44. Bölüm

1.3K 79 38
                                    

Selam uzun zaman oldu. Sin iki aydır çok karışık bir süreç oldu. Sınav vardı bildiğiniz üzere. Herhalde bu yıl yine üniversite hayal oldu. 🥹Çok zordu. İlk oturum yine iyidi ikinci oturum çok zordu. 😅

Ben çok çalışmadığım için çok dert etmiyorum. Sınava girenler nasıl buldu çok merak ediyorum. Kolay mıydı?  Sınava giren varsa yazsın merak ediyorum.  İnşallah emeğinizin karşılığını alırsınız 🤲amin.

Bu arada bayramınız mübarek olsun.
Bölüm geç oldu diyenler olur yine . Yapabileceğim birşey yok bazen planladığımız gibi gitmez hayat. Ne kadar geç olursa olsun ben bu kitabı kesin bitireceğim.

Medyaya İstanbul turumdan küçük bir görsel ekledim garipsemeyin

KEYİFLİ OKUMALAR ♥️ oylamayı unutmayalım lütfen seviliyorsunuz.



Sessizlik doldurmuştu zihnini. Odayı dolduran Newton toplarının sesini bile duymuyordu. Gözleri sıraya birbirine çarpan topları takip ediyordu.

Duyguların bastırmaya çalışıyordu. Zihni büyük bir mahkeme içerisindeydi. Suçlular belliydi. Sadece karar kalmıştı.

Kısa bir süre sonra onların ona yaptığı gibi yakıp kül edecektir.

Kapının tıklatılmasıyla Adel zihnindeki düşünceleri rafa kaldırdı. Arkasına yaslanıp kapıya döndü.

Elinden kocaman çiçek buketiyle bir hemşire girdi"Hocam bunlar size geldi. "Adel yüzündeki sahte tebessümle ayağa kalkıp çiçekleri adlı "Teşekür ederim"dedi

Hemşirenin odadan çıkmasıyla Adel elindeki çiçeği masaya bırakıp, çiçeğin arasına sıkıştırılmış küçük zarfı adlı.

Hayatımız yeni güzelliklerle devam etsin.     
                                  Miran.

Yazıyordu. Adel elindeki kartı masaya atıp kendini sandalyeye atı. "Evet hayatımda güzle şeyler olacak. Ama siz olmayacaksınız"diye mırıldandı.

Bu düşünce kalbinin bir yerlerinde kırılmaya neden oluyordu. Oda karınında cab bulmaya çalışan bebekte bunları hak etmiyordu.

Yapılacaktı yinede. Annesinin yaptığı kahramanlığı oda çocuğuna yapacaktı. Bunun sonucundan ölüm bile olsa.

Miran ise şirkete odasında iş dışında herşeyi tartıp biçiyordu. Adel'in böyle sessiz sakin durması hayrı alâmet değildi.

Küçük karısını birşeyler çeviriyordu. Tek bir dokunuşla her şeyi öğrenebilirdi. Doğru zamanı bekliyordu, bu zaman gelince en az zararla kurtulmak için elinden geleni yapacaktı.

Adel elinin tersiyle çiçeği kenara doğru itip elindeki kartı rastgele yanına atı.
Böyle süslü laflara çok fazla duymuştu.
Onlar istedikleri her şeyi yapacaklardı, Adel'e ise susup kabullenmek kalıyordu.

Her şeyi ince ince işleyip bütün ayrıntılarına dikkat ederek adım atacaktı. Tabii bu süreçte yine birinden yardım alması gerekiyordu.

Telefonunu eline alıp numarayı çevirdi. Karşıdan gelen ses ile Adel buz bir ifade ile "yardımına ihtiyacım var "dedi.

Aslanbey konağı her gün olması gerektiğinden fazla sessizdi. Avzer annesiyle birlikte avluda oturmuş kahvelerini içiyorlardı. Avzer. derin nefes alıp elindeki fincanı sehpanın üstüne bırakarak annesine baktı. "Yengemin böyle hiçbir şey olmamış gibi davranması benece normal değil. " Dedi. Mizgin Hanım üstündeki yorgunluk ile elini göğsüne koyup ağır ağır başını saldı.

MARDİN'DE SEHER YELİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin