öyle güzelsin ki kuş koysunlar yoluna*

255 32 7
                                    

Beraber yaşamaya başladıktan sonra Ebru hissettiği bazı duyguları daha iyi açıklama fırsatı bulmuştu. Bunun nedeni sadece kendini ifade edebilme yetisini geliştirmesi değil gerçekten ne hissettiğinin de farkına varmaya başlamasıydı. Ebru ki ilgiye muhtaç, övülmeye fazlasıyla alışık bir kadındı. Bu yüzden hep kendine ilgi duyan erkeklerden hoşlandığını sanmış ve iyi bir gelecek için kendini buna inandırmaya çalışmıştı.

Sevilmek için bazı huylarından vazgeçmesi gerektiğini düşünmüştü hep. Çünkü bir kadın eşine karşı mızmızlanmaz, kıskanmaz, hoşgörürdü. Ebru Figen'den duyduğu sevgiyi ciddiye almamıştı önceleri, çünkü bu koşulsuz sevgi ona tanıdık gelmemişti. Ebru zannediyordu ki sevilmek için hep kendisinden bir şeyler vermeliydi. Oysa Figen ondan ne bir tatlı söz esirgiyor ne de yanında kendinde bile saçma bulduğu hareketlerinden şikayet ediyordu.

Ebru ise bu durumu gördükçe Figen'in kollarında hiç kimsenin yanında olamadığı kadar rahat ve konforlu hissediyordu. İşten eve döndüğünde aradığı artık rahat bir yatak değil Figen'in sıcak bir sarılmasıydı. Ayhan ile evliyken nöbet tutmak için fazlasıyla fedakar davrandığı oluyordu lakin şimdilerde , Figen'e dönmek için müthiş bir heyecan duyuyordu.

Aşk'ın ilk görüşte olduğuna inanmıştı Ebru. Peki Figen'e hissettiği neydi? Ona acımıyor aksine artık o olmadan yapamaz gibi hissediyordu. Belki de acınası halde olan onun bu ilgi bağımlılığıydı.
Lakin içinde hapsolmuş bu duygu onu öpme arzusundan uzak da değildi. Bir öğrenciden yahut evlat sevgisinden bambaşka bir seviyedeydi bu.
Evet, belki Figen kendisinden çokça küçüktü yine de öyle yoğun ve öyle olgun davranışları vardı ki sanki Figen değil Ebru çocukmuş gibi hissettiriyordu.

Ve Figen her şeyiyle mükemmel, Ebru'nun hayranlık duyduğu bir genç kızdı. Daha önce neden onu bu denli istemediğini düşündü? Belki korkmuştu, belki de her şeyin gerçekten belirli bir zamanı vardı.



"Figen!" diyerek seslendi kadın. "Kapıda bir arkadaşın var seni bekliyor. Sanırım dönem sonu için notlarını istiyormuş."
Genç kız Ebru'nun sesini duyar duymaz odasından çıkmış onu dış kapının yanında mutfağın girişinde bulmuştu. Kadın ikisinin yanında fazla durmadığından Ebru ile konuşması fırsatı olmadı.

"Hoşgeldin Murat." dedi Figen elindeki notları ona uzatırken. "Fotokopi çektirdikten sonra tekrar getirirsin. Acele etmene gerek yok ama çok da gecikmesin lütfen."

"Tamamdır." demişti genç delikanlı. "Merak etme uzun sürmez." Murat heyecanını belli edecek bir tonda konuşmaya devam etti. "Aslında ben başka bir şey soracaktım."

"Tabii, söyleyebilirsin."

"Akşam işin yoksa bir şeyler içmeye çıkalım mı?" Murat'ın sorduğu bu soru Figen için kesinlikle hayır cevabını alacaktı. Lakin Ebru uzaktan kulak kabarttığı bu konuşmadan hiç memnun olmamış ve fazlasıyla şaşırmıştı. İçinde Figen'i kaybetme korkusu filizlenmişti ve bundan olsa gerek bir anda eli ayağı boşalmış, tuttuğu çay bardağını fayansın üzerine düşürmüştü.

Tiz bir şekilde neredeyse bütün evi dolduran bu çınlama Figen'in kapıyı genç adamın yüzüne kapatmasıyla birleşmişti. Acele bir telaşla Figen mutfağa yöneldi.

"İyi misiniz?" diye sordu beti benzi atmış bir şekilde.

"İyiyim merak etme." diyerek hızlıca kırılan cam parçalarını toplamaya başlamıştı.

"Ama öyle olmaz elinizi kesersiniz." demesine kalmadan Ebru elini aniden fayansın üzerinden geri çekti. Figen peçete bulamadığından sandalyenin üzerinde duran el havlusuyla Ebru'nun parmağını sardı.

"Siktir." diye mırıldandı Ebru. Kendini kaybetmemişti lakin konuşacak kadar da iyi hissetmiyordu.
Figen onu sandalyeye oturtup kapının girişindeki vestiyerden yara bandı çıkardı.

"Çok derin bir kesik mi?" diye sordu mutfağa girerken sonra Ebru'nun elinden havluyu çekip açılan yaraya baktı.

Ebru sanki onu hiç duymamış gibi başka bir soru sordu ona. "O çocukla çıkıyor musunuz?"

"Ne, hayır saçmalamayın." Figen bitmiş yara bandı kutusunu buruşturup masanın üzerine bıraktı. Ebru parmağını inceliyor Figen'in yüzüne bakmıyordu.

"Seni akşam dışarı çıkarmak istediğini söyledi. Özür dilerim, konuşmanızı dinlemek değildi amacım lakin duydum işte."

"Kabul etmedim." dedi Figen Ebru'nun saçlarını kulağının arkasına sıkıştırırken. "Aksini düşünmediniz değil mi? Yoksa aklınızdan benim onunla çıkabileceğim mi geçti?" Sandalyesini Ebru'nun yanına yaklaştırdı. Elinin tersiyle kadının yanağını okşadı.

"Sana başkalarına bakmalısın diye ben demiştim Figen. Nasıl böyle bir şeyi dile getirdim aklım almıyor. Seni bir başkasının yanında düşünürken çıldırıyorum."
Genç kızın yüzünde bir gülümseme belirdi.

"Ben kendimi yalnız sizin yanınızda düşünüyorum. Sadece size sarılmak kalbimi tamamen sarsıyor. Merak etmeyin, bu hep böyle kalacak. " Figen oturduğu yerden kalkıp tezgah üzerindeki birkaç damla kanı silmeye başladı.
Bu sırada Ebru da sandalyeden ayrılmış ve hala tezgahla uğraşan Figen'in beline sarılmıştı. Yüzleri birbirine bakmıyor olsa bile Ebru'nun güldüğünü hissedebiliyordu. Belini saran parmakların üzerinde kendi ellerini gezdirdi Figen. Ebru ise başını genç kızın omuzuna yaslamıştı. Önce Figen'in boynuna küçük bir öpücük kondurdu kadın. Sonra Figen yüzünü ona döndü. Aralarındaki mesafe o kadar azdı ki ikisi de kalp atışlarının sesini hissedebiliyordu.

Figen dudaklarını Ebru'nun yanaklarında gezdirdi. Bu dokunuşlar kadının kıkırdamasına sebep oluyordu. Sonra iki eliyle saçlarını gözlerinin önünden çekti ve Ebru'nun yüzüne baktı. O an genç kadından beklemediği bir hamle almıştı. Ebru dudaklarını Figen'in dudaklarıyla birleştirmişti. Yalın, sade ve kısa. Ne olduğunun ancak birkaç saniye sonra farkında varabildi. Figen'i öpmüştü ve bu hiç yanlış hissettirmiyordu.

Genç kızın yüzünde şaşkın bir ifade hüküm sürüyordu, ve Ebru'nun hali de ondan farklı sayılmazdı. Figen tadına doyamadığı bu hissi tekrar tatmak için Ebru'nun dudaklarını öptü. Bu sefer ikisinin de aklı başındaydı.

***

*öyle güzelsin ki kuş koysunlar yoluna Nilgün Marmara'nın bir şiiridir. bölümle alakası yok lakin isim seçmekte zorlandığım bir zamanda aklıma rastgele geldi.

gökyüzüne bakarken gördüm, bir yıldız eksik bugün. | gxgHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin