." Yeniden gülüp tek kolumu beline sardım ve iyice yakınlaştım.

"Senin de çok hoşuna gidiyor bakıyorum." Ona baktım, o da gözlerini bana çevirdi.

"Herkesin gidiyor. Senin gitmiyor mu?" Yani, gitmiyordu desem yalan olurdu sanırım. Normalde erillik hoşuma gitmezdi ama Jayden'a yakışıyordu. Jayden'ın yaptığı her şey benim gözümde ekstra çekici bir şekilde görünüyordu. Ama bunu ona çaktırmadım, çünkü bu ciddi bir durumdu.

"Kavga edip zarar görmeni istemiyorum."

"Bana bir şey olmuyor bebeğim, görüyorsun. Ceza bile almadım sayılır." Bu da iyice cesaretlendirmiş Jayden'ı. Daha da üstüne gidecekti herkesin manyak.

"Ama olursa üzülürüm." Beni kendine döndürüp belime sıkıca sarıldı ve hafif yukarıdan bana baktı.

"Bir şey olmayacağı için üzülmeyeceksin. Çünkü ben senin üzülmemen için bir şey olmasına izin vermeyeceğim." Dudaklarımızı yavaşça birleştirdiğinde yüzüme hemen bir gülümseme yayılmıştı. Elimi yanağına çıkarıp okşadığımda arkamızdan "Iyy!" diye bir ses duydum. Bu tanıdık ses bizi ayırmıştı.

Bellyache / Jayden OosterwoldeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin