5

80 9 12
                                    

"Abicim seri oyna şu oyunu. Satranç mı oynuyorsun anasını satayım."

"Lan kes, hesap yapıyoruz şurada." dedi ve elindeki taşları saymaya devam etti. Parmak hesabı yapıyordu. Yüz kere söylemiştik ortaları say 34'se açılır diye. Ben anlamam öyle yan man deyip geçiştiriyordu. Düz bir insandı. Bir olayı yoktu.

Ahmet ofladı. "Memo hadi anasını satayım."

Telefonum çaldı. Bebeğim arıyordu.

"Efendim yavrum?" dedim alayla. Telefonun arkasından öfkeli sesler duyuldu. "Kaç kere demem lazım sana bana yavrum bebeğim deme diye!" dedi. "Efendim bebeğim." dedim gülmeye devam ederken. Küfür etti. "Hangi masadasınız göremiyorum."

"Arkaya gel, çardaklı masanın yanındayız." dedim. Kapattı telefonu.

"Batuhan geliyor." dedim.

Elimdeki taşlar açılıyordu çoktan. Ama ben elden bitip herkese ceza yazdırmanın peşindeydim. Sonunda Memo oynayabilmişti ve taş bana gelmişti. İşime yarayan bir taş atmamıştı tabii ki yerden taş çekmek zorunda kalmıştım. İşime yarayan taş gelmişti ve perimi tamamlamıştım. Küçük sayıyı attım Ahmet'e. Oflayarak yerden taş çekti.

Memo tırnağını kemiriyordu "Taş bitiyor anasını satayım.." diye mırıldandı. O sırada Batuhan gelmişti. Yanıma oturdu. "Yakup bana da bir çay yollasana." dedi el kol yaparak çalışan çırağa. Yakup kafasını salladı ve arkaya geçti.

Batuhan elime bakındı. Kulağıma fısıldadı "Açılıyor.."

Geri döndüm "Biliyorum, elden biteceğim." dedim ben de fısıldayarak. Sırıttı.

"Hop, yardım yok. Dışardan müdahale yok." dedi Memo. Ahmet sırıttı. "Fırat burada olsa şimdiye ceza yazdırmıştı." dedi. Fırat öyle bir insandı.

Sonunda beklediğim taş gelmişti ve elden bitip herkese iki katı ceza yazdırmıştım. Memo sinirden kudururken Ahmet saf saf etrafına bakınıyor şu gelse tamamdım bu gelse tamamdım diye ağlanıyordu.

Batuhan yandaki boş yere geçti. "Babanız geldi yer açın." dedi okey tahtasına ellerini atıp. "Sonunculuğu devrediyorum yani." dedi Ahmet alayla. Batuhan okeyde şanssız bir insandı. Eli hep kötü gelirdi.

"Çok komik." dedi Batu ve önüne konan çayından bir yudum aldı. Ağzı yandı. O sırada kapı açıldı. İçeriye Hakan girdi. Gözleri bizi aradı, biraz arkada kaldığımız için hemen görmedi. Sonunda bizi gördüğünde bizim masaya doğru ilerledi.

Daha kimse Hakan'ı fark edememişti.

Sonunda bizim masaya vardığında yandaki boş masadan sandalye çekti ve Batu'nun yanına oturdu. "Abi?" dedi Batuhan. Herkes kısaca hoş geldin ayağı çekti. "Naz'la olursun diye düşünüyorduk." dedi Batu. "Annesine gitti, ben de sıkılırım diye gitmedim." diye kısaca açıklama yaptı.

"Ee nasıl gidiyor evlilik abi." bunu sırıtarak sormuştu Memo, belliydi neyi ima ettiği. Ahmet "Ayıp." dedi. Böyle şeylerin mahrem olduğunu düşünüyordu. "İyi, Naz bugün saçmaladı ama." dediğinde gözlerim ona kaydı. O sırada taşı attım.

Ahmet taş çekerken sordu, "Nasıl yani?"

"Hamile olduğunu söylüyor, hissediyormuş." dediğinde anlık olarak dondum. Zaten sikiştiklerini biliyordum da.. Böyle tamamen emin olmuştum.

"Olabilir mi ki?" dedi Memo, siktin mi diyordu kısaca.

"Olabilir, korunduk ama bilmiyorum." dedi. Gözleri beni buldu. "Sorun yok ama, karım sonuçta." dedi bastırarak. "Hayırlısı." dedim ona inat.

"Oha dayı oluyorum." dedi Batuhan.

Salaklığına güldüm.

"Gerizekalı amca oluyorsun."

Üzüldü biraz. Sanırım dayı olmak istiyordu.

Okeyin son eli de bitmişti, sıkılmıştık artık. Okeyler masadan kalkmıştı artık normal konuşup ediyorduk. Bir de nargile söylemişti Ahmet. Çok sigara içen biri değildi ama Nargile severdi.

"Ee abi dönüş ne zaman?" dedi Memo. "4 güne gidiyorum, ama ondan sonraki gelişim çok uzun sürmez." dedi. Kafamızı salladık. İzin zamanları biraz garipti.

"Aslında bir ara toplanıp denize gitsek fena olmaz. Yanıyor Mersin." dedi Batuhan konudan bağımsız. Onaylar gibi kafamı salladım. Sıcaktan geberiyordum.

Ahmet bana yakınlaştı, kulağıma yaklaştı. "O geçen gittiğimiz sahile gitmesek olmaz mı? Benim kız kızıyor oraya gitmeme de." güldüm istemsizce. "Tamam gerizekalı, tamam." dedim bacağına hafifçe vurup.

Bu da amma korkaktı.

Hakan boğazını temizledi. Masadan kalktı. Gözlerime bakıyordu. Kaşıyla işaret yaptı. Ofladım.

Peşinden kalktım. Diğerleri sohbete dalmıştı zaten.

Sırayla dışarı çıktık.

Bana öfkeyle baktı, "Öldürürüm seni de onu da. Elimden alamazlar bak seni." dedi. Kahveleri sinirle parlıyordu. "He Hakan he, bitti mi tehditlerin?"

Bana yaklaştı, öfkeyle nefes aldı. "Naz hamile kalmadıysa senin inadına sike sike hamile bırakırım, oynama benimle." dedi dibime girip.

"Kimi sikiyorsan sik Hakan, sana daha kaç kere söylemem lazım. Geçen sene öylesine yaşanan bir şeydi, sen ya da başkası bana fark etmezdi."

Arkamı dönüp içeri girdim.

LIPSTCIK ON MY TEETH -GAY-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin