Arkadaşlar medyadaki video tanıtım videosu. İzler ve görüşlerinizi yoruma yazarsanız çook sevinirim.
Keyifli okumalar!
Şaşkınlıkla Seneme baktım.
"Sevgilim mi?"
Senem kendinden emin bir gülümsemeyle saçını düzeltti.
"Evet, yoksa nişanlın mı demeliydim?"
Hayretim dahada artarken konuştum.
"Kendisi sevgilim veya nişanlım değil. Sadece,"
Kutay benim neyimdi? Arkadaşım? Taksicim? Yakışıklı taksicim? Sıradan biri?
Senem tereddütle bana baktı.
"Evet?"
"Sadece sıradan bir taksici." dememle Kutay arabanın gazına yüklendi ve gitti.
Onu kırdığımın farkındaydım. Ama ne diyebilirdimki?
"Arkadaşın bu sözden sonra kırıldı galiba sana." diyen Seneme öfkeyle baktım.
"Allah aşkına ne oluyor Senem? Sabah sabah hesap sormalar, iğneleyici konuşmalar. Ne oluyor söyler misin?"
Senem toparlandı ve "Bir şey yok." diyip gitti.
Bende onun arkasından işyerine girdim.
Moralim alt üst olmuştu. Senem değişmişti. O böyle hesap soran biri değildi. Hele ki bana karşı. Ben anlatırsam dinler, anlatmazsam sesini çıkarmazdı. Bugün farklıydı ve bu ona karşı bir hatamın olduğunu düşündürüyordu.
***
Bütün gün davalarla uğraşmıştım. Geriye kalan yorgunluktan bitmiş bir bedendi. Ayağımdaki ağrıya aldırmadan yürümeye başladım. Kutayın taksi durağına gidicek, ondan özür dileyecektim. Bu biraz bana saçma gelsede bunu yapacaktım. Arkadaşmıyız bilmiyordum. Birlikte bir şeyler yapmamız arkadaşlığımı gösteriyordu emin değildim.
Taksi durağının önüne geldiğimde durdum. Etrafa baktığımda Kutayı göremedim. Etrafa dahada dikkatli bakarken tanıdık bir yüzle karşılaştığımda gülümseyip o tarafa doğru ilerledim.
***
Arabanın camına yaslanmış yola bakıyordum.
"Sen Kutayın evine gidip napıcaksın?"
Yaman alttan alttan sırıtsada bunu fark etmem zor olmadı."Tövbe ya! Evine gitmem onu yapıcağım anlamına mı geliyor Yaman?"
Yaman bana doğru bakıp güldü.
"Ne bileyim, aklıma başka geçerli bir sebep gelmiyor."
Sıkıntıyla nefesimi verdim.
"Siz erkeklerin aklı tek ona çalıştığı için." bunu sessizce mırıldansamda Yaman duydu ve tebessüm etti.
Arabanın durmasıyla geldiğimizi anladım. Geldiğimiz yer aşırı lüks bir yerdi. Bir taksicinin burada oturması şaşkınlıkla ağzımın açılmasına neden olurken hemen yüz ifademi düzeltip Yamana doğru döndüm.
"Çok teşekkür ederim Yaman. Seni durakta görmem iyi oldu. Yoksa buraya gelemezdim."
Yaman gülümsedi.
"Benim evimde buralarda bir yerde zaten. Gerek yok teşekküre."
Bende ona gülümsedim ve arabanın kapısını yavaşça açıp indim. Kapıyı yine aynı yavaşlıkta kapatıp dışarıdan villa görüntüsü veren eve doğru yürümeye başladım.
Kapının önüne geldiğimde tereddütle kapının tokmağını kapıya vurdum.
Kısa bir sürede kapı açıldı. Kutay saçı başı dağınık bir halde karşımdaydı. Belliki uykudan uyanmıştı. Beni görünce şaşırdı."Ne işin var senin burada?"
Açıkçası böyle bir tepki vermesini beklemiyordum, kırılmıştım. Dikkatimin dağılmasına izin vermeyerek yutkundum ve gözlerimi başka bir yöne çevirip yeniden Kutaya odaklandım.
"Senden özür dilemeye geldim."
Kutay güldü.
"Sıradan bir taksciden özür mü diliyeceksiniz hanfendi? Akşam akşam güldürdünüz."Yaptığım hatanın bir kez daha farkına varırken Kutayı anlayışla karşıladım. Böyle davranması normaldi.
"İçeri geçsem? Konuşsak?"
Kutayın bu isteğimi geri çeviricek olmasını tahmin etmiştim ama beni şaşırtıcak bir hareket yaptı. Kapıyı biraz daha açarak eliyle içeriyi gösterdi.
"Tabiki canım, buyur."
Onun bu iğneleyici tavrını anlayışla karşılamam lazımdı ve gerektiği kadar karşılamaya çalışıyordum.
İçeri doğru girdim ve kısa bir holden sonra salona doğru yürüdüm. Kutayda arkamdan gelip koltuğu gösterdi. Yavaşça oturdum oda tam çaprazdaki koltuğa yayıldı.
"Ne konuşucaz?"
"Özür dilerim bugün için."
"Doğru söyledin ben sıradan bir taksiciyim. Bu normalde, senin bu sıradan taksicinin evine gelmen normal mi?"
Yutkundum gözlerimi kırpmamaya özen gösterdim. Yoksa akmak için hazırda bekleyen gözyaşlarım kendini salıcaklardı. Ve ben böyle bir şey olmasını istemiyordum.
Söyleyecek bir şeyim yoktu. Haklıydı. Yavaşça oturduğum yerden kalktım ve dış kapıya doğru yürüdüm. Kapının kulpunu indirirken kolumun sertçe tutulmasıyla irkildim.
Kutay beni kendine döndürüp kapıya yasladı. Nefes alışverişlerim istemsizce hızlanırken bir kez daha yutkundum.
"Seninle zaman geçirmiştik, seninle iyi hissetmiştim!" diye bağırdığında şaşkınlıkla gözlerim açıldı.
"Ne?" diye sessizce konuştum.
"Duydun işte! Sıradan taksici seninle iyi hissetmişti!"
Şaşkınlığım devam ederken onun gözlerinden nasıl kırgın olduğunu çok iyi hissetmiştim. Benimle iyi hissettiğini söylemişti.
Benimle.
İyi.
Hissetmişti.
"Çok özür dilerim. Ben.."
Sözümü bir hışımla kesti.
"Dileme! Sen ilk günden beridir beni yanlış anladın! Her akşamımız benim evi terk etmemle bitiyordu. Ama ertesi gün hiçbir şey olmamış gibi yanına geliyordum. Yüzsüzlük. Evet.. Yüzsüzlük yapıyordum. Sırf seninle vakit geçirmek için ertesi gün hiç tereddüt etmeden sana geliyordum!"
Kutay derin bir nefes aldı.
"Ama -dı işte. Geçmiş zaman. Bir daha olmayacak zaman."
Kutayın söylediklerinden sonra gözlerimi sıkıca kapattım. Yaşadıklarımız bir film şeridi gibi gözümden geçerken zaten akmak için yer arayan gözyaşlarım kendilerini bırakmışlardı. Utançtan ne yapacağımı bilemezken gözlerimi yavaşça araladım.
"Ben.."
Etrafa göz gezdirip dudağımı birbirine bastırdım ve yüz ifademi düzeltmeye çalıştım.
"Ben her şey için teker teker özür dilerim. Bir daha hayatına girmeyeceğim."
Kutayın kolundan kurtulup kapıyı açtım ve evden çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAKSİ.
Romance"İn arabamdan!" diyince bir an afalladım ve kaşlarımı çattım. "Oda ne demek? Bu bir taksi ve bende müşteriyim!" "Hanfendi (!) Zorluk çıkarmayın ve inin, bu gün çalışmıyorum." İşe yeterince geç kalmıştım ve ilk günden kovulmamam için bu taksi son çar...