16

23 2 1
                                    

Helüüğğ

Neyse ay defne evlenecek ay gözlerim doldu ajwhjwhzi

Neyse size keyifli okumalar 💫

***

2 ay sonra:

İki ay geçmişti ve bu aylar içerisinde biz nişan hazırlığı yapıyorduk.

Zeynep ile Boran bir birlerinden hoşlanıyordu, ama bunu bir türlü bir birlerine söylemiyorlardı. en son ben söyleyecektim Boran beni kilere kilitlemişti!

Üzerimdeki zümrüt yeşili abiyeye bakıyordum, çok güzeldi ama bunu bana zorla giydirmişlerdi yoksa ben sade siyah bir elbise giyecektim.

Elbise saten uzun ve göğüs dekoltesi vardı, sol bacağımda ise bir yırtmaç vardı.

Elimle kahve saçlarımı düzleştim ve son kez kendime baktım.

Ben nişanlanıyordum eskiden olsa buna kahkaha atarak gülerdim ama şu an...

Kapının çalması ile irkilerek kendime geldim. "Gel." Kapı açıldı ve bizimkiler girdi.

"Oo defne hanım bu ne güzellik böyle!" Hakan gereğinden fazla abarttıyordu.

"Off, altı üstü bir inşan ne abartınız be!" Dememle Hakan göz devirdi, bir bu kalmıştı zaten.

Emre bana bakar güldü, "bu şimdi ciddi ciddi evleniyor mu?"

"Evleniyor," dedi boran.

"Ee kız tarafı nerde kaldı?" Ekine bakarak cevap verdim:

"Salak kız tarafı biziz ya," dediğimde gülerek göz kırptı.

"Ay üf çekilin be siz ne anlarsınız be bu işten," dedi Işıl.

Kendisi gibi parıltılı gold bir elbise giymişti.

"Işıl bune kızım! Ayaklı avize gibisin." Dedi Ekin.

"Ha ha ha çok komik."

"Evet."

"Ya bir siktir."

Işıl bana döndüğünde canavara bakıyorumuş gibi bakıyordu.

"Makyaj nerde?!"

"Yaptım ya," dedim.

"Ben göremiyorum."

"Boş ver."

"Üff."

Kapı açıldığında bu seferi içeri Zeynep girdi.

Üzerinde sade gök mavisi bir elbise vardı, günlükte denilirdi. "Defne," dedi ve yanıma geldi. "Çok güzel olmuşsun," dedi birazda utangaçtı. "Neden bu kadar sade giyindin ki?"

"Seviyorum," dedi ve bende fazla uzatmadım. Boranın gözleri Zeynepteydi.

Yok ben dayanamam.

"Hayırdır? Boran," dediğimde gözleri sinirle bana döndü.

"Ne oldu defne seni yine kilere mi? Kilitim," dediğinde gözlerimi kısarak ona baktım.

"Yok, gözlerin farklı yerlerde fazlasıyla geziyor," dedim ve zeynebi işaret ettim.

Bana sana ne der gibi bakıyordu.

"Ama neyse."

İçeri emir girdiğinde bir birimize uzun uzun baktık.

Üzerinde siyah kumaş pantolon ve siyah gömlek vardı. Yanıma geldiğinde diğerleri çıktı.

"Karıcım."

"Hmm?"

"Ты такая красивая, моя дорогая"
*çok güzelsin, sevgilim*

"Ne anlamdım?" Anlamamızlıktan gelmiştim yoksa biliyordum.

"Karıcığım Rusça bildiğini biliyorum," dediğinde güldüm. Gülüşümün üzerine uzun bir öpücük bıraktı.

"Hadi!"

Beraber aşağı indiğimizde evimizin bahçesinde olacaktı.

Merdivenlerden indik ve alkışlar yükselmeye başladı.

Nişan çok güzel geçmişti babam tüm gün Emir'e ters ters bakıyordu emirde buna alıştığı için pek. Bir şey söylemiyordu.

"Ben bir su içip geleyim," dedim ve kalktım.

"Tamam güzelim."

Mutfağa geldiğimde balkondan sesler geliyordu.

"Kim var orda?" Dedim.

Oraya biraz yaklaştığımda ensemde bir ağırı hissettim.

Ve karanlık...

Saatler sonra:

Gözlerimi açtığımda  Karanlık bir depodaydım.

Başımda ise iki tane esmer iri korumlar vardı.

"Neredeyim ben?" Dediğimde biri bana baktı ve başıyla bir şeyler işaret etti.

"Hey! Size diyorum," dedim.

"Rimarrai in silenzio oppure il capo ti mostrerà come rimanere in silenzio." İtalyan aksanı ile bir şeyler söyledi ama ben anlamamıştım.

"Ne diyon be! Türkçe konuş," dedim.

"Kes sesini," İtalyan aksanı ile bunu söylemişti.

"Oldu başka?" Dedim alay dolu sözlerim ile.

Kapı açıldığında içeri bir kaç koruma ve bir adam girdi.

"Polat?!" İrileşen gözlerim ile ona bakıyordum.

"Cık, Polat değil bebeğim Deren."

"Ama sen nasıl yaşıyorsun?"

"Meslek sırrı bebeğim, bakıyordum da önemli bir yerden geliyorsun ya da benim için mi? Süslendin."

Bir saniye!

"Yoksa. Ervayı öldüren sen miydin?" Dediğimde gülerek bana yaklaştı.

"Evet bendim." Vay o-

"Pislik! Neden yaptın bunu? Tekrar git o Esra'nın yanına berki altında inlemeyi özlemiştir!" Dedim. Ama yüz ifadesi değişmedi.

"O öldü! Ve o hataydı defne ben seni seviyorum!"

"Sevdiklerime zarar vererek mi?"

"Hayır hepsinin bir nedeni var."

"Neymiş?"

Derin bir nefes aldı ve sandalyemin yanına sandalye çekerek oturdu.

"Erva, o kız o gün seni zehirleyecekti ve ona karşı koymak istedim ama dayanmadı ve kendini öldürdü." Gözümden bir yaş düştüğünü hissettim.

Erva o... o beni öldürmek istemişti.

"Peki inci?" Zorlukla konuşuyordum.

"İnci, inci o gün annesinin sırlarını öğrenmişti ve o hırsla annesin yanına giderse kötü şeyler olacaktı. Engelemek istedim ama o kaçtı ve ormanda bir yerde yuvarlandı ve çalılıklar düştü, karnına darbe olmalıydı Çünkü eli karnında sızlıyordu." Dedi ve devam etti.

"İşte senin geleceğini öğrenince onu depoda bırakmak zorunda kaldım."

Ona ne diyeceğimi bilmiyordum.

Yalan söylüyor olabilir!

Hayır!

Polat yani Deren hiçbir zaman yalan söylemez ve o hep dürüst biri olmuştu. O yüzden ona aşık olmuştum.

"Ne diyeceğini bilmiyorsun biliyorum defne her şeyi biliyorum."

***
Bitti,

Uyumam gerekiyor yoksa yorgunluktan gebercem.

Neyse sizi seviyorum bay!

Sizce Polatın amacı ne?

lunamiaw 💋

İmkansız (kimsin sen-2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin