Merhaba arkadaşlar!
Bu bölümü yazarken çok eğlendim ve tek bir sahnede zorlandım, Ezgi ve Yaman sahnesinde. Bu sahnede bana yardım eden ve bölümün gidişatı konusunda bana önerilerde bulunan en yakın arkadaşım Elnareye çok çok teşekkür ediyorum. Seni seviyorum canım arkadaşım!
Medya: Bölüm afişi.
Fazla uzatmadan, İyi okumalar!Bacaklarımı yorganın içinden çıkartıp dışarı attım. Sıcaktan hangi pozisyonda uyuyacağımı şaşırmıştım. Şuan Yamanın evindeydik ve Ezgiyle aynı yatakta yatıyorduk. Kutay da ayrı bir odada yatarken Yamanda onun gibi ayrı odadaydı. Ezgi ve Yaman barışmış gibiydiler, sadece araları fazla ısınamamıştı ama hemen aralarının eskisi gibi olacağına emindim.
Sıcaktan uyuyamayacağımı anladığımda yatakta doğruldum ve etrafa bakmaya başladım. Misafir odası olsa bile Yaman buraya fotoğraflarını koymuştu. Egoya bak be (!) fotoğraflara sırasıyla göz gezdirirken bir fotoğraf dikkatimi çekti. Yataktan kalktım ve fotoğrafı elime aldım. Yaman bir selfie çekmişti ve arkasında demirlerin ardından bakan Kutay vardı. Fotoğrafı çerçevesinden çıkardım ve arkasını çevirdim.
"Bir cezaevi hatırası!"
Yazıyı okumamla şok olurken bir anlam veremedim buna. Bu bir şaka amaçlı çekilmiş fotoğraf olabilirdi. Gerçek olması mümkün değildi.
Derin bir nefes aldım ve fotoğrafı çerçevesine geri koydum. Odadan çıkıp balkona yöneldim. Balkona çıktığımda Kutayıda sigara içerken görmem birden irkilmeme neden olsada onun yanına yaklaştım. Koluna girdim ve başımı omzuna yasladım. O benim aksime hiç bir tepki vermedi.
"Kutay, burası, tam burası. Omzunun tam kafamı koyduğum yeri var ya,"
Kutay yavaşça bana döndü.
"Burası benim evim, huzuru bulabildiğim tek yer."
Bana doğru döndü ve boynuma elini götürdü. Yavaşça beni göğsüne yasladıktan sonra saçlarımı uzunca kokladı ve öptü.
Bu, inanılmaz derece beni huzurlu ve güvende hissettirirken ona var gücümle sarıldım.
"Beni, sakın bırakma olur mu?"
Kulağıma fısıldadığı bu cümleye başımı salladım.
"Seni hiç bir zaman bırakmıcam."
***
Gelen tabak sesleriyle gözümü yavaşça araladım. Kutayın kollarının altında ezilmemek için kollarını yavaşça geriye attım. Yataktan kalkıp mutfağa doğru ilerledim.
Ezgi, kahvaltı hazırlıyordu.
"Ezgi, iyi misin?"
Yüzündeki pozitif ifade geri dönmüş, dünki kırınlığı atmıştı. Bana baktı ve güldü.
"Kesinlikle!"
Ezgi hazırladıklarını sofraya dizdi ve bana baktı.
"Umarım beni affeder."
Gülümsedim.
"Böyle bir sofraya hayır diyemez bence."
Ezgi el çırptı.
"Oley! Ya gerçekten güzel oldu mu?"
Güldüm ve başımı salladım.
Gelen ayak sesleriyle arkama baktım. Kutay gelmişti. Kahvaltı sofrasına baktı ve ıslık çaldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAKSİ.
Romance"İn arabamdan!" diyince bir an afalladım ve kaşlarımı çattım. "Oda ne demek? Bu bir taksi ve bende müşteriyim!" "Hanfendi (!) Zorluk çıkarmayın ve inin, bu gün çalışmıyorum." İşe yeterince geç kalmıştım ve ilk günden kovulmamam için bu taksi son çar...