Look at what you taught me

590 35 41
                                    

"Bugün Ata Çevik çok üzgün. Çünkü onu sa-ha-da ağlattım!" Ardından büyük bir kahkaha attım.

Chelsea kadın takımı ve Fenerbahçe olarak FIFA oynamaya başlamıştık. Oyunun geçen seneki sürümü olduğu için Chelsea'de ben de vardım ve kendim olarak 4 tane gol atmışım Ata'ya.

"Off abla ya." dedi sızlanarak. "Ferdi abim gelsin görürsün gününü."

"Ferdi abini de yiyeceğim tek lokmada." Beşinci gole doğru giderken ikimiz de heyecanla ayağa kalkmıştık.

"Altay tut! Altay tut şu topu!" Ben Luan Peres'i çalımlayıp giderken Ata da Altay'la üzerime geliyordu. Ama bunun büyük bir hata olduğunu anladığında top ağlarıyla buluşmuştu. Ata sinirle büyük bir çığlık atarken ben de gülme krizine girmiştim. Bu yüksek sesimize karşı annem yukarıdan sessiz olmamızı bağırmıştı bize.

"Canım yeter mi 5 gol, yoksa daha atayım mı?"

"Abla çok kötüsün ya." dedi oyunu kapatırken. "Ferdi abi intikamımı alacak senden."

"Tabii tabii, alır." dedim deri koltuğa yayılırken. Ata tam bir oyun manyağıydı. Boş zamanlarının tamamını bodrum katındaki bu oyun odasında geçiriyordu. İçeriye giren güneş ışığı bile yoktu, saatler geçse de fark edilemezdi. Son model konsollar, oyun bilgisayarı ve her türlü ekipman mevcuttu burada. Ata ne istese sonraki gün buradaydı. Annemle babam arada bu durumdan şikayet etse de kendini sınırlamayı bilen bir çocuktu Ata. 12 yaşında olmasına rağmen ne derslerini ne antrenmanları aksatıyordu. Bu yüzden çoğunlukla kendi hâline bırakıyorlardı.

Kapı çaldığında Ata heyecanla fırladı.

"Ferdi abim geldi."

"Hay abine ya." dedim arkasından. "Ben geldiğimde bu kadar heyecanlı değildin Ata." Merdivenleri yavaş yavaş çıktım. Yukarı çıktığımda Ferdi'yi, kız arkadaşını ve arkalarındaki üçüncü tekerleği görmüştüm.

"Arzu abla." dedi Ferdi aksanlı Türkçesi ile konuşup anneme sarılırken. Sonrasında hemen Felemenkçeye döndü. "Size bir misafir daha getirdim. Jayden." Jayden arkalarından el sallamıştı. Ferdi babama ve Ata'ya da uzun uzun sarıldıktan sonra benimle el sıkışmıştı.

Sevgilisinin önünde doğru bir hareketti, aferin Ferdi.

Hemen arkasından da Sera gelip anneme, babama ve Ata'ya sarılmıştı. En son da adını söyleyip bana sarılmıştı. Jayden ise herkesle el sıkışmayı tercih etmişti.

Bu selamlaşma faslından sonra gidip babama sarıldım.

"Bu neydi?"

"Kıskandım." Gülüp sarıldı ve öptü saçlarımdan.

"Senin kıskanman gereken kimse yok." Hep beraber içeri geçip yemek vaktine kadar muhabbet ettik. Babam Ferdi ve Jayden'ı çapraz sorguya almıştı. Teknik ekibe giremediği için içeriyi aşırı merak ediyordu. Ben arada onların muhabbetine katılsam da çoğunlukla Sera ile tanışma muhabbetindeydim. Çok tatlı bir kızdı gerçekten. Zaten ben hiçbir zaman diğer kızlarla anlaşamadığını iddia eden "pick me" kızlardan olmamıştım. Tam tersi, erkek dolu bir ortamda büyümeme rağmen erkeklerin büyük çoğunluğundan nefret ediyordum.

Sera ile cilt bakım rutinlerimizi paylaşırken annem hepimizi sofraya çağırdı. Yemekten sonra biraz daha muhabbet etmiştik. Sonrasında da Ata bizi aşağı indirmişti.

Ferdi abisi maçın intikamını alsın diye.

"Ne yapsak, turnuva mı oynasak?" diye attım ortaya. Ata da heyecanla karşılık verdi.

"Evet. Babam da gelir hem."

"Ben oynamayı bilmiyorum." dedi Sera. "İzlesem daha iyi."

"Ben öğretirim sana gel." dedim.

Bellyache / Jayden OosterwoldeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin