Yatağımda yatarken odamın içine soğuk rüzgarlar geliyordu. Yastığımın altına iki elimi koyarak yastığın soğuk yüzünü çevirdim. Bu hissi çok seviyordum ve hep bu anı yaşamak istiyordum. Çok iyi hissettiriyordu. Kapı çalmasıyla gözlerimi açtım. Yataktan sıkılarak kalkarken gözlerimi ovuşturdum. Terliklerimi giyerek kapıya yöneldim.
Kapıyı açarken duvardaki aynadan dağınık saçlarıma baktım. Kapıyı açınca Ömeri gördüm. Dünkü kıyafetleriyle aynı şekilde karşımda duruyordu. Kapıyı tam suratına kapatacakken kapının arasına ayağını koydu ve ayağıyla kapıyı ittirdi. İçeri girince sinirle suratına baktım ve kapıyı sertçe kapattım.
"Neden geldin"
"Konuşmam lazım" salona geçerken omzunun üstünden bana baktı. Gözleri bir an dağınık saçlarıma kayınca saçlarımı ellerimle düzeltmeye çalıştım ve yanına gittim.
"Ne hakkında?"
"Dün yaşanan yanlış anlaşılma hakkında" bu söylediğine karşılık sert sesimle sorusuna cevap verdim. Pişkin pişkin karşıma geçmiş hiç birşey olmamış gibi bana açıklama mı yapıyordu!
"Yanlış anlaşılma?!"
"Evet özür dileri-"
"Sen benim dudaklarıma 'bilinçsizce' yapışıyorsun sonra da yanlış anlaşılma mı diyorsun!"
"Kendime engel olamadım"
"Sana en geç yarın borcumu ödeyip buralardan gidiyorum. Bir daha da karşıma çıkma yeter artık!"
Söylediğime karşılık üzülmüş ama daha çok sinirlenmiş gibi bakış atmıştı. Gerçekten anlam veremiyordum nasıl yapabiliyordu böyle birşeyi? Nasıl kendine bu kadar güveniyordu? Ya da kime güvenip beni öpüyordu?
"Gökçe saçmalama"
"Bana karışma hakkınızın olmadığını düşünüyorum"
"Gökçe eğer böyle saçmalamaya devam edersen iyi şeyler olmaz" dedi ve yüzüme yaklaşmaya başladı. Gözlerimi devirerek bir adım geriye çekildim.
Adım attığımı görünce gözlerime bakarak üzerime yürümeye başladı. Bense geri çekilmeye devam ediyordum. Çünkü en son geriye çekilmediğimde öpüşmüştük! Maalesef böyle olmuştu o yüzden bunun tekrar yaşanmasına izin vermeyecektim.
Ömer üzerime yürümeye devam ediyordu ve ben geriye gidiyordum. Artık Ömer bey yoktu çünkü beylik birşey kalmamıştı.
En son geriye giderken sırtımı hafif şekilde duvara çarpınca Ömer daha fazla yaklaşmaya başladı. Bu yaptığı hareketle gözlerimi devirdim ve yüzüne boş boş baktım. İki ellerini yan tarafıma koyarak beni duvarla arasına alınca konuştum.
"Bu kadar mısın sen?"
"Anlamadım?"
"Diyorum ki istediğin şeyler yolunda gitmeyince nasıl yapışıyorsun dudaklara"
"Kaç defa anlatacağım?"
"Dinlemek istemiyorum evimden git lütfen"
Ömer bu söylediğime karşılık bir elini yavaşça yanağıma doğru sürterek dudaklarıma indi, baş parmağını alt ve üst dudağımda gezdirdi. Gözlerimi yavaşça kapatarak tenimdeki soğukluğu hissettim sebepsizce. Bir an gözlerimi açarak sertçe eline vurdum ve göğsünü hızla ittirdim.
"Çek pis ellerini üzerimden!"
Göğsünü ittirdiğim için geriye sendelemişti ve ben tekrar göğsüne vurmuştum. Her ittirmemle konuşmaya çalışıyordu ama ben buna izin vermiyordum.
"Gökçe kes şu siktiğimin haraketini elimden kaza çıkacak!" Bağırma sesiyle durdum ve suratına boş boş baktım bağırmıştı bana. Bu durumda ben haklıyken bana bağırmıştı. Kulaklarımı ellerimle kapatarak gözlerimi sertçe kapattım ve titreyen sesimle konuştum.
"Bana bağırdın."
"Hayır hayır bağırmadım Gökçe çok özür dilerim"
"Bağırdın."
Vicdan azabı çeker gibi konuşmaya başlıyordu. "Gökçe bağırmadım sakinleş"
Sanki son nefesimi verir, son cümlemi söyler gibi zorlukla nefes nefese konuşmaya başladım. Bu tür travmalar yaşarken sürekli birden nefesim kesiliyor nefes almakta zorlanıyordum ve bunu Ömer'in önünde de yaşamıştım.
"Git. Lütfen."
Kulaklarım ve gözlerim kapalı şekilde zorla konuşmuştum. Ve evet ben zorlukla nefes almaya çalışırken Ömer beni travmamla yalnız bırakarak hüzünle kapıya doğru ilerledi ve kapıyı kapattı.
****
"Kanka iyimisin?" Asya'nın sorusuyla gözlerimi baktığım yerden çektim ve gözlerimi Asya'ya diktim.
"Ya ben biraz uykusuzum da dün uyuyamadım" bu cümleyi söylerken Ömer elleri cebinde yavaşça yanımıza yaklaştı ve koltuğa oturdu.
"Hoşgeldin abi"
"Asya sizi dışarı çıkartmamı ister misiniz?"
"Ay çok güzel olur bence" asya bana baktı, ayağa kalkarak elini elime uzattı.
"Kanka benim abimlere gitmem lazım bugünü başka bir güne ertelesek?"
"Ama kanka sürekli böyle yapıyorsun"
"Asya gerçekten özür dilerim bu aralar psikolojik sıkıntılarım arttı ama sana söz yarın çıkalım" bu cümleyi söylerken sizin de tahmin ettiğiniz gibi Ömer'e dolu gözlerimle ve hüzünle baktım. Göz göze gelmiştik, gözlerimi başka yere çevirerek dikkatimi dağıtmaya çalıştım ve gözlerimdeki gözyaşı düşmeden iki elimle gözümdeki ıslaklığı parmaklarımla aldım ve ellerimi birbirine sürterek Asya'ya birşey belli etmemeye çalıştım. Umarım başarabilmişimdir, yani inşallah.
"Tamam kanka ama bana bu olayları anlatacaksın tamam mı?"
"Tamam söz" diyerek kapıya doğru ilerlerken asya o sırada odasına gidiyordu. Ben de omzumun üstünden Ömer'e dolu gözlerimle baktım ve bir süre sonra önüme dönerek kapıyı açtım ve abimlerin evine doğru ilerlemeye başladım.
****
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nefretin aşkı
General FictionGökçenin en yakın arkadaşı Gökçeyi abisiyle tanıştırmaya karar verir. Gökçe arkadaşının abisini görünce şok içinde kalmıştır çünkü abisi onun geçenlerde arabasına çarptığı kişidir ve ünlü bir iş adamıdır. bu yüzden çok fazla kavga etmeye başlarlar...