Evin içinde buruk bir sevinç dolanırken tekerlekli sandalyede ki adama gömleğini giydiriyordum. O geceden beri iki gün geçmesine rağmen yüzüme bile bakmıyordu. Bunda utanılacak birşey olmasa bile ikimizde utanıyorduk. İçeriden "Akif " diye seslenen annemle beraber son düğmeyi de ilikleyip arka arkaya odadan çıktık. Yerde olan başı oturma odasına gelince doğrulmuştu.
İmamın karşısına oturup yanıma sandalyeyi çektim. Adam bir dua ile başlamış ardından dua ile sözlerine devam etmişti. Nikahımızı kıyıp tatlılar dağıtılmaya başlandı. Mehmetin iki kız kardeşi vardı ve onlar gelip yardımcı oluyorlardı bize. Yanımda sakince oturan adamın gözleri asla değmiyordu bedenime.
Kirli bulaşıkları mutfağa yığıp hepsini sudan geçirmeye başladım. Sonbahar olduğu için ılık akan su tenimle buluşurken ne hissedeceğimi bilmiyordum. İçimde koca bir boşluk var gibiydi. Tüm bulaşıkları köpük yaparken mutfağa giren görümcem ile kendimi toparlayıp ne yaptığını anlamak için arkamı döndüm.
Buzdolabında yemeklik eşya çıkarıyordu. Kendisiyle çok sohbetim yoktu. Birbirimizden pek has etmezdik. Bulaşıklar bitince onu mutfakta bırakıp eve girdim.
Efe Cemal'in üstünde uyurken Ege sedirde oturmuş etrafına bakıyordu. Onuda ben kucağıma alıp oturdum. Annem ile babam imamın sohbetine dalmış şen şakrak gülüşüyorlardı. Sesiz bir şekilde oturmaya devam ettim. Taki gecenin gölgesi yeryüzüne düşerceye kadar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
levirat bxb
General Fiction"Konuş benimle sevgilim. Bunca yılın acısı benden çıkarır gibi konuş benimle. Dilinle değil yüreğinle konuş. Bırak dudaklarımız değil gözlerimiz anlatsın herşeyi . Seni nasıl sevdiğimi haykıran bu bedene tebessümle karşılık ver . " eşcinsel bir kur...