Selam
35. bölüm yatak sahnesinin benim için ayrı bir önemi vardı çünkü başından beri içini Asi'ye açan bir Alaz ve taşıdığı yük daha fazla olmasına rağmen Alaz'ı can kulağıyla dinleyen Asi yazmak çok zordu. Alaz Soysalan evrenlerden birinde ergenliğinde geçirdiği öfke nöbetinden sonra başını Asi'nin omzuna yasladığını öğrense çok mutlu olurdu. Sözün özü, aklından geçenlerin asıl kurguda kırıntılarını görmek heveslendiriyor insanı.
Hala okuma hevesi olanlara ve yaz gibi hissettirenlere...
Bölüm başlığı Duman – Kırmış kalbini şarkısından
Umarım seversiniz
Alaz çalışma masasıyla kitaplık arasında duran ukuleleyi eline aldı. Asi odada bir yerlere kaldırmamıştı, el altında duruyordu. Biraz kullanılmış gibiydi. Kızın çalmayı öğrenip öğrenmediğini merak ederken eline alıp tekrar yatağa oturdu. Birkaç teli parmağıyla hareket ettirdi. O sırada dışarıdan gelen sesleri duydu.
"İçeriden ses geliyor Asi, biri mi var?" Cesur'un sesiydi bu.
"Yok Cesur akşam akşam kim olacak."
Biraz durakladı Cesur. "Hadi ona tamam, niye iki tane çay aldın?"
Alaz kapının arkasında sessizce konuşmalarını dinliyordu. Birden kapıyı açıp kendini gösterse Cesur'un suratının alacağı şekli merak ediyordu. Yaparsa Asi ile geçireceği akşamı yakacağı için sessizce beklemeye karar verdi.
"İdil gelecekti. Vazgeçtim diye mesaj atmış az önce."
"E birini ben alayım doğum günün için oturalım her zamanki gibi. Görmedin mi kar yağdığını?"
Merakla Asi'nin cevabını bekledi Alaz, kapıya biraz daha yaklaştı.
"Gördüm. Gördüm Cesur da ben bu akşam çok yorgunum birazdan uyuyacağım. Yarına da devam eder zaten kar. Sen çayların birini al istersen."
Kızın Cesur'dan kurtulma çabası hoşuna gitmişti Alaz'ın ama asıl gülme sebebi kızın kurtulmak için uydurduğu saçma cevaplardı. Cesur gerizekalısı bile saçmalığına dikkat çekiyordu.
"İdil'le oturuyodun bana gelince mi uykun geldi?"
Asi'nin sessiz kalma süresine sesli bir şekilde gülmemek için neredeyse ağzını kapatacaktı Alaz.
"Ona ayıp olmasın diye tamam dedim. Ne zamandır bizim aramızda ayıp oluyo Cesur? Uykumun geldiğini de söyleyemeyecek miyim sana?"
'Tam da Asi kızlık hareket' diye düşündü. Ne zaman parlayacağı belli olmayan öfkesiyle kaçırmaya çalışıyordu Cesur'u.
"Tamam kardeşim istemez. Sen akşamüstü uykusuna yatıp tersinden kalkmışsın belli ki. Gidiyorum ben. İyi ki doğdun. İyi ki varsın"
Asi Cesur'un kalbini kırdığı için arkasından üzgün bir ifadeyle bakabildi sadece. Sonra tepsiyi tek eliyle tutup yavaşça kapıyı açtı. Alaz'ı odasında bırakması unutabileceği bir şey değildi ama çocuğu kapının dibinde görünce şaşırmadan edemedi.
"Yalan konusu üzerine seninle biraz çalışalım Asi kız. Çok kötüsün bu konuda."
Asi gözlerini devirip çalışma masasına doğru yürüdü. Çayları masaya bırakıp sahte bir gülümsemeyle konuşmaya başladı. "Senden daha iyi bir hoca bulamam herhalde. Bu teklifi değerlendireceğim."
Alaz tekrar yatağa doğru yürüyüp otururken cevap verdi. "Çok mutlu olduğunda o parlak zekan devre dışı kalıyor galiba. Bir şeyler hakkında çok iyi yalan söylediğimi biliyorsan ya da yakaladıysan bu konuda çok da iyi bir hoca olamam, paradoks deniyor buna. Bir de ben sana ne zaman, hangi konuda yalan söyledim?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Çocuklar
FanfictionYaman, Asi ve Cesur Zafer'in elinden kurtulduktan birkaç ay sonra Yaman ailesini bulsaydı nasıl olurdu. Çok uzatmadan Aslaz ve biraz da Yamlaz based bir kurgu olacaktır.