23

4 0 0
                                    

Keyifli okumalar💋

Yeni karakterler için hazır olun!
***

Aldırış etmedim. Restorandın girişine doğru yürümeye başladım ta ki Siyah lüks bir arabanın önümde durana kadar.

Kaşlarımı çattım ve arabanın için birisi indi.

Kızıl saçlı, Siyah Deri elbiseli bir kadin yanımda doğru yurdu ve durdu. Gözündeki gözlüğü çıkardığında onu tanımıştım.

Ağzımdan tek bir kelime çıktı, "Asena?"

Asena gülümseyerek bana baktı.

"Defne, beni hatırlamana sevindim. Baya büyümüşsün. Bir kızının olduğunu da duydun hatta."

Asena, Batu'unun Teyzesiydi ama Batudan küçüktü.

Gülümsedim ve Onu baştan aşağı süzdüm.

"Evet doğru duydun. Bir kızım oldu şu an uyuyor uyanınca onu da götürürsün."

Asena başını salladı, "tabi tabi onu görmek isterim eminim ki annesi kadar o da güzeldir..."

Asena arkamda bir yere baktı ve gülümsemesi genişledi.

"Güneş!"

Arkamı döndüğümde Annem bize doğru geliyordu. Annem Gülümsedi ve Asena'ya sarıldı. "Asena görüşmeyeli çok oldu."

"Ah, evet çok oldu tatlım. Bir torunun ve oğlun olmuş hayırlı olsun."

"Teşekkür ederim."

Onlar konuşurken bende Restoranda girdim.

Masaya doğru yürürken arkamdan bir ses geldi ve durdum. Arkamı döndüğümde hiç beklemediğim bir şey oldu.

"Defneciğim."

Kıvanç sırıtarak bana doğur yürüyordu.

"Kıvanç? Sen ölmedin mi ya?"

Kıvanç buruk bir üzgünlükle, " Defne, ölmedim tabi ki. Ölmemi mi isterdiniz küçük hanım?"

Ona ters bir bakış attım. O gülümseyerek devam etti.

"Ah be güzelim Demirin amacı olmayacaktım, o zaman kimse seni benden alamazdı."

Babamın Amcası olması bir şey değiştirmiyordu ki adam bana her türlü yürüyor.

Kıvanç bir an ciddileşti.

"Buraya Doğum günü için falan gelmedi kimse tesadüfde değildi. Defne biliyorsun değil mi? On tane aile var. Bu ailelerin bir çoğunun ilişkisi güçlü olmasada arada bir düşmanlık var ve bugün sabah yeni bir şey öğrendik. Bunu açıklamak için herkesi buraya topladık lakin bir şey oldu..."

Onun ses tonu hiç de normal değildi ve belli ki bu işin içinde büyük bir iş var.

"Ne oldu?"

Kıvanç Boğaz'ını temizledi.

"Asena geldi ve Asena yanında Batuyda getirmiş."

"Yani?"

"Yani şu ki, Alataş ailesi ve Sabancılar ortak olmuş ve bilirsin ki biz Alataşlara düşmanız. Gerçi annen hala onlarla konuşuyorda..."

Sonrala doğru sessini kıstı ve gözlerini kaçırdı.

Ne demek oluyor bu? Elbette Bu iki Ailenin düşman olduğunu biliyorum ama bu da neydi şimdi? Gerçekten Sabancılar ve Alataşlar ortak mı olmuştu?

Bir saniye yoksa.

"Tabi ya! Bunlar Kerim'le Arayı evlendirme planı yapıyorlar!"

Bundan iki yıl önce annem ve Canan teyze kavga edip küsmüşlerdi ve bunun üstüne onlar Alataşların tarafında oldular. Saçmalık resmen.

"Evet doğru bildin küçük hanım aynen öyle."

"Kıvanç, bunlar şimdi ne yapmaya çalışıyor ki? Bu toplantı mi ne her neyse işte ona kimler gelecek?"

"Rana, Zehra, Ebru ve Boran, Alev, Ateş ve Duru, ve geri kalanını biliyorsun zaten."

"Tamam tamam anladım. Şimdi Sen neden geldin ki Rusya'dan?"

Kıvanç derin bir nefes aldı ve Hafif yüzünü buruşturdu.

"Bizim Rusya'daki Şirketeler de sorun çıktı. Andrew anlaşmayı kabul etmiyor."

"Ne demek etmiyor?"

"Etmiyor iste neyse bende onun için buraya geldim."

Onunla biraz daha konuştuktan sonra telefonu çaldı ve gitti. Koridorda yürürken telefonum çaldı.

Ekin arıyordu. Açıp açmamak arasında kararsız kalmıştım en son dayanamadım ve açtım.

"Alo Defne?" Sesi endişeli geliyordu.

"Ne oldu nefes nefse gibisin?"

"Batu orda mı?"

"Evet onu restorandın önünde gördüm."

Ekin küfür ettiğini duydum sonra devam etti.

"Tamam Tamam. Olan şeyleri biliyorsundur büyük ihtimalle, Asena sizin masaya gelecek ve ses kaydı koyup gidecek."

Ne?!

"Ne?! Ne demek oluyor bu? Asena yapamaz!"

"Yapacak ama! Siz her an tedbir alın!"

Derin bir nefes aldım ve sinir kırıcı geçirmemek için hızla telefonu kapattım ve masaya yürüdüm. Annemler gelmişti bile. Masaya oturduğumda tüm gözler bana döndü.

Annem, "ne oldu defne sıkıntılı gibisin."

Daha fazla dayanamazdım, "kısaca dikkatli olun. Laflarınıza dikkat edin ve..."

Babam kaşlarını çattı, "kızım açık söyle."

Onlara Ekinden bahsedemezdim.

"Asena bizim masaya gelecek ve ses kayıt cihazı koyacak takmışta olabilir."

"Ne?" Kıvanç şokla bana baktı.

Aradan yarım saat geçti. Topuklu ayakkabının sesi geldiğinde arkamı döndüğümde kalbime bir ağır girdi ve acıyla inledim. Basımda bir ses dondu.

"Bir kaç saat sonra ortalık karışçacak."

Annem hızla bana döndü.

"Defne iyi misin?"

"İyim."

Asena bize doğru yurdu ve bir sandalye çekip oturdu. "Merhaba. Umarım rahatsızlık vermedim."

Kıvanç bir Kurudun bir kuzuya baktığı gibi bakıyordu.

"Hayır."

Sesi boğuk ve sert çıkmıştı.

Asena gülümsemesi soldu. "Size bir kaç bir şey söyleyip gideceğim."

Yutkunamadım kalbimdeki acı büyüdü. "Ne diyeceksin?"

Asena önce bana baktı sonra diğerlerine.

"Emir..."

Ne Emir mi? "Devam et!" Sesim yüksek çıktı.

"O aslında ölmedi." Ne saçmalıyordu?

Nefesimin kesiliyormuş gibi geldiğini hissettim. "Ne demek ölmedi Asena?!"

"O ölmedi! Ölemden önce röntgen çekilmedi! Emir ölmedi diyorum! O kaçırılmış!"

Gözümün önü karardı. Ne diyordu bu lanet kadin? Ne diyordu bu?! En son birinin kolumu tutuğunu hissetim...

***

Umarım beğenmişsinizdir❤️

Kısaca Şunu söyleyeceğim karakterleri siz hayal edin. Şimdilik.

Ve evet şunu da ekliyeyim,
sezon yeni başlıyor...

İmkansız (kimsin sen-2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin