Bir çocuğa isim koymak kaderini biçmekle özdeştir benim için. Çünkü her doğan bebek, kaderin açtığı yolda adım atıp ilerliyorken kendisine konulan isimden bir parça taşır yanında. O taşıdığı parça, kader yolu boyunca boynuna doladığı şal, eline aldığı çanta, parmağına taktığı yüzüktür. Ömür boyu kendisi ile gelir. Ne canından bir parça olduğu için atılır, ne de bir hediye gibi başkasına verilir. Hep seninle nefes alır, hep seninle kalır.
Bu düşüncelerin kafamda belirmesinin nedeni ise benim ismimin kaderimden derin bir parça taşıması olabilirdi. İsmim Yelda'ydı ... Anlamı, en uzun gece olan Yelda... Doğduğum günden bu güne kadar kaderin bana açtığı yolda ilerliyorken bu ismi bir zırh gibi taşıdım bedenimde. Hayatım da ismim gibi geceydi. Hem de en uzun gece...
Karanlık kaderlerden bahsederken şu anda tahmin ediyorum ki, merakla bir sonraki satırın devamını okuyan pek çoğunuzun anlatmak istediği kötü bir hayat hikayesi vardır. Ve şimdi sorsam, çoğunuz da en kötü kaderin kendi kaderiniz olduğundan bahsedersiniz. İsteyip de elinize geçmeyen arzularınız, kaybettiğiniz canlar, tutulmayan sözler... Liste bu şekilde uzar ve gider. Ancak bu hikayeyi okuduğunuzda pek çoğunuz kendi yaşadığınız hayatın o kadar da kötü olmadığını görüp rahat bir nefes alacaksınız. Buna inanıyorum. Çünkü acı çekerek hatırlasam da anlatacağım hikayenin her ayrıntısını ezbere biliyorum.
Hikayeyi anlatmaya nereden başlasam bilmiyorum. Çünkü neresinden başlasam karanlık... Hem de uzun bir karanlık... En iyisi karanlığın en başından başlamak. Şimdi hazırsanız sizi kaderi karanlık olan bir kadının hikayesini, yani benim hikayemi anlatacağım. Bunu yeniden anlatmak tüm bu olayları yeniden yaşamak gibi olacak zihnimde. Çoğu zaman ellerim titreyecek yazarken, ya da bilmiyorum... Bazı yerleri yazmak istemeyip sileceğim çoğu zaman. Ama karanlıktan kaçmak onu yok saymıyor maalesef.
Ayrıca belki de yaşadığım olayların ruhumda açtığı derin yaranın etkisi ile bir arkadaş edinemem biçiminde kendisini gösteren derin bir yalnızlığın başrol oyuncusu olduğumdan yaşadıklarımı birine anlatmak bana kendimi iyi hissettirecektir. Sebebi ne olursa olsun, hiç arkadaşı olmayan bu kızı arkadaşınız olarak görmenizi ve derdini dinlemenizi istiyorum sizden. Ama... Ama küçük bir problem var.Ben hiç arkadaş edinemedim de cümleye nasıl başlayacağımı da bilmiyorum. Neyse siz beni hoşgörü ile karşılayıp benim arkadaşım olup beni dinler misiniz? Evet, hazırsanız başlıyoruz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YELDA
Romance(Hikayede yazılanlar tamamen hayal ürünüdür. Romantizm Günleri 2024 yarışması için yazılmaktadır.)Hikayeyi anlatmaya nereden başlasam bilmiyorum. Çünkü neresinden başlasam karanlık... Hem de uzun bir karanlık... En iyisi karanlığın en başından başla...