You won't remember all my champagne problems

491 37 90
                                    

Arabamı Jayden'ın arabasının yanına park edip indim. Kapısına doğru ilerlerken yüzüme bir gülümseme hakimdi.

Kapıyı iki kez çaldım. Jayden maç dönüşü eve geldiğinde beni yanına çağırmıştı. Galibiyet ödülü bekliyorum yazmıştı bir de, salak çocuk.

Ama neyse ki çok sevimli bir salaktı o yüzden kıyamıyordum.

Her şey hâlâ çok yeniydi. Daha tam 2 hafta bile olmamıştı ilişkimiz başlayalı. Menajerim hariç kimseye söylememiştim bile, sadece Melike şans eseri öğrenmişti. O da eve geldiğinde Jayden'ı görmesiyle olmuştu. Hazal'la birlikte bana kızmışlardı bunu söylemediğim için. Bunu neden bu kadar büyüttüklerini de hiç anlamıyordum doğrusu.

Sakatlığım ise tamamen iyileşmişti. İki gün sonraki maçta oynamaya hazırdım. Doktorun dediği gibi bir maç daha kaçırmıştım sadece.

Hayatım iyi ve sorunsuz gidiyordu yani. İş, aşk, aile, arkadaşlar, hepsine tik atmıştım.

Kapı sonunda açıldığında Jayden'ın boynuna sarıldım ve yanağını öptüm.

"En sevdiğim sol bek nasıl?" Güldüm. "Gerçi sol defans oynuyor artık ama."

"Benim en sevdiğim sakatlıktan çıkmış santrafor nasıl?"

"Çok iyiyim." Beni öpüp kolunu omzuma attı ve içeri eşlik etti. Koltuğa oturduğunda hemen yanına oturdum ve ona doğru döndüm. Bugün çok iyi oynayıp çok güzel övgüler almıştı, böyle olunca da beni kendine karşı baya yükseltmişti.

Benim zaafım da başarılı erkeklerdi sanırım.

"Maç nasıldı?" dedim. Aynı anda yüzünü iki yandan tutup yüzünün her yerini öpmeye başladım.

"Güzeldi, izledin mi?"

"Hiçbir maçı kaçırmam kolay kolay." Öpücüklerimi kesmiyordum.

"Antrenman nasıl geçti?"

"Çok iyi. Pazar günü oynayacağım." Bacağımı diğer tarafına attım ve kucağına oturdum. Belime sarılıp kendine çekti beni. Hoşuna gitmişti galiba onu böyle öpmem.

"Antrenmanımız akşam olacak pazar günü. İzlemeye gelirim maçı.

"Onun hakkında." dedim. "Menajerim bir süre gizlememi söyledi."

"Neyi?" dedi şaşkınlıkla.

"İlişkimizi."

"Esila bir dakika durur musun?" Omuzlarımdan tutup durdurdu beni. "Gizlemek ne oluyor?"

"Menajerim dedi."

"Neden peki?"

"Bilmiyorum Jayden. PR işlerini sorgulamıyorum, demek ki öyle olması gerekiyor."

"Sen bunu PR olarak mı görüyorsun?" Ayağa kalkmaya yeltendiğinde engellemeye çalışsam da beni kaldırıp başka bir odaya doğru yürüdü.

"Hayır tabii ki. Jayden beni dinler misin?"

"Bir şeyleri netleştirmemişiz gibi hissediyorum seninle."

"Sevgiliyiz işte. Net olmayan ne?"

"Sadece bu mu senin için?"

"Jay..." Lafımı böldü.

"Hayır dur. Bana netlik istiyorum diyen sendin. Şimdiyse kalkmış PR diyorsun."

"PR olan ilişkimiz değil Jayden." Ona doğru birkaç adım attım. "Aynı kulüp için oynuyoruz, ikimiz de şampiyonluğa ilerliyoruz. İlişkimiz ortaya çıkarsa üstümüze gelme ihtimallerine karşı öyle demiştir menajerim." Bakışları yumuşadığında bir adım daha attım ona. "Zaten senin üstüne yeterince geliyorlar, daha çok gelmelerini istemiyorum. Biraz daha bekleyelim sadece."

Bellyache / Jayden OosterwoldeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin