Bölüm 36

867 72 13
                                    

Yine evdeydim ve Asrın kapıdaydı.

"Asrın git artık açmayacağım kapıyı!" diye bağırdığımda ses gelmemişti bu sefer.

En sonunda pes etti galiba.

Ben o gittiği için koltukta yayılmaya devam ederken omzuma biri dokundu.

Ama evde yalnızdım.

"Abi bokunu yiyim öldürme beni kimsin bilmiyorum ama çok hayırlı biri olduğun dokunuşundan bile anlaşılıyor" dediğimde ellerimi teslim olup havaya kaldırdım.

Arkamdaki kişi önüme geçince başımı kaldırıp yüzüne baktım.

Asrın?

"Lütfen defolup gider misin?" diye sorduğumda arsız arsız "Yook" diyip koltuğa oturmuştu.

Derin bir nefes alıp Asrına döndüm.

"Asrın, sen ne istiyorsun benden?" diye sorduğumda telefondan başını kaldırmadan cevap verdi "hiçbir şey" dedi umursamazca.

Telefonunu elinden çekip aldım ve yandaki koltuğa fırlattım.

"Asrın yeter artık bıktım senden de tavırlarından da, düzgün bir şekilde konuşamayacak mıyım ben seninle?" diye çıkıştığımda Asrın sonunda beni ciddiye almıştı.

"Ne oldu Adal?"

"Elinin körü oldu Asrın neden bana bunu yapıyorsun seni anlamıyorum, benden nefret mi ediyorsun yoksa beni seviyor musun anlamıyorum ve ben bundan bıktım"

"Ne diyorsun sen Adal"

"Yoruldum diyorum, önceki gün beni hiç umursamayıp şimdi de ikide bir evime gelmeni anlayamıyorum"

"Adal ben seni hep umursuyorum"

Söylediği komik gelince gülmeye başladım

"Bırak Allah aşkına sen mi umursuyorusun beni, artık sana inanmıyorum çık git evimden"

"Sakinleşmen için şimdi gidiyorum 2 saat sonra konuşacağız bu konuyu" Diyip ayağa kalktığında bende kalktım

"Konuşmayalım."

"Ne?"

"Bir süre konuşmayalım Asrın, şimdi git ve bir şey söyleme." dediğimde durup öylece suratıma baktı.

Biraz daha kalırsa onu öpecektim.

"Defol asrın" dediğimde kapıya yürüdü, son kez bana baktı ve çıktı.

--

"Peki ne kadar süre onunla konuşmayacaksın?" diye sordu Ayça

"Bilmiyorum ama böylesi daha iyi, gelgitlerinden bıktım çünkü" dediğimde Ayça iç çekti "Nasıl istiyorsan öyle olsun" dediğinde başımı salladım.

"Ayça bizde kalsana zaten yarın haftasonu" dediğimde Ayça bir kaç saniye düşündü sonrasında annesini arayıp izin aldı.

"Kalıyorum!" dediğinde sevinçle el çırptım.

O sırada dış kapının açılma sesi geldiğinde annemlerin geldiğini anlamıştım.

Mesaj geldiğinde telefonuma baktım.

pınar_00: Adal

pınar_00: Baksana

Pınarın bana yazdığını görünce Ayçaya telefonumu gösterdim, elimden telefonu aldı ve "ben hallederim" dedi bende onu izlemeye başladım.

Adall_sırmak: Baktım?

pınar_00: Nasılsın?

Adall_sırmak: Sen yazdın ya

pınar_00: Evet??

Adall_sırmak: Daha kötü oldum, mümkünse bir daha bana yazma.

pınar_00: Sordum sadece neden hemen tersliyorsun.

Adall_sırmak: Bas git Pınar benden ne istiyorsun bilmiyorum ama rahat bırak beni, şimdi gelip bana nasıl olduğumu sorup çok düşünceliymiş gibi davranma.

pınar_00: Destan mı yazdın kızım ya, neyse okulda görüşeceğiz seninle.

Adall_sırmak: Tamamdır bay.

"Engelledim kanka" Dediğinde başımı salladım "iyi yaptın" dedim annemler bizi yemeğe çağırdığında telefonu bırakıp gittik.

Telefonum çaldığında tam kalkacaktım ki Meyra kalktı "Ben getiririm" dedi ve telefonumu getirdiğinde "Sağol" diyip aldım.

-Asrın<3 Arıyor-

Öksürdüğümde Ayça sırtıma vurdu babam "Ne oldu kim arıyor?" dediğinde "Asrın arıyor baba ben iki dakika konuşup geleyim" dediğimde babam "Kızım otur burda konuş Asrın yabancı değil, selamımı da söyle" dediğinde Ayçayla göz göze geldik.

"Tamam baba" diyip telefonu açtım.

"Alo, efendim Asrın?" dediğimde sesimi düzgün tutmaya çalıştım. "Pınarı neden engelledin ya" dediğinde ofladım "Sanane asrın yemekteyim şimdi sonra konuşalım bunları, babamın da selamı var hadi bay" diyip suratına kapattığımda babam kaşlarını çatıp bana bakıyordu.

"Tartıştınız mı asrınla neden böyle konuştun?" dedi "Biraz baba ama önemli bir şey değil barışırız sonra" dediğimde başıyla onayladı.

Asrın tekrar aradığında tekrardan ofladım "arsız mıdır nedir ya" diye mırıldandığımda babam elini uzatınca babama baktım.

"Bana ver ben konuşayım Asrınla zaten özlemiştim sesini duyayım" dediğinde gözlerim pörtledi, Ayça bana soğuk su uzatınca içip babama gülümsemeye çalıştım.

"Gerek yok baba yemekteyiz şimdi sırası mı?" dediğimde Babam hâlâ elini çekmiyordu.

Telefon tekrar çaldığında "ver kızım hadi" dedi annem, mecburen babama telefonumu verirken Ayça yavaşça sırtıma vurdu iki kere ve kulağıma eğilip "Geçmiş olsun kardeşim" dedi "Umarım ağzından bir şey kaçırmaz" dediğimde babam telefonu açmıştı bile.

Yemeğimi yiyip kaderime razı oldum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 18, 2024 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

𝕭𝖊𝖓𝖎𝖒 𝖐üçü𝖐 𝖐ı𝖟ı𝖒 (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin